Pişmiş balık vermeyin, tutmayı öğretin

Çocukları okuldan geldikten sonra dersin başına oturtmanın oldukça zor olduğunu belirten Uğur Dershanesi Rehber Öğretmeni Türker Küçükkısa, “Birçok öğrenci ödev yapmayı sevmiyor. ÇocuÄ

Bölgede Gündem 18.09.2012 19:58:00 0
Pişmiş balık vermeyin, tutmayı öğretin

 Çerkezköy Haber- Eğitimcilerin çocuğun gelişiminde önemli gördükleri ödevler konusunda anne, baba ve öğretmenlere uyarılarda bulunan Uğur Dershanesi Rehber Öğretmeni Türker Küçükkısa, “Çocuklara pişmiş balık vermeyin, tutmayı öğretin” mesajını verdi

 

SÜREKLİ ARTAN BİLGİYE ULAŞIR

Uğur Dershanesi Rehber Öğretmeni Türker Küçükkısa, ödevlerin başlıca amacının, öğrencilerin anne-baba, öğretmen ya da bir başka öğreticiden bağımsız olarak, kendi kontrol ettiği çabalarla öğrendiklerini pekiştirmek olduğunu belirtirken, böylece çocuğun kendi kendine sürekli artan bilgiye ulaşabildiğini ve o bilgileri işleyerek kendi düşünme biçimini oluşturabildiğini kaydetti.

 

SOMUT ÖRNEKLER VERİLMİYOR

Çocuğun ödev yapma alışkanlığını bilinçli bir şekilde kavrayıp, devamlılığının sağlanmasında en büyük görevin öğretmenlere düştüğünü ifade eden Küçükkısa; rehberlik programları, ders içi etkinlikler oluşturulurken öğretmenlerin, ödevi vereceği öğrencinin yeteneklerini, sevdiği dersleri baz alması gerektiğinin altını çizdi. Öğrencilerin genellikle sözel ağırlıklı dersleri severken, sayısal dersleri sevmediğine dikkat çeken Türker Küçükkısa, “Bunun en büyük nedeni öğretmenlerin sayısal dersleri de sözel derslerde yaptıkları gibi soyut olarak anlatmaları. Matematik, Fen ve Teknoloji gibi dersler somut olarak öğretilmeli, öğrenciler günlük hayatta da öğrendiklerini uygulayabilmeli. Bununla birlikte öğrendiklerini pekiştirmek için de ödevlendirmeler yapılmalı” dedi.

 

FOBİ DEĞİL, HOBİ OLUR

Öğretmenlerin, yapılan ödevleri dikkatle incelemesi ve sonraki ödevler için teşvik ve motive edici tutum sergilemeleri gerektiğini vurgulayan Küçükkısa, “Ödevler değerlendirilirken, öğrencilerin alacağı not ön planda tutulmamalı. Bunun yerine öğrenciyi motive edecek uygulamalara gidilmeli. Örneğin; ödevini yapan öğrencinin defterine yıldız atılmalı, ödül olarak kitap, kalem alınmalı ya da artı eksiler koyularak haftanın öğrencisi seçilmeli. Böylece öğrenciler için ödev bir fobi değil, hobi olur. Tabi bu ödüllendirmeler farklı aralıklarla değişmeli. Sürekli aynı ödülü alan öğrenci, bir süre sonra duyarsızlaşmaya başlayacaktır” diye konuştu.

 

ZATEN BİLİYORUM NE GEREK VAR?

“Çocuğa ödev yapmayı sevdirmede ikinci büyük görev aileye düşer” diyen Rehber Öğretmeni Türker Küçükkısa, birçok öğrencinin  “Bunları zaten biliyorum ödeve ne gerek var ki!” düşüncesiyle ödev yapmadığını belirterek, "Aileler öncelikli olarak çocuğa ödev yapması gerektiğinin neden önemli olduğunu, onun anlayabileceği bir dille açıklamalıdır." uyarısını yaptı. Küçükkısa, "Çocuklar, bu bilince sahip olmadan ödev yapmaya yönlendirilirse ödev yapmanın gerekliliğini anlamadan, sadece zorunluluktan dolayı ve özenmeden ödevlerini aceleyle bitirmeye odaklanır. Nitekim çocuklar, ödevlerin gereksiz ve angarya görevler olduğunu, kendilerini ders çalışmaktan alıkoyduğunu düşünebilirler. Bu nedenle ödevlerin de bir çeşit ders çalışma pozisyonu olduğu ve gereksiz bir çalışma olmadığı telkin edilmelidir" dedi.

 

ÇOCUKLA BİRLİKTE KARAR VERİLMELİ

Çocukların ders çalışacakları ya da ödevlerini yapacakları uygun ortamların aile tarafından sağlanması gerektiğini söyleyen Küçükkısa, "Çalışma odasında televizyon gibi dikkatlerini dağıtacak eşya ya da cihazlar kesinlikle olmamalı. Aileler çocuklarının motivasyonunu yüksek tutmak için, belli aralıklarla çocukları molalarda ödüllendirmeli. Bununla birlikte çocuğun uyku ve yemek saatlerinin düzenli olmasına özen gösterilmelidir. Çocuk okuldan geldiğinde dinlenmesi için ona belli bir süre verilmelidir. Çocuklar bu süre de anne-babasıyla sohbet edebilir, oyun oynayabilir ve yemek yiyebilirler. Çocuğun ödev yapmak için ayıracağı süreye çocukla birlikte karar verilmeli" şeklinde konuştu.

 

YAPMAYIN, ÖĞRETİN

Ödev yapma sürecinde ailelerin çocuğa hiç yardım etmemesinin zorluklar karşısında çocukta desteksiz kalabileceği duygusunu uyandırabileceği ikazında bulunan Uğur Dershanesi Rehber Öğretmeni Küçükkısa, "Burada yardımdan kastımız çocuklar yorulduğunda onların yerine ödevlerini yapmak değil, nasıl yapması gerektiği konusunda çocukları bilgilendirmektir. Mesela; sözlüğe nasıl bakacağını göstermek, bilgiye nasıl ulaşacağını öğrenmesini sağlamak bunları kendi yapabilecek hale gelene kadar yönlendirici olmaktır. Yani çocuğa balığı pişmiş halde vermeyin, tutmasını öğretin” ifadelerini kullandı.

 

ÖDÜL VAATLERİYLE YAPTIRMAYIN

“Velilerin yaptığı en büyük yanlış, öğrenciye ödev yapması şartıyla hediye vaatlerinde bulunmaları” diyen Küçükkısa, “Çocuklara hediye alma vaatleriyle ödev yaptırılmamalı. Böyle alıştırılan öğrenciler, anne-baba faktörü ortadan kalkınca kendilerini büyük bir boşlukta buluyorlar. Bunun yerine çocuklara ödev yapmanın gerekliliği anlatılmalı. Çocuk ödevi neden yapmak zorunda olduğunu anlarsa ve kendi verdiği kararla ders çalışırsa, hayatının her devresinde başarılı olur” dedi. Çocukların yaptığı ödevlerin öğretmen ve anne baba tarafından kontrol edilmesi gerektiğine de değinen Türker Küçükkısa, "Ödevlerin okulda öğretmene sunulmadan önce anne baba tarafından kontrol edilmesi, çocuklara yaptıkları hataları düzeltme ve eksikleri giderme fırsatı verir" diye konuştu.

 

Haber / Pınar KORKMAZ

 


0282 726 91 91
0282 747 65 10