MUTLU YAŞAM ADIMLARI
Dün saat 14.00 da başlayan programda mutlu olabilme konusu, öğretim Görevlisi Gülten Vatansever Balcıoğlu tarafından anlatıldı. ‘Yüreğin Rehberliğinde Mutlu Yaşam Adımları’ konulu konferans Çerkezköy Ticaret Sanayi Odası konferans salonunda gerçekleştirildi. Konferansa, AK Parti Çerkezköy İlçe Başkanı Alaettin Demirbağ, CHP Çerkezköy İlçe Başkanı Metin Dönmez, İlçe Gıda Tarım Tarım ve Hayvancılık Müdürü Recep Demirbağ, Öğretim Görevlileri Taha Aslanlı, Emel Demir Askeroğlu, Gülsüm Turan, Ali Maralcan, Özlem Göksel Berk ve Çerkezköy Yüksekokulu Büro ve Büro Yöneticiliği ve Halkla İlişkiler öğrencileri katıldı.
MUTLULUĞUN TANIMI
Soru cevap şeklinde gelişen konferansta, insanın mutlu olabilmesinin kendi elinde olduğuna vurgu yapan konuşmacı Gülten Vatansever Balcıoğlu “Yapılan son araştırmalarda insan beyninin salgılamış olduğu ışınların bir metropolü aydınlatabilecek miktarda olduğu tespit edilmiştir. İnsan yüreğinde bulunan enerji kapasitesinin ise beyindeki enerjiden 5 bin kat daha fazla olduğu saptanmıştır. Böylesine mükemmel bir yapıya sahip olan insan, mutluluğu değişik şekillerde tanımlamaktadır. Bir kısım insan mutluluğu para olarak değerlendirirken, diğer bir kısım insanlar ise ev, araba, yat ve aşk olarak tanımlamaktadırlar. Tabi ki kişiden kişiye bu faktörler değişmektedir” dedi.
İÇ VE DIŞ DÜNYANIN UYUMU
Mutluluğun tanımının Aristo’ya göre ‘Kendi olma yolunda ilk gereksinim’ olduğunu belirten Balcıoğlu “Mutluluk, içinde bulunduğumuz durumları nasıl algıladığımız, yaşadıklarımızdan dünyamıza neler aktarabildiklerimizdir. Yaşadığımız olayların aynı şekli ile dünyamızda yer bulması mutluluk olmayacağına göre bunun içimizdeki şekline müdahil olmak zorundayız. Yani mutluluk iç dünyamızla dış dünyamız arasındaki uyum ve ahengin adıdır. Mutluluğun diğer bir tanımı özgürlük demektir. Özgürlük sonrasındaysa sorumluluk gelmektedir” diye konuştu.
YONTULUNCA DEĞER KAZANIR
Mutluluğun değişik aşamalardan sonra ulaşılabilecek bir kavram olduğuna dikkat çeken Balcıoğlu “Bu aşamaları şu şekilde sıralayabiliriz. Hayatımızdaki dirençlerin farkında olabilmeliyiz. Yaralarımızın içine bakabilme cesaretini gösterebilmeliyiz. Oysaki biz hayatı algılarımızla nitelendiriyoruz. Aslında insan korkularıyla yüz yüze gelmeli, acılarıyla karşılaşabilmelidir. Elmasın işlenmeden önceki hali ile işlendikten sonraki halinin aynı olmadığı gibi, insan da sıkıntılarıyla mücadele ettikçe, kendi olmayı başarabilmektedir. Elması değerli yapan yontulması ve işlenme şeklidir” dedi.
EKSİKLERİMİZLE VARIM DİYEBİLMELİYİZ
İnsanın kendine hizmet etmeyen duygulardan uzak kaldığı müddetçe mutlu olabileceğini ifade eden Balcıoğlu “Her insanda kendisinin eksikliklerine dair kompleksler bulunur. Kişiden kişiye değişiklik gösteren bu duygulardan mümkün mertebe uzak kalmanın savasını vermeliyiz. Günümüzde beyaz, renk olarak kabul edilmemektedir. Oysaki beyaz bütün renklerin bir karışımıdır. İnsan da beyaz gibidir. İçinde bütün renkler olmasına rağmen hiçbiri görünmemektedir” dedi.
KENDİMİZİ YENİLEMELİYİZ
İnsanın mutlu olabilmesinin değişimi kolaylıkla kabullenebilmesine de bağlı olduğunu belirten Balcıoğlu “Kartal 70 yıl ömrü olan bir hayvandır. Yaşı 40’a geldiğinde kanatları pörsür, tırnakları kalınlaşır ve avlarına ölümcül darbeleri indirdiği gagası iş görmez duruma gelir. Kartalın bu aşamada yapması gereken iki şey vardır. Birincisi bu hali ile ölümü beklemek, diğeri ise yüksek bir alanda yuvasını kurup yenilenmeyi gerçekleştirmektir. Kartal da ikinci metodu seçer. 5 ay gibi bir zaman zarfında sürekli kayaya çarptığı gaga ve tırnaklarını kırarak yenilerinin çıkmasını sağlar. Beş ay sonunda kartal, 30 yıl daha rahatça yaşayabileceği bir yapıya sahip olur. Bu hayvanlarda olduğu gibi insanların da yapabileceği bazı yenilikler olduğunun işaretidir” dedi.
Haber / Sevay KARDEŞ
