Tarihin yaşayan tanıkları

Herkes az veya çok tarih kitaplarından okumuştur Kıbrıs Harekatı’nı. Bizler, Kıbrıs Barış Harekatını bizzat yaşayan ve tarih olan Kıbrıs Gazileri’nden dinledik 1974 Kıbrıs Harekatı’nı

Çerkezköy 20.10.2013 20:00:00 0
Tarihin yaşayan tanıkları
 Ali Ergün (Kıbrıs Gazisi): 39 yıl sonra Kıbrıs’a ilk kez geldim. Kıbrıs harekatı öncesinde Mersin’de askerlik yapıyordum. Teskereme 40 gün kalmıştı. Kıbrıs’a geldik ve askerlik sürem bitmesine rağmen 15 gün fazla askerlik yaptım. Çıkartma öncesi 1 buçuk ay dağlarda kaldık ve haber bekledik. Biz eski askerleri önce gönderdiler. Birliklerimize ulaşana kadar çok aç kaldık. Suları hep zehirlemişlerdi. 40 yıldan beri ilk defa geldim. Hep merak ederdim. Çok farklı bir duygu.
 
Ali Andıç (Kıbrıs Gazisi): Askerlikte dağıtımım Kayseri’ye düştü. Kayseri Hava İndirme Tugayı’ndan adaya geldik. Lefkoşa ve Girne tarafından bize top atışı başladı. İndiğimiz yerde bizim eğitimlerimizden yararlanarak kurtulduk. Bir yanımız Beşparmak Dağları’na, bir yanımız Lefkoşa’ya Gazi Magos’ya açıldık. Lefkoşa hatları içinde birinci harekat bitti. Helikopterlerle mevzi üzerlerine yemeklerimiz dağıldı. İkinci harekat için Lefkoşa hattından Maraş Dipkapraz’dan gittik. En sonunda bir Rum köyü var. Orayı kuşattıktan sonra ikinci harekat da orada bitti. Dinlenirken çağırdılar, nereye gittiğimi bilemiyorum. Helikopterle her bölümden birkaç kişi olarak bizi aldılar. Pınarbaşı havaalanına bıraktılar. Buranın görevlisisiniz, gelen mülki amiri koruyup kollayacaksınız dediler. Cüneyt Arkın ve Fatma Girik’in “yavru vatan” filminde bulundum ve askerliğimi öyle bitirdim. Tepede bir kale vardı bizi o çok uğraştırdı. Böyle bir şeyi rüyamda yaşayamazdım bu sene 39 yıl sonra ilk kez geldim. Beni çok duygulandırdı, ömrüme ömür kattı.
 
İsmail Küp (Kıbrıs Gazisi): İlk buraya biz çıktık. Her saniyesi maceraydı. Saymakla bitmez. Biz Ercan Havaalanı’nın olduğu yere bırakıldık. İlk çıkarmada otobüsler bizi aldı. Setrilyon Kale’ye aldılar. Biz çatışmanın içinde olmasak gemi, buradan çıkamazdı. 4 arkadaşım yanımda şehit oldu. Yaralı çoktu ben de bacağımdan yara aldım. 3 gün hastanede kaldım. Hastaneyi vururlar diye hastaneden çıkmak istedim.
 
Hüseyin Özsoy (Kıbrıs Gazisi): Bolu Komando Tugayı’ndan geldim. Manga çavuşuydum. 20 Temmuz’da helikopterle Gönye’de indik.  Buradan otobüslerle Beşparmak Dağları’nın eteklerine getirildik. Oradan da kendi mevzilerimize savaş alanlarımıza çıktık. Esas görevimiz Boğazköy denilen boğaz yolunun temizlenmesiydi. Buradaki mevzilerde kalan Rumların temizlik harekatı olarak başladık. Buralar temizlendikten sonra Girne’den gelen çıkarma birlikleri Lefkoşa’ya girdiler. İlerlememiz devam etti. İkici harekatta da Lapta-Karava denilen bölgede çetin savaşlar oldu. Daha sonra kuzey batı istikametine ilerledik. Şuandaki Çamlıbel, Güzelyurt’a kadar savaşarak gittik. Burada savaşın bittiğini söylediler.
 
Mehmet Er (Kıbrıs Gazisi): Askerliğimi Gazinatep’te yapıyordum. Kıbrıs’a geldiğimiz zaman her taraf yanıyordu. İlk gün 5 defa mevzi değiştirdik. Akşam saatlerinde komutanımız Karaoğlan’ın vurulduğu haberi geldi. Rütbeler söküktü. Komutanları ancak isim olarak kendilerini tanıtırlarsa tanıyorduk. Girne’yi tamamen alınca Lefkoşa’ya geçtik. 10 dakika sonra ikinci harekatı yaptık. Mevzi değiştirirken 3 tane havan düştü. Sık sık mevzi değiştiriyorduk. 16 ay Kıbrıs’ta askerlik yaptım.
 
Yusuf Galak (Kıbrıs Gazisi): Kayseri Hava İndirme Tugayı’ndan geldim. İniş yerim Lefkoşa. Harekatta Boğaz’a geldim. Boğaz’dan Girne’ye girdik. Benim yüzbaşım köyü yeniden aldı. Köyü bekleyecek askerimiz yoktur. Hastaneye giderken yolda vurdular. O anı unutamıyorum. Kıbrıs’a gelince arkadaşlarımızın ve komutanlarımızın mezarını da ziyaret etme imkanı bulduk. Geçen seneki geziye katılamamıştık. 39 yıl sonra yeniden Kıbrıs’a geldim.

Hasan Hüseyin Yarlıgan (Kıbrıs Gazisi): 39. Tümen 49.Piyade Alayı Tank Taburu’ndan buraya geldim. Girne çıkarma plajından çıktık. Birkaç kilometre içeri girdikten sonra Girne bölgesine giderken, tabur komutanımız bizi tanklardan indirdi. Muharebe tamamen bitmişti. Orada muharebe ile ilgili bazı şeyler söyledi. Herkes tanklara dediler. Biz tanklara giderken o anda bir bombardıman geldi, bacağımda yaralandım. Beni bir araçla hastaneye götürdüler. 15-20 gün hastanede kaldım. Hastaneden çıkınca yeniden Türkiye’ye döndüm.
 
İbrahim Çetintaş (Kıbrıs Gazisi): 39. Tümen 50. Piyade Alayı 2. Topçu Taburu  erlerindendim. Oradaki görevim yazıcılıktı. 19 Temmuz akşamı Mersin’den Girne’ye hareket etmek üzere çıktık. Saat 08.30 sıralarında Girne Çıkarma Plajına çıktık. Ben o esnada cephane araçlarından sorumluydum. Cephane araçlarını yerleştirdikten sonra makineli tüfeğimi alıp mevzime geçtim. Karşıdan Lefke istikametinden gelen tankla karşılaştık sıcak sıcağa. Bizim roket atarcılarımız tankı durdurduktan sonra oradan inen askerlere ilk ateşimizi orada açmaya başladık. Girne’den ayrılmadan alay komutanımız Karaoğlanoğlu’nun yaralandığını söylediler. Şehit olduğunu öğrendikten sonra da asker demoralize oldu. Askerin düşmana karşı hırsı bir kat daha arttı. Girne’den çıkışımızda uçaklarımızın bize çok büyük faydası oldu. İlk uzantımız Magosa istikametine doğruydu. Alayımız Yılmazköy’deydi. Sıçrama esnasında bir asker arkadaşım kollarımda şehit oldu. Bunu hiç unutamıyorum.
 
Mehmet Kır (Kıbrıs Gazisi): Ben askerliğimi bitirdikten sonra 1970’te geldik ve 1974 Kıbrıs Harekatında limanda çalışıyordum, orada görevliydim. Mersin’de gemilere tüm yüklemeyi ve Girne açıklarında boşaltmayı biz yaptık. Tekrar geriye döndük. 8 sefer geldim gittim. Girne plajındaki tüm araçlar ve taksiler düz kontak yapıp askerimizi taşıdılar. O anda botlarımız ve uçaklarımız geldi. Magosa ve Lefkoşa tarafından Kıbrıs’ın mücahit askerleri ve bizim Mehmetçiklerimiz Beşparmak dağlarının deniz sahiline düşmanı sıkıştırdılar ve hepsini denize döktüler. Anılarım tazelendikçe tekrar o anları yaşamış gibi oluyorum, kendimi kötü hissediyorum. Paraşütle atlarken de çok askerimizi şehit verdik. Hepsini gördük, yaşadık. Ben gönüllü yazıldığım için geri hizmet olarak bana Kıbrıs gazilik ünvanı verdiler.
 
Seyfettin Akış (Kıbrıs Gazisi): Mersin’de Savaş İstikam Taburu’nda askeri görevimi yapıyordum. Kıbrıs harekatı başlamadan bir ay önce NATO’dan gizli gittik deniz boyunu temizledik. Yine NATO’dan gizli bir havaalanı yerini temizledik. Buraya çıkan ilk 50. Piyade Alayını ben doldurdum. Son gece Halil İbrahim Karaoğlanoğlu geldi. Deniz boyuna damperli araçları çektik. Gemiler oraya gelsin diye araçlarla sinyal yaptık. 20 Temmuz sabahı 50.Piyade alayı çıkınca biz Mersin’e gittik. Biz birinci hareketten 3-4 gün sonra Kıbrıs’a çıktık. Girne Çıkarma Plajına çıktık. Girne’de 3-4 gün kaldıktan sonra yukarı Boğaz’a gittik. Görevim hem mayın temizleme, hem uçak savarcı ve hem de şoförlüktü. Antepli bir çocuk vardı adı Mehmet, mayına basarak yaralandı. Onu alıp götürdüler. Bir iki tane daha mayına basarak yaralanan oldu. Bizim bölük komutanımız Dursun Üstün, o da kolundan yaralandı. 39 yıl sonra geldiğimiz Kıbrıs’ta 39 yıl öncesini yeniden yaşadık.
 
Fevzi Coşkunöz (Kıbrıs Gazisi): Askerliğimi Kayseri Hava İndirme Tugayı’nda yapıyordum. Makarios’un Cumhurbaşkanlığı sırasında Makarios’a darbe yapılacağı ve bundan dolayı da burada bulunan Türk vatandaşlarını katledeceklerine ilişkin, bizim dönemin başbakanı ve dış işleri bakanı görüşmeler neticesinde kanaate almışlar. Bir hafta öncesinde bizimle toplantılar yaparak haritalarda nereye atlayacağımızı, nasıl hareket edeceğimizi, kime takviye vereceğimizi anlattılar. Bir hafta sonra topladık. Herkes birer paraşüt aldı ve arabalara bindik. Havaalanına hareket ettik. Ben 17.atlayışımı Kıbrıs’a yaptım. C-47 uçağıyla daha önce hiç atlamamıştım. Uçak karaya çıkınca belli komutları vermeye başladılar, artık işin ciddiyetini iyice anlamaya başladık. Lefkoşa’nın kuzeyine şehitlik bölgesi denilen bir yere atlayış yapacağımızı söylediler. Atlayış yaptık, ben havadayken havaalanının yandığını gördüm. Rahat bir şekilde inişimi yaptım. Bizim görevimiz Gönyeli alayına takviye yapmaktı. Paraşütle atlarken ara 50 metre açılıyor. Biz aralı yerlere düştük. Toparlanıp ağır silahları buluncaya kadar Rumlar ateş etmeye başladı. Akşam oluca Kanlıbaraj’a doğru geriye çekildik. Yanımızda birini omzuna şarapnel isabet etti. Kan bile yoktu sırtı masmaviydi. Nasıl feryat ediyordu, sesine dayanılmaz.
 
Sait Nar (Kıbrıs Gazisi): Birliğim Ankara Mamak’taydı. Oradan bize görev verdiler. Taşyün’e geldik.Taşyün’den bizi Girne’ye getirdiler. Gemi ile karanlık bir yere indik. İlerleyerek Lefkoşa Türk Mezarlığı’na geldik. Orda bir havan yağmuruna tutulduk. Havadan atlayan paraşütçülerin alttan vurulduğunu söylüyorlardı bize. Oradaki olayı görünce anormal bir şey oldu. Anlatılacak gibi bir şey değil. Arkadaşlarımızın çoğu şehit düştü. O an tarif edilemez. Arkadaşlarımızın ölüsünü gördük.
 
Ezalettin Biçer (Kıbrıs Gazisi): Birliğim Kayseri Hava İndirme Tugayı’ydı. Kıbrıs Harekatıyla ilgili ilk haber aldığımızda öğle yemeğindeydik. Tugay Komutanımız içeri girdi. Yunanistan Trakya’yı almış, öğle yemeğini İstanbul’da yiyecek dedi. Paraşütleri kuşandık arabalara bindik, havaalanına gittik. Meğer biz Kıbrıs’a geliyormuşuz. Havaalanında söylediler. Geldik uçaklar bizi bombalıyordu. İnişte herkes farklı bir yere indi. O gece havan topları ile bizi çok perişan ettiler. Arazinin yabancısıydık, askerimiz dağıldı. O gece sabahı ettik. Sabah oldu, hava aydınlandı. Biz biraz toparlandık. Komutanlarımız da geldi. Üzerimizde cephanemiz azdı. Bölük komutanımız kurşunlarımızı idareli kullanmamızı söyledi.  Çok darda kalırsanız kullanın dedi. Herkes mevzilensin, gerekmedikçe ateş etmeyin dedi. Arkadan cephanemiz geldi. Lefkoşa tarafına doğru çatışma devam ediyordu. Orada çok zayiat verdik. Lefkoşa’ya girdik. Düşman evlere girmiş, biz sokaklarda kaldık. Onlar bizi görüyor biz onları göremiyorduk. O gün hiç unutmam, 3.kattan bir makineli tüfek bizi tarıyordu ki. Bizde iyi nişancı Yavuz isimli bir asker vardı. Bölük komutanımız onu çağırdı. Onu etkisiz hale getirdik. Esir Türklerle değiştirilmek üzere esir toplamamız için bize emir geldi. Kıbrıs’ta yaşadıklarımız günlerce anlatmakla bitmez.
 
Haber / Gülveren VATANSEVER 

0282 726 91 91
0282 747 65 10