Yerel Gazetecilik Semineri'nin 75.'si düzenlendi

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilciliği ile ortaklaşa düzenlediği eğitim seminerlerinin 75'incisi hafta sonu Çanakkale'de düzenlendi. Eğitime Çanakkale, Çer

Bölgede Gündem 22.02.2015 15:58:00 0
Yerel Gazetecilik Semineri

1997’DEN BERİ DÜZENLENİYOR

Parion Otel’de cumartesi günü başlayan toplantının açılışında konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Turgay Olcayto, “Türkiye Gazeteciler Cemiyeti olarak 1997’den bu yana Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ile birlikte, yerel medya çalışanları için bu seminerleri düzenliyoruz” dedi.

ÜLKE SIKINTILI GÜNLERDEN GEÇİYOR

Ülkenin çok sıkıntılı günlerden geçtiğini ifade eden Olcayto, “Türkiye’de bir kutuplaşma var. Toplumu saran bu kutuplaşmanın büyük zararlarının olduğunu düşünüyorum. Zannediyorum ki hepimizin ortak düşüncesi şu, neden birlikte olamıyoruz? Neden hoşgörümüzü kaybettik? Bugün yine sabah televizyon haberlerini açtık. Ege Üniversitesi’nde eski günleri hatırlatan öğrenciler birbirine girmiş. Bir öğrenci ölmüş, bir öğrencide ağır yaralı. Bunun önüne nasıl geçeceğiz? Siyaset nefret dilini ne zaman terk edecek? Bizim medya, tabi özellikle kendimizi de eleştirmemiz lazım, medya dilini nasıl düzeltecek? Bunların hepsini konuşmamız gerekiyor. Bizim öncelikle gazeteciler olarak bu bölünmüşlüğümüzü görmemiz lazım. Ortadan kaldırmamız lazım. Çünkü baktığımız zaman gazetecilik bugün saf gazetecilik olmaktan çoktan çıktı” dedi.

 

 

BİZ UMUDUMUZU HİÇBİR ZAMAN KAYBETMEDİK

Çıkarlara dayanan, iktidardan nemalanmak isteyen, bunun dışında da kendi siyasi ideolojisi üzerinden gazeteciliği bina etmeye çalışan bazı insanların da olduğunu dile getiren Olcayto “Bunlara ben doğrusu bir meslek örgütünün başkanı olarak gazeteci demekten gerçekten utanıyorum. Umarım bütün bu güçlükleri aşacağız. Çünkü biz umudumuzu hiçbir zaman kaybetmedik. Biz hep aynı yerde duruyoruz. Biz herkese mesafeliyiz. Her iktidara mesafeliyiz. Muhalefet partilerine karşı da ilişkilerimiz belli çerçeve içerisinde. Ancak basınla ilişkin bir şey varsa bizleri yanlarında bulabiliyorlar. Onların dışında bağımsız, bağlantısız gazeteciliği yaşatmak için uğraş veriyoruz” dedi.

YAPI TAŞI HALİNE GELEN SOSYAL BİR KURUM

Çanakkale Vali Yardımcısı Cemal Yıldızer de “Basında meşrutiyetin, yani kamu vicdanına uygunluğun halk iradesine bağlandığı demokrasinin siyasi ve sosyal örgüsü içinde zamanla son derece önemli bir yapı taşı haline gelen sosyal bir kurumdur” dedi. Basının bu önemini zaman içinde özgür, demokratik düzenin amacına uygun işlemesini sağlayabilmek yaşamsal önem taşıyan kamusal görevler üstlenmesiyle kazandığını ifade eden Vali Yardımcısı Yıldızer “Demokratik sistemin bir toplumda sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için demokrasinin üç ana ilkesinin en verimli bir şekilde işletilmesi gerekmektedir. İşte bu noktada karşımıza çıkan bir gerçek bu ana ilkenin ancak özgür ve sorumluluk sahibi bir basının kamusal görevlerini en iyi şekilde getirişi ile sağlıklı olarak işlemesinin mümkün olduğudur” dedi. Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan da basının her şart ve koşulda tarafsızlığını koruması gerektiğini söyledi.

 

 

1946’DA KURULDU

Açılış konuşmalarının ardından birinci oturuma geçildi. İlk oturumun moderatörlüğünü Çağdaş Gazeteciler Derneği Çanakkale Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Aynur Ganiler üstlendi. Oturumda; TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ‘Gazetecilikte Örgütlenme’ başlıklı konuşma yaptı. TGC’nin, 1946 yılında ‘kalemini kır; ama satma’ diyen Sedat Simavi öncülüğünde kurulduğunu ifade eden Güneş “Kurulduğu günden bugüne de göreve gelen yönetim kurulları aynı çizgide çalışmalarını sürdürmüştür. TGC’nin en sağdan sola kadar 4 bine yakın üyesi bulunmaktadır. Gazeteciler; hangi siyasi düşüncede olursa olsun basın özgürlüğü ile düşünce ve ifade özgürlüğü konusunda birlikte mücadele vermeli. Türkiye’de gazetecilik zor günlerden geçiyor. 7 yılda 200 meslektaşımız cezaevine girdi, çıktı. 2010 yılı gazetecilerin örgütlenmesi konusunda çok önemli bir yıl oldu. 2010 yılında 94 meslek örgütü Gazeteciler Özgürlük Platformu çatısı altında bir araya gelerek tutuklanan, yargılanan meslektaşlarımızın yanında oldu” dedi.

 

 

ÖNEMLİ OLAN YAYIN ORGANININ BAĞIMSIZLIĞI

Cumhuriyet Gazetesi Vakfı Başkanı ve yazar Orhan Erinç, ‘Medya-Siyaset İlişkisi’ konusunda sunum yaptı. Gazeteciliğe başladığında gazete sayısının 10 olduğunu ifade eden Erinç “Bunların beş tanesinin sahibi iş adamıydı ama o dönemde yazı işleri müdürleri ya da genel yayın yönetmenleri, patronların gazeteyi kullanmak istediğinde ‘Bu bizim mesleğimizle bağdaşmaz’ derledi. Uğur Mumcu’nun da belirttiği gibi ilişkiler; medya, siyaset, ticaret ilişkisine dönüştü. Gazetecilerden tarafsız davranmaları isteniyor. Bu baştan yanlış bir davranış. Her yayın organı yayınlanırken okurlarına niye yayınlanmakta olduğunu belirtir. Önemli olan yayın organının bağımsızlığıdır. Siyasi partiler ya da iktidarlar medyayı kendi çıkarları ya da gelecekleri için kullanma konusunda dünyada en uzmanlaşmış ülke olarak Türkiye’yi dikkate alıyorlar” dedi.

MEDYA GERÇEKLERLE HALKIN ARASINDA KÖPRÜDÜR

Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Niyazi Dalyancı ise ‘Haber Yazım Kuralları’ konusunu örneklerle anlattı. Niyazi Dalyancı “Medya, gerçeklerle halkın arasında köprüdür. Haber yazarken de bazı altın kuralları unutmamak gerekiyor. Örneğin, habere alıntıyla başlamayın. Haberin özüne giriş paragrafında yer verin. Yorum katmayın. Cümlelerin edilgen değil etken çatılı olmasına dikkat edin. Haberi de soruyu da sözcüklere boğmayın. Klişe sözlerden kaçının. İlgilisi dışında kimsenin anlamayacağı sözcükler kullanmayın. Bir cümledeki bilgiler, başka cümlelerdekilerle çelişmemeli. Amaç okuru bilgilendirmek, kafasını karıştırmak değildir” dedi.

 

 

HABERDE DİL YANLIŞLARI

Seminerin ikinci oturumunda, TGC Bizim Gazete yazarı Kerim Evren, ‘Haberde dil yanlışları?; gazeteci, yazar Ragıp Duran, ‘Gazetecilikte Objektif Olmak Mümkün mü?’; Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç, ‘Basın Sektöründe Sendikacılık; başlıklı konuşmalar yaptı. Oturumun moderatörlüğünü Çanakkale Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Burak Gezen yaptı. TGC Bizim Gazete yazarı Kerim Evren, ‘Haberde dil yanlışları’ başlıklı sunumunda yerel medyada yapılan dil yanlışlarına değindi. Evren, “Ekmeğini diliyle ya da kalemiyle kazanan, bu uğurda halen Cumhuriyet tarihinin en ağır baskılarıyla karşı karşıya bulunan biz gazetecilerin ‘donanımlı’ olmamız, belli ölçülerde de olsa ‘iş güvencesi’ anlamına gelir. Kültürel donanımlılığın ilk koşulu ise -bu alanda ‘seçici’ davranmak koşuluyla- çok iyi bir okur olmaktan geçer. Türkiye’de en çileli mesleklerden gazeteciliğin gündelik koşuşturmacasından kurtulabildiğimiz ölçüde bol bol okumalı; kültür sanat etkinliklerini izlemeli; işimizi yaparken de elimizin altında sözlük ve yazım kılavuzu bulundurmalıyız. Doğru ve güzel Türkçe kullanmak medya çalışanları için toplumsal ve mesleki sorumluluğun bir gereğidir. Öfke dilinden hep uzak durulmalıdır” dedi. Gazeteci yazar Ragıp Duran da gazeteciliğin temas ve mesafe mesleği olduğunu ifade ederek “Bir muhabir hem fiziki olarak hem de manevi olarak bir haberi izlerken nerede durması gerektiğini bilmelidir. Haberle ilgili tüm taraflara kuyumcu terazisi hassaslığında eşit davranmalıyız. Bizim işimiz gerçek, gerçeklerin peşinden koşmaktır. Mümkün olduğu kadar gerçeklere yaklaşmak için uğraşırız. Gazeteci; gerçeğe, mesleğine, okuruna ve medyasına karşı sorumlu olduğunu unutmamalıdır. Muhabiri yönlendirirken dikkat etmemiz gereken kurallar vardır. Herhangi bir muhabiri gönderirken o haberle muhabir arasında organik bir bağ olup olmadığına bakmak lazım. Objektiflik için bu şarttır. 4. kuvvet dediğimiz gazeteciler, yasama, yargı ve yürütme kuvvetlerin mensupları olursa olmaz. Basın, denetleme görevini yerine getiremez. Muhabirin ayrıca konusunun uzmanı olması gerekir” dedi.

 

 

HAKLARI GARANTİ ALTINA ALMAYA ÇALIŞIYORUZ

Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Uğur Güç ise medyanın bugünkü hale gelmesinin 2 aşamada gerçekleştiğini ifade ederek “Birinci aşama sendikasızlaşma, ikincisi de bu medya kuruluşları devşirildi. Son yıllarda ise medyaya TMSF el koydu. El koyulan medya direkt başbakanlığa bağlandı. Havuz medyası oluşturuldu. Gazeteciler olarak örgütlenmeye devam ediyoruz. İstanbul dışında Kocaeli, Çanakkale, Eskişehir, Bursa gibi illerde de örgütlenmeyi hedefliyoruz. Biz gazetecilere toplu sözleşmelerle, gazetecilerin haklarını garanti altına almaya çalışıyoruz” dedi.

NEFRET SÖYLEMİ VE MEDYANIN SORUMLULUĞU SORGULANDI

Seminer, üçüncü oturumla devam etti. Çanakkale Aktif Gazeteciler Derneği Başkanı Gökhan Kökçak’ın moderatörlüğünü yaptığı bu oturumda; CNN Türk Muhabiri ve TGC Kadın Komitesi Koordinatörü Göksel Göksu, “Medyada kadın ve şiddet”, TGC Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, “Nefret söylemi ve medya”; gazeteci-sanat tarihçisi-ressam Gürol Sözen, “Kent, sanat ve medya” konuları hakkında bilgi verdi.

 

 

ELEŞTİREL MEDYA OKURYAZARLIĞI ELE ALINDI

Seminerin 4. oturumu 22 Şubat Pazar günü gerçekleştirildi. Bu oturumun moderatörlüğünü TGC Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir üstlendi. Oturumda,  Hürriyet Gazetesi Yazarı Vahap Munyar, “Ekonomi Haberciliğinde Değişen Dinamikler”;   Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mine Gencel Bek, “Eleştirel Medya Okuryazarlığı” TGC Hukuk Danışmanı Gökhan Küçük, “Haber ve Hukuk”, konuları hakkında sunum yaptı.

SERTİFİKALAR VERİLDİ

Seminer, Pazar günü katılımcılara sertifikalarının dağıtılmasıyla sona erdi.

ANTİK KENTİ GEZDİLER

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin Çanakkale’de Konrad Adenauer Stiftung Türkiye Temsilciliği ile ortaklaşa düzenlediği eğitim seminerine katılan gazeteciler, Troia ören yerini gezdi. 

Çerkezköy Haber / Şaban KARDEŞ


0282 726 91 91
0282 747 65 10