Madde bağımlılığı konusunda aileler bilgilendirildi

Çerkezköy Kent Konseyi İle Çerkezköy İlçe Sağlık Müdürlüğü Toplum Sağlığı merkezi işbirliğince düzenlenen madde bağımlılığı bilgilendirme toplantısı gerçekleşti

Çerkezköy 23.10.2016 22:45:00 0
Madde bağımlılığı konusunda aileler bilgilendirildi

SEMİNER VERDİ

 

Bilgilendirme toplantısına Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Serpil Karabal, Kent Konseyi İmar Çalışma Grup Başkanı Müzeher Girgin ve katılımcılar katıldı.Psikolog Mihriban Kırcalıoğlu madde bağımlılığının bir toplum sorunu olduğunu belirterek, “Çocuk, ergen ve genç erişkinlerde görülen madde bağımlılığı sorunu ülkemizde ve dünyada yeni karşılaştığımız bir sorun değildir. Sanayileşme, modernleşme ve kentleşmenin dayattığı bireysel ve toplumsal refah kavramları; her zaman beklenen sonucu vermemiş ya da istenen sonucu verse de beraberinde bireyi yalnızlaştıran, baş etmek zorunda olduğu problemlerin sayısı artarken, baş etme becerilerini azaltan ve bu durumda “çözümü” sağlıklı olmayan desteklerle ve dengelerle sağlayan bireyler ve gruplar oluşumuna neden olmuştur. İşte bu noktada ergenlikten yaşlılığa kadar uzanan geniş bir yelpazede madde bağımlılığı başlangıçta sorunlar nedeniyle ortaya çıkan iç sıkıntısı ve kaygıyı azaltmak için kullanılırken çok kısa bir süre sonra kendi başına diğer tüm sorunların toplamından daha önemli olmaya başlar. Önemli bir toplum sağlığı sorunu olan madde kullanımı ve bağımlılığı mücadelesinde amacımız hiçbir madde kullanımına başlanmamasını sağlamak,  sağlık ve yaşam kalitesini yükseltmek, madde kullanmadığı için gencin kendinden gurur duymasını sağlayarak madde kullanmayana destek olmak, madde kullanan ve bağımlı olanları da tedavi ve rehabilite ederek sağlığından sorumlu bireyler olmalarını sağlamaktır” dedi.

 

ÇOCUKLARDA VE GENÇLERDE MADDE BAĞIMLILIĞI İÇİN RİSKLER

 

Psikolog Kırcalıoğlu “ Son yıllarda tüm Avrupa ülkelerinde ergen ve gençler arasında alkol ve yasa dışı madde kullanımında bir artış söz konusudur. Ülkemizde madde kullanımı birçok ülkeyle karşılaştırıldığında düşük oranlarda görülmekle birlikte her geçen günde arttığı görülmektedir. Fakat ülkemizdeki genç nüfusu göz önüne aldığımızda bu düşük oranların ne kadar büyük rakamlar oluşturacağını unutmamak gerekmektedir. Ülkemizde gençler arasında yapılan çalışmalarda yarısından fazlasının sigara deneyiminin olduğu, ilköğretimde ise yaşam boyu en az bir kez tütün kullanma oranının yüzde 16 olduğu görülmektedir. Yaşam boyu en az bir kez alkol kullanımı yüzde 35-45, esrar kullanımı yüzde 4, uçucu madde kullanımı yüzde 4, ekstazi kullanımı için ise %2-2,5 oranları verilmektedir. Tütünden sonra en sık kullanılan maddeler sırasıyla alkol, uçucu maddeler ve esrardır. Sigara ve alkol dışında tüm maddelerde kullanım sıklığında bir artış söz konusudur. Bu artış ekztazide daha da belirgindir” diye konuştu.

 

ÇOÇUKLARDA VE GENÇLERDE KULLANIMIM YAYGIN OLDUĞU GÖRÜLMEKTEDİR

 

Çocuk ve gençlerde madde kullanımında en önemli nedenin ‘merak’ olduğu pek çok araştırma ile saptandığını kaydeden Kırcalıoğlu “ Ergenlik ve gençlik biyolojik, bilişsel ve sosyal alanlarda değişikliklerin olduğu bir dönemdir. Gençler bu dönemde alkol ve madde kullanımını da içeren yeni durumlarla karşılaşırlar Biyolojik ve sosyal değişikliklerin yarattığı stresi azaltmak, arkadaş baskısı ve bir gruba dahil olma isteği de madde kullanımına başlamada diğer önemli nedenlerdir. Başlama nedeni ne olursa olsun madde kullanmaya başlama, artan bir madde kullanımına ve diğer suç oluşturan olaylara neden olabilir. Az ya da çok kullandıkları bir dönem sonrası gençlerin büyük çoğunluğu madde kullanmaya devam etmemektedir. Az fakat önemli bir kısmı ise kullanıma giderek artan düzeylerde devam etmektedir. 12-18 yaş aralığında alkol ya da diğer maddeleri denemek yaşla beraber belirgin artış göstermektedir .Çocuk ve gençlerin madde kötüye kullanımına yol açan ‘risk faktörleri’ ve onları bundan koruyan ‘koruyucu faktörler’ söz konusudur. Bu risk ve koruyucu faktörleri bilmek problemi anlamamıza yardımcı olacaktır.Genelde yapılan tarama çalışmaları esas olarak problemli alkol veya madde kullanımı geliştirme riski yüksek olan ergen popülasyonunu hedeflemiştir. Bu ergen grupları sıklıkla okul devamsızlığı yapanlar, depresyon veya yıkıcı davranışı olanlar, evden kaçanlar, adalet sistemi içine dahil olmuş olanlar,sıklıkla bar, pub ve diskoya gidenlerden oluşur” açıklamasında bulundu

 

“BİREYDE RİSK FAKTÖRÜ VARSA MADDE MKULLANIM OLASILIĞI VARDIR”

 

Psikolog Kırcalıoğlu, “Son yirmi yıldır kullanımının nasıl başladığını ve ilerlediğini özellikle hassas bazı gruplarda risk ve koruyucu faktörleri de tanımlayarak açıklamaya çalışmaktadırlar. Risk faktörlerini, bir bireyde ‘şu özellikler, değişkenler ya da tehlikeler varsa’ toplumdan  rastgele seçilmiş bir bireyden daha fazla madde kullanım olasılığı vardır şeklinde tanımlamaktadırlar. Risk faktörlerine sahip herkes madde kullanmamaktadır. Başka bir deyişle karşılaşılan risklere dirençli bireyler de vardır. Karşılaşılan olaylara karşı tampon görevi gören faktörler bu direnci oluşturmaktadır. Alkol bağımlılığı olan ana babaların çocukları, alkol bağımlılığının karmaşık genetik bir bozukluk olması nedeniyle yüksek risk taşıyan çocuklar olarak değerlendirilmektedir. Bu çocuklar yalnızca alkol bağımlılığı açısından değil, aynı zamanda diğer psikopatolojiler açısından da risk taşımaktadırlar. Alkol bağımlılarının çocuklarında dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB), karşı gelme bozukluğu (KGB), davranım bozukluğu (DB), depresyon ve anksiyete bozuklukları kontrol grubuna göre daha yüksek oranlarda dır. Gençlerin alkol kullanma sıklığı ile anne ve babaların alkol kullanma sıklıkları arasındaki ilişkiyi inceleyen çalışmalarda, özellikle erkek çocuklar ile babaların alkol kullanma sıklıkları arasında önemli benzerlikler bulunmuştur. Ailelerinden ayrı yetişmiş alkol bağımlılarının çocuklarında yapılmış çalışmalar, bu çocuklarda yüzde 25 alkol bağımlılığı saptamışlardır.Aile içinde madde kullanımı olan çocuklarda madde kullanımı daha sıktır. Aile üyelerinin madde kullanımı ile ilgili tutum ve düşünceleri olumlu yönde ise bu da risk oluşturmaktadır. Bu konuda ailenin toleransının fazla olması, uygun olmayan disiplin yöntemleri de madde kullanımını arttırmaktadır” dedi.

 

“RİSK OLABİLECEK DURUMLAR ARAŞTIRILMALI”

 

Kırcalıoğlu madde bağımlılığında çocuklarda ve ergenlerde risk oluşturacak durumların mutlaka araştırılarak önlem alınması gerektiğini vurguladı. Kırcalıoğlu “ Çocuk ve  ergenlerde madde kullanımı açısından risk olabilecek durumları araştırılmıştır. Bu konuda yapılan çalışmaların sonuçlarına  ruhsal hastalıklar önemli bir yer tutmaktadır. Psikiyatrik hastalılar madde kullanımı sonucunda  gelişebilmektedir. Ayrıca psikiyatrik hastalıklar madde kullanımının gidişini değiştirdiği gibi madde kullanımı da psikiyatrik hastalığın gidişini değiştirebilmektedir. Madde kullanım bozukluğu olan gençlerin yüzde 76’sında en az bir komorbid psikiyatrik bozukluk saptanmıştır  Maddelerin çeşitli psikiyatrik sorunlarda belirtileri giderme amaçlı kullanılması söz konusu olabilmektedir. Bunlar arasında en sık adı geçen  sorunlardan kendilik değeri düşüklüğü, depresyon, DEHB, anksiyete bozuklukları, fiziksel-cinsel ve duygusal istismar önde gelmektedir. DEHB erken başlangıçlı psikoaktif madde kullanımı açısından bir risk faktörüdür. Ayrıca sigara kullanımı da DEHB’da sıklıkla bozulmuş olan ileriye yönelik plan yapma, öncelikleri belirleyebilme ve dürtü kontrolü gibi ileri fonksiyonlarda iyileşmeye neden olduğundan kendini tedavi etme amaçlı da kullanılmaktadır. Çalışmalar DEHB ve alkol kullanım bozuklukları arasında bir bağlantı olduğunu desteklemektedir. Alkol bağımlılarının çocuklarında daha fazla DEHB saptanırken, bu çocukların babalarında da daha yüksek oranda DEHB belirtisi görülmüştür. Alkol bağımlılığı ile DEHB arasındaki ilişki, bir hastalığın başka bir hastalık şeklinde devam ediyor olmasının yanı sıra, bir hastalığın başka bir hastalık ile birlikte görülmesi olarak da yorumlanabilir. Çalışmalar erişkin madde kullanıcılarında yüzde 20 oranında, alkol bağımlılarında ise %35-70 oranında çocukluk döneminde başlayan DEHB görüldüğünü göstermektedir. Bu kötü alışlkanlıklarda çocuk ve gençleri kurtarmak ve korumak için onları spor yönlendirilmeli ve spor yapmaları sağlanmalıdır.”dedi.

 

GENÇLER VE ERGENLERDE TEDAVİ 

 

Tedavi konusuna da değinen Kırcalıoğlu, “ Alkol ve uyuşturucu problemi olan ergenlerin tedavisinde başarılı olmak için maddeler halinde verilecek olan esasların dikkate alınması gerekir.  Önce ergenin madde suiistimalini değerlendirin. İkinci olarak aile sisteminde madde suiistimalinin oynadığı rolü değerlendirin. Üçüncü olarak madde suiistimali ile psikiyatrik eş zamanlı hastalıklar arasındaki ilişkiyi değerlendirin. Bu şekilde bir vaka formülasyonu oluşturun. Ergenler yetişkinlerden farklıdır ve özelde, ergen alkol ve uyuşturucu suiistimali, yetişkinlerinkinden birkaç temel şekilde farklıdır. Farklılıklar yaş, gelişme, aile bağları, sorumluluk farkındalığı, meşruiyet, tanısal kriter ve başkalarıyla ilişkileri içerir.

 

 ALKOL VE UYUŞTURUCU PROBLEMLERİNİ ÖNCE TEDAVİ EDİN

 

Kırcalıoğlu “ Bağımlılık problemlerine seslenmeden diğer psikiyatrik sorunlara eğilmek boşunadır. Örneğin, ergenin hem alkol bağımlılığı hem de sosyal fobisi varsa sosyal fobinin tedavisinden önce alkolden kurtulmalıdır. Bir kişi alkol ve uyuşturucudan kurtulduğunda, psikiyatrik semptomlar da düzelebilir. Yani içki içmemek ergenin depresyonunu azaltabilir. Diğer bir husus, alkol ve uyuşturucu kullanımı ergende diğer psikiyatrik problemleri maskeleyebilir ve içki içmemem ile bu psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir. Alkol ve uyuşturucu tedavisi boyunca intihar ve ortaya çıkabilecek diğer ciddi psikiyatrik sorunlar açısından ergen, yakından takip edilmelidir.”diye konuştu.

 

Haber / Seyit SÜREN


0282 726 91 91
0282 747 65 10