"Sağlığım elverdiği sürece koşacağım"

Çerkezköy'ün milli atleti Hamdi Baygın geçtiğimiz Ekim ayında İstanbul'da gerçekleşen 38.Vodafone İstanbul Maratonunda Çerkezköy'den koşuya katılan atletler arasında 42 kilometreyi ko?

30.11.2016 22:26:00 0
 

TEK ÇERKEZKÖY’LÜ OLDU

 

Yılda en az 15 ile 20 yarışa katılan Hamdi Baygın, 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu Yarı Maratonu’nda koştuktan sonra sırasıyla 2 Ekim’de Turkcell Gelibolu Yarı Maratonu, 9 Ekim’de Uluslararası Yarı Maratonu’nda koştu. Hamdi Baygın her yıl olduğu gibi bu yarışlarda yine ilk ve tek Çerkezköylüydü. Başarılı atlet Baygın 28 Ekim’de 3.Çerkezköy Kurtuluş Koşusu’nda kürsü yapıp, ertesi gün Zeytinburnu Cumhuriyet Koşusu’nda 10 kilometrelik parkurda ter döken tek Çerkezköylü atlet oldu.

 

“EN AZ 4-5 GÜN KOŞTUM”

 

13 Kasım Pazar günü gerçekleştirilen 38.Vodafone İstanbul Maratonu’nda uzun yıllardır 42.195 metrelik parkurda en iyi derecelerle ve her zaman 4 saatin altında koşup gerçek bir maratoncu olduğunu tescilleyen Hamdi Baygın” Ortaokul yıllarımda katıldığım bir yarışta birinci olup kürsüye çıktım. Bu bana inanılmaz bir duygu yaşattı. Koşunun büyüsüne kapılıp hiç ara vermedim. O günden bu güne haftanın en az 4-5 günü koştum. Koştukça dünyam değişti. Koşu hayatımda yaşam felsefem, aldığım nefes oldu. Daha sonra büyük yarışlara, maratonlara katılmaya başladım. İlk zamanlar kürsülerde yer almak hayalleriyle yaşıyordum. Ancak yıllar geçtikçe sporun yalnızca kazanmaktan ibaret olmadığını anladım. Kendimi hiç gitmeyeceğim, belki de göremeyeceğim yerlerde buldum. Şanlıurfa’da Trabzon’da, Adana’da, Yunanistan’da, Bursa’da, Erzurum’da Antalya’da hatta 50 dereceye yakın bir sıcaklıkta peri bacalarının arasında Kızılırmak kenarında Kızılcahamam’da en zorlu parkurlarda koşarken sporun en büyük ödülünün vücut direncimi artırmış olduğunu, sınırlarımızı aşmış olduğumu öğrendim. Çevrem genişledi. Sporcu arkadaşlarım oldu. Koşu dostu insanları tanıdıkça sporun yaşının olmadığını, her koşucunun aynı yaşta olduğunu anladım. Çünkü 60, 70, 80 hatta 90’lı yaşlara merdiven dayamış insanların koşu sayesinde ne denli sağlıklı kaldıklarına tanık oldum. Ve sporun bu ödülünden ben de payımı aldığımı düşünmeye başladım” dedi.

 

“ANLAM KAZANIYOR”

 

Baygın “ Spor yapıyorsunuz ve yaptığınız sporun faydalarını 10 yıl, 20 yıl hatta 30 yıl sonra fark ediyorsunuz. Yani spor yapmak dinç, zinde ve sağlıklı kalmanın özelliğini, güzelliğini yaşayabiliyorsunuz. Ayrıca, haftanın 4-5 gününü ve günün bir bölümünü koşuya ayırmak beni tüm kötülüklerden uzaklaştırıyor. Koştuğum için cennetlik olduğum bile aklımdan geçiyor bazen. Apayrı bir dünyanın insanı olmanın ayrıcalığı ile yaşamım anlam kazanıyor” diye konuştu. 

 

 “KİMSE BANA KOŞ DEMEDİ”

 

Uzun yıllar futbolun içersinde yer aldığını kaydeden Baygın “ Futbol oynadım, yöneticilik yaptım. Takım çalıştırdım. O dönemlerde araba kiralayıp gençleri Avrasya Maratonu’na götürdüm. Çevremdeki gençlere atletizm sporunu sevdirmeye çalıştım. Çerkezköy’den başarılı futbolcu, voleybolcu, taekwondocu, güreşçi gibi başarılı sporcular yetişti, yetişiyor ve yetişecek mutlaka. Her birinin antrenörü, takım arkadaşları, onları kamplara götürüp destekleyen yöneticileri vardı. Her zaman da olacak. Ancak benim hiç antrenörüm, takım arkadaşım ya da yönetici sıfatlı destekçim olmadı. Hiç kimse de bana ‘koş’ demedi. Sporla kendimi keşfettim. Kendimle barışık olmayı öğrendim. Hayatta her şeye pozitif bakmaya başladım. En başta belirttiğim gibi bir yaşam felsefesi olarak benimsedim. Sporcunun antrenmanlarının yalnızca birkaç saat koşmak olmadığını, attığı her adımın yediği her lokmanın antrenman niteliğinde olması gerektiğinin bilinciyle sporcu gibi uyuyup, sporcu gibi hareket etmeye başladım. Dolayısıyla dünyanın en mutlu kişisi oldum. Evet ben bir sporcuyum dedim. Kendi kendime ve tüm kötü bağımlılık yapan her şeyden uzak durdum. Bu sporcu kişiliğimin içimdeki yansıması giyimimden hayat tarzıma her şeyimi etkiledi. Örneğin bir alış veriş merkezine gittiğimde ilk ve hatta en son ziyaret ettiğim yerler hep spor mağazalarıdır” diye konuştu.

 

“SPOR BARIŞTIR”

 

Baygın “ En son Rio Olimpiyatları’nda tanık olduğumuz üzere bir spor tesisinde ya da bir spor alanında dili, dini, ırkı ne olursa olsun insanları aynı duygularla yalnızca sporun büyüsünde buluşturmak mümkündür. Ve yine sporun heyecanında harcanan emeklerin, sevinçlerin paylaşılan duyguların tüm insanlar için birleştirici gücün spor olduğuna tanıklık ettik. Dünya barışının, bir ülkede iç barışın sporla olacağına inanıyorum. Bugün sigaraya başlama yaşının 12-13 yaşlara kadar düştüğünden bahsediliyor. Kötü madde bağımlılığının gençler arasında yayıldığından söz ediliyor. Buna sporla dur denilebilir. Spor bilinci aşılanıp spor yapan bir toplum olursak mutlu insanlar oluruz. Ben istiyorum ki, dünyayı spor yapan, spor bilinci olan insanlar yönetsin. Amerika’nın, Rusya’nın, Çin’in başında sporcu insanlar olsun. Ülkemizin seçilmişleri spor felsefesine inanmış kişiler olsun. Böyle bir dünyada yaşamak mutlaka daha güzel olacaktır” diye konuştu.

 

“KOŞMAYA DEVAM EDECEĞİM”

 

 Belediyelerin, yerel yönetimleri tek görevinin yol yapmak, suları akıtmak, çöp toplamak olmadığını kaydeden Baygın “ Ekonomik ve sosyo-kültürel anlamda gelişmiş bir toplum için emek harcamaktır hiç şüphesiz. Çerkezköy bu yönüyle çok şanslı. Çünkü gerçekten sporun birleştirici gücüne, sevgiye, dostluğa, kardeşliğe değer veren ve değer katan bir Belediye Başkanı sayın Vahap Akay’ın farkıyla farklı. Önümüzdeki günlerde Ankara’da, Adana’da, Trabzon’da, Antalya’daki yarışlarda yarı maratonlarda koşmak istiyorum. Adana ve Antalya için uçak bileti aldım. Yani koşmaya devam. Allah sağlık verdiği sürece de ömrümün sonuna kadar koşmak, Çerkezköy’ümüzün adını daha en güzel yerlere en iyi şekliyle kazımak istiyorum” dedi.

 

Haber / Faik Onur KAYA

 


0282 726 91 91
0282 747 65 10