Devlet ödev ve görevlerini yerine getirmiyor

TERMİK SANTRALLER KURULMASI KARARLAŞTIRILDI

CHP PM Üyesi Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer, Çevre hakkı ihlalleri ve yarattığı sorunlara ilişkin Meclis Araştırması istedi. Birçok projede zorunlu olan Çevresel Etki Değerlendirme Raporlarının idari kararlarla işlevsiz kılındığını ifade eden Yüceer, “Doğal çevre rant politikalarına kurban ediliyor. Bunun en belirgin örneği, yeterli ve gerekli süreçler tamamlanmadan verilen termik santral ve hidroelektrik santrali izinleridir. Çevre üzerinde uzun ve kısa vadeli etkileri saptanmadan, Tekirdağ, Çanakkale, Konya Havzası gibi pek çok il ve bölgeye kömür yakıtlı termik santraller kurulması kararlaştırıldı” diye konuştu.

ÇEVRE TAHRİBATINA YOL AÇAR

Bu projelerde halkın itirazlarının dikkate alınmadığını sözlerine ekleyen Candan Yüceer, “Bunlara ilişkin olarak çevre konusunda çalışan STK’ların ve uzmanların görüşlerine başvurma ihtiyacı bile duyulmadı. Anayasa’da hüküm altına alınmış olduğu üzere, tüm vatandaşlar dengeli ve temiz bir çevrenin alacaklısı konumundadır. Çevre hakkının korunması görevi ise devlet ve vatandaşlar tarafından ortak olarak üstlenilmiştir. Çevre hakkına ilişkin 22 uluslararası sözleşmede imzamız olmasına, Anayasal güvence altına alınmış ve Devlet’e buna ilişkin ödev ve görevler verilmiş olmasına rağmen, Devlet bu ödev ve görevleri yerine getirmeyerek, aksine uygulamalarla çevre tahribatına yol açıyor” dedi.

UYGULAMALARIN DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKLİLİĞİ ORTAYA ÇIKIYOR

Yüceer, Araştırma önergesinde, “Bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılama yeteneğinden ödün vermeden karşılayan kalkınma olarak tanımlanan sürdürülebilir kalkınma ilkelerinin devlet eliyle ihlalinin yalnızca günümüz toplumu için değil gelecek kuşakların haklarının da ihlal edilmesidir. Bu nedenle uygulamaların değiştirilmesi gerekliliği de ortaya çıkmaktadır” ifadelerine yer verdi.

MECLİSE SUNULAN ÖNERGE

Milletvekili Yüceer, TBMM’ye verdiği önerge şu şekilde; “Günümüzde ve gelecekte yaşanılır bir çevreye sahip olma talebi, çevreyi insanlığın ortak malı yapmış, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkını da beraberinde getirmiştir. Çevre hakkına ilişkin olarak Anayasamızda ve mevzuatımızda hükümler olmasına ve bu hakkı kapsayan uluslararası sözleşmeler akdedilmiş olmasına rağmen, uygulamada bu hakkın görmezden gelindiği, Devlet eliyle ekonomi ve ekoloji arasındaki dengenin ekoloji aleyhine bozulduğu söylenebilir. İnsan haklarının ayrılmaz bir parçası haline gelen çevre hakkının etkin biçimde kullanılmasının önündeki en büyük engeli, Devletin uygulamaları oluşturmaktadır. Kanunen zorunlu olan Çevre Etki Değerlendirme raporları, idari kararlarla işlemez hale getirilmekte, ekonomik gerekçeler öne sürülerek çevrenin tahribatına göz yumulmaktadır. Bu nedenlerle çevre hakkı ihlallerine ilişkin sorunların saptanması ve alınacak tedbirlerin Yüce Meclisimizce belirlenmesi amacıyla Anayasanın 98 inci İç Tüzüğün 104 ve 105 inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz”  şeklinde konuştu.

Haber / Emrah ÇOĞALAN