Çerkezköylü kasaplar ithal etin kendilerini etkilemediğini, üstelik ithal et alanların bir daha ithal et almadığını ileri sürerek kendi satışlarının arttığını belirtti.
İTHAL ET SATIŞLARIMIZI ETKİLEMEDİ
Çerkezköy’de uzun yıllardan bu yana hizmet veren Taş Kasap Sahibi Tuncer Özcan,ithal ettin kasapları etkilemediğini belirterek, “ Kısa bir süre önce Sırbistan’dan ithal edilen ve bazı marketlerde ucuz olarak satışı yapılan ithal ete vatandaşlarımız ilk zamanlar ilgi gösterildiği görüldü. Ancak bir kez ithal et alan bir daha almadığını da bize gelen müşterilerimizden öğrendik. Nedenini ise etin lezzetinin olmadığı gibi paketli olması nedeniyle parça ve kıymanın hem çok yağlı olduğu hem de lezzetinin bulunmadığını söylediler. Ayrıca ne kadar sağlıklı ortamda ve dinimize göre kesilip kesilmediği yönünde de endişelerinin olduğunu ileri sürdüler. Vatandaşa ucuz şekilde satışı yapılan ithal eti vatandaşların bir çoğu ucuzluğunun yanı sıra meraktan yada denemek için aldıklarını dile getirdiler ve bizim sattığımız etin lezzetini ithal ette bulamadıklarını ve ithal et yerine bir kilo alacaklarına yarım kilo alırız ağız tadı ile yeriz diyorlar ve ülkemizde yetişen hayvanların etlerinin çok daha lezzetli en azından nasıl kesildiğini bildikleri için tercih ettiklerini ifade ediyorlar. Bu nedenle ithal et satışlarımızı etkilemedi. Bir yerde ithal et ülkemizde yetişen ve bizlerin sattığı ete tercihi arttırdı“dedi.
‘’BİZİM SAATIĞIMIZ ET GEZEN HAYVAN ETİ’’
Tuncer Özcan “ Ülkemiz kasaplarının birçoğu kendi kurdukları besi çiftliklerinde yada hayvancılıkla uğraşan vatandaşlarımızın doğadan beslendikleri büyükbaş ve küçükbaş hayvanları İslami şarlara göre mezbahalarda keserek kasap dükkanlarında satışını yapmaktadır. Ayrıca vitrinli buzdolaplarımızda müşteri eti görüyor ve gördüğü eti talep ediyor. Gezen hayvan eti yani doğada beslenen hayvanın eti çok daha lezzetli oluyor, et yiyen et yediğini anlıyor” diye konuştu.
‘’BESİCİLİK MASRAFLI İŞ’’
Özcan hayvan besiciliğinin görüldüğü gibi kolay bir iş olmadığını da belirterek; “Büyükbaş ve küçükbaş hayvan besiciliği zor bir iştir. Her gün üç öğün hayvanlarla ilgilenmek gerekiyor. Belli zamanlarda aşılarını yaptırmak gerekiyor. Hayvan bakım yerlerinin sağlıklı olması lazım. Günde en az iki kez yattıkları yerin temizlenmesi havalandırılması ve ahırın ilaçlanması gerekiyor. Gün içinde belli saatlerde doğada doğal beslenmelerini sağlamak gerekiyor. İşte ülkemizde yetişen büyük ve küçükbaş hayvan bakımı yapan üretici ve besicileri bunları harfiyen yapıyor. Hem çok masraflı hem de büyük uğraş isteyen bir iştir hayvan bakımı. Bugün kasaplarda satılan et fiyatları belki çok olarak görülebilir ama kesinlikle ne çok ne de yüksek, fiyatlar normal. Bu nedenle sağlıklı koşullarda yetiştirilen hayvanların eti çok daha sağlıklı” dedi.
Haber / Seyit SÜREN
