''150 yıl önceki engeller bugün de var''

Petrol İş Sendikası Çerkezköy Kent Konseyi Konferans Salonu'nda dün 14.00-16.00 saatleri arasında  'İşçi Hakları' konulu panel düzenledi.

Çerkezköy 15.04.2018 18:32:00 0

Petrol İş Mali Sekreteri Turgut Düşova,Umut-Sen Örgütlenme Koordinatörü Başaran Aksu ve Petrol İş Avukatı Sevgi Kalan konuşmacı olarak katıldığı panelin açılış konuşmasın ı Umut-Sen Çerkezköy  Temsilcisi Başaran Kurt yaptı. Panelde sendikalaşma, işçi hakları gibi birçok konuda katılımcılar bilgilendirildi. Panel 1 Mayıs Şehitleri için saygı duruşu ile başladı.

 

 

 ÇERKEZKÖY VE BÖLGESİNDE 250 BİN ÇALIŞAN VAR VE BUNLARIN YÜZDE 16’SI  SENDİKALI

 

Panelde Petrol-İş Sendikası Mali Sekreteri Turgut Düşova konuşmasına Çerkezköy Türkiye’nin önemli bir sanayi kenti olduğunu ve her geçen günde hızla artan nüfusu karşısında kentte büyük bir toplantı salonunun olmamasının Çerkezköy’e yakışmadığını belirterek başladı. Düşova; “Çerkezköy Bölgesi’nde üçgeninde günümüzde sanayi kuruluşlarında 250 bin çalışan var. Sendikalaşma durumuna baktığımızda bu da 250 bin çalışandan yüzde 16’sının sendikalı yani örgütlenmiş olduğunu görüyoruz” dedi. Turgut Düşova ardından sendikalaşma sürecine ilişkin detaylı bilgiler verdi. Düşova, kendisinin de 3 yıl işçi olarak çalıştığını ve 25 yıldır da sendikal mücadele içerisinde görev yaptığını kaydederek, “Çerkezköy Bölgesi’nin bizim sendikamız açısından çok önemli bir yeri var. Burada 250 bin işçi çalışıyor. Burada gerçek anlamda örgütlülük olduğu tartışılır. Gerçek anlamda sendikalı olmak, iş yerindeki çalışma koşullarının, iş güvencesinin, işçi sağlığına ait sorunların ortadan kaldırılması. Tüm alınacak hakların ve taleplerin işçi tarafından belirlenmesi ve sendikanın işçi tarafından yönetilmesi demektir. Çerkezköy’de maalesef bu gerçek anlamda sağlanamıyor” dedi.

 

 

 150 YIL ÖNCEKİ ENGELLER BUGÜN DE VAR

 

Türkiye’de işçilerin örgütlenmesinin önünde birçok engeller olduğuna da değinen Turgut Düşova, konuşmasını şöyle sürdürdü; “ Sendikalaşma konusunda birçok engeller var. Ayrıca bunun yanında  yoksulluk, işçilerin sendikalı olması durumunda sermaye tarafından işten  çıkarılmaları ve işten atılma tehdidi  en büyük engeldir. Sendikaların, işçilerin örgütlenmekten başka çaresi yok. 150 yıl önce Amerikalı ve Avrupalı işçiler 8 saatlik çalışma talebi, 8 saatlik uyuma ve 8 saat de serbest zaman için büyük bedeller ödediler. Bu bedeller sonucunda tabii ki başarılar kazanıldı. Ancak günümüzde bile sadece bizim bölgemizde 150 yıl önce yaşanan bazı durumlar hala yaşanıyor.  Sendikalaşma mücadelesi yapılan işyerlerinde işten çıkarılmalar yapılıyor.  İş koşullarında bazı iş yerlerin de hala 150 yıl önceki uygulamalar geçerli olan fabrikalar mevcut” ifadelerini kullandı.

 

 

SENDİKALI OLMANIN ÖNÜNDE ENGELLER VAR

 

Düşova, sendikalı olmanın önünde engeller olduğunu da belirterek, “Onurlu ve hak edilen çalışma koşullarının hayata geçirilmesi sendikalaşmadan geçmektedir. Ancak sendikalı olmanın önünde de birçok engeller var. Sendikalı olmak için birlik ve beraberlik içinde olmak ve dolayısıyla kenetlenmek ve yılmamak gerekiyor. Çerkezköy’de sendikalar olarak yeteri kadar örgütlülük sağlayamıyoruz. Biz inandığımızda bu örgütlenmenin önüne geçilemez. Örgütlenmeye inanacağız. Yeter ki biz inanalım, yeter ki biz kararlı olalım. Bir iş yerinde örgütlenmenin birçok engeli var. Bu engelleri birlikte el ele vererek aşacağız. Türkiye’de sendikanın etkili olabilmesi için yüzde 1 ülke barajını geçmesi gerekiyor. Aksi halde bu barajı geçemezseniz iş yerinde toplu sözleşme yapılamıyor. Ayrıca iş yerlerinde toplu sözleşme yapmak için çalışan sayısının yüzde 51 barajı var. Bu sayıyı elde edeceksiniz ve toplu sözleşme yapma yetkisini alacaksınız. Eğer bu yüzde 51’lik yeterli  sayı aşılamazsa  örgütlenme yapılamaz yani o işyerinde sendika etkili olamaz” diye konuştu.

 

 

 TÜRKİYE’DE 13 MİLYON ÇALIŞAN VAR

 

Türkiye’de resmi kayıtlara göre 13 milyon çalışan işçi olduğunu da belirten Petrol-İş Mali Sekreteri Turgut Düşova  bu konu da da; “ Türkiye’de resmi rakamlara göre 13 milyon çalışan işçi bulunuyor bu çalışanların bir milyonu sendikalıdır. Ayrıca 3 milyon işçi de kayıt dışı çalışmaktadır. Yani 13 milyon resmi çalışanla birlikte 16 milyon çalışan işçi var. Şu anda bunun 1 milyon 700 bini sendikalı işçi. Bu da yüzde 12 seviyesinde. Türkiye’de tam demokratik sendikalı olarak çalışan işçi sayısı yüzde 1’leri geçmiyor. Biz öncelikle iş yerlerinde birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı sağlamalıyız. Yaşanan her sıkıntı ve krizde ilk olarak işçinin ücretleri düşürülüyor ya da işçiler işten atılıyor. İşçiyle işverenin çıkarları her zaman çatışır. İşveren, karını daha fazla arttırmak, yeni fabrikalar kurmak ve daha fazla zenginleşmek ister. İşçi de evine ekmek götürmek, çocuğuna daha iyi şartlar sağlamak, ve onların geleceğini sağlamak için daha insani koşullarda çalışmak ister. Bu da işverenin karında azalmalara neden olur. Bu nedenle işveren çalıştırdığı işçisine fazla para vermek istemez ve çalışanların üzerine giderek yıldırmalar yapar.  Fazla para vermemek adına işten çıkarmak için çeşitli bahaneler çıkarır. Eğer bizler birlik ve beraberlik içinde dayanışmamızı sağladığımızda  örgütlendiğimiz işyerlerinde işveren bizlerin çalışma koşullar başta olmak üzere hak ettiğimiz ücreti de vermek zorunda olacaktır.”diye konuştu. Ardından Umut-Sen Örgütlenme Koordinatörü Başaran Aksu ve Avukat Sevgi Kalan da yaptıkları konuşmada, işyerlerinde çalışanların haklarını almaları açısından sendikalı olmaları gerektiğini ifade ederek örgütlü çalışan işyerlerinde çalışanların çalışma koşulları başta olmak üzere tüm sosyal haklarını da elde ettiklerini, ücretlerine de artış yapıldığını ancak sendikasız çalışanların ise hiçbir sosyal hakkının olmadığı ve iş güvenliğinde bulunmadığını,ayrıca sendikalı olarak çalışanların ekonomiye de katkılarının büyük olduğunu belirttiler.

 

Haber/Seyit SÜREN

 


0282 726 91 91
0282 747 65 10