''Gerçek bize neyi işaret eder, biz ne zannederiz?''

Çerkezköy Kent Konseyi Çevre Sorunları ve Sağlığı Çalışma grubu tarafından dün saat 14:00-16:00 saatleri arasında 'İletişim Ustalığı Eğitimi' düzenlendi. Eğitime İletiÅ?

Çerkezköy 31.07.2018 17:25:00 0

Çerkezköy Kent Konseyi Çevre Sorunları ve Sağlığı Çalışma grubu tarafından dün saat 14:00-16:00 saatleri arasında ‘İletişim Ustalığı Eğitimi’ düzenlendi. İletişim uzmanları Nurhan Nur Türköner ve Melda Akanlar’ın eğitimci olarak katıldığı seminere vatandaşlar katıldı.

 

 

Eğitimde ilk olarak İletişim Uzmanı Nurhan Nur Türköner konuştu. Deneyimsel tasarım öğretisi hakkında bilgi veren Türköner; ‘’ İnsanların hiç değişmediklerini ve bizi hiç anlamadıklarını düşünürüz. "Neden hep böyleleri bize geliyor?" diye dertleniriz, kızarız, üzülürüz… "Aman asabi işte." deriz. "Ne biliyorlar ki?"deriz. Ama gerçek nedir? Gerçekte kim ne anlatır, biz ne anlarız? Gerçek bize neyi işaret eder, biz ne zannederiz? Zannettiklerimiz gerçeklikten uzaksa işte o zaman iletişimde problem yaşarız. İletişim marifeti arttıkça gelişir insan, İletişimde ustalaşmak aslında yaşamda ustalaşmak demektir’’ dedi.

 

 

DENEYİMSEL TASARIM ÖĞRETİSİ STRATEJİLER BÜTÜNÜDÜR

 

 

Türköner, deneyimsel tasarım öğretisinin günümüz insanının isteklerine ulaşırken karşılaşabileceği problemlere çözüm üretebilmesini sağlayan Stratejiler bütünü olduğunu belirtti. Bu bilgilerin insanların hedeflerine ulaşırken uygulayabileceği gerçek, teoride kalmayan, insanın dününden daha iyi olmasını hedefleyen deneyimsel bilgiler olduğunu belirten Türköner, “Deneyimsel Tasarım Öğretisi en verimli şekilde insanların hayatını programlayabilmenin yollarını sunmaktadır.” dedi.

 

 

İNSAN BİR SONUCU ALAMAYACAĞI YERDE DENEYİME GEÇEMİYOR

 

 

Deney ve deneyimsel kavramlarının farklı olduğunun bilinmesi gerektiğini ifade eden Türköner; ‘’ Deney, belirli yöntem ve kurallara uygun olarak yapılan işlem, deneyim ise birinin gerçekten hayatta bir olayı yaşaması demek. Hangi sebep hangi sonucu getiriyor bunun farkına varmalıyız. İnsanlar bilinçli boyutta ne olduğunu biliyor fakat bunu hayatta uygulayamıyor. Çünkü oradan bir sonuç bekliyor. İnsan bir sonucu alamayacağı yerde deneyime geçemiyor’’ dedi.

 

 

YAŞADIĞINIZ İLİŞKİLERİN NEDENİNE VE SONUCUNA BAKIN

 

 

Tüm dünyanın tesadüf denen bir illüzyona inandığını ifade eden Türköner; ‘’ dünyada her şeyin bir sebebi var. Yaşadığınız ilişkilerin nedenine ve sonucuna bakın. Eğer sorun varsa bunda ne kadarını  kendinizi sorumlu tutuyorsunuz, ne kadarını dışarıyı sorumlu tutuyorsunuz. Her şey tesadüfmüş gibi düşünülüyor, insan kendini kurbanmış gibi görüyor. Deneyimsel tasarım öğretisi diyor ki her şeyin bir yasası var. Bir başarılı insan vardır bir de başarısız insan vardır. Her ikisine de nasıl başarılı veya başarısız olduğu sorulduğunda sonuçların benzer olduğu anlaşılmış. Her ikisinde de sebepler var buna bağlı sonuçlar ortaya çıkmış” dedi.

 

 

YÜZDE 100 DOĞRU YA DA YANLIŞ YAPILMASI MÜMKÜN DEĞİL

 

 

Yüzde 100 doğru ya da yanlış yapılmasının mümkün olmadığını ifade eden Türköner; ‘’ nerede ne yaptığımızı bulmamız gerekiyor. Daha sonra nasıl doğruyu arttırmamız gerekiyor bunu düşünmeliyiz. İnsanın yaptığı şeyi bulması çok zor. Çünkü insanların bir nefsi var. Kendisiyle yüzleşmek istemiyor. Deneyimsel tasarım öğretisi diyor ki gerçek nedeni bulmalıyız ki gerçek özümüzü bulalım’’ dedi.

 

 

DENEYİMSEL TASARIM ÖĞRETİSİNDE EN TEMEL İSTEĞİMİZ MUTLU OLMAK

 

 

Türköner’in ardından konuşan Melda Akanlar; ‘’ Her ne kadar uç şeyler istiyor gibi görünsek de  Deneyimsel Tasarım Öğretisinde en temel isteğimiz mutlu olmak. İnsanların iletişim kurduğu insanlarla niyetleri aynı olsa da problem neden oluyor Deneyimsel Tasarım Öğretisinin baktığı yer orası. İnsanın davranış boyutunu ve belirlemesi ve sonuçları belirlemesi. İnsanlar davranış değişikliği oluşturmuyor fakat istekleri değişiyor’’ dedi.

 

İNSANLAR ÜRETİRKEN DEĞİL İNSAN İLİŞKİLERİNDEN YORULUR

 

 

İnsanların üretirken değil insan ilişkilerinden yorulduğunu dile getiren Akalan; ‘’ insanlar değer vermeme, umursamama, beğenilmeme, dikkat çekmeme, sevilmeme gibi konulardan yorulur'' dedi.

 

 

AİLELER ÇOCUKLARINA GERÇEK HAYATI ÖĞRETMİYOR

 

 

Ailelerin çocuklarına gerçek hayatı öğretmediklerini ve fanusun içindeymiş gibi davrandıklarını dile getiren Akalan, çocukların gerçek dünyaya çıktıklarında travma yaşadıklarını ifade etti. Bu konu ile ilgili örnek veren Akalan; ‘’ 3 bin kişilik bir fabrikayı yöneten bir yönetici evde kızına söz geçiremiyor. Çünkü kızı her şeyi ağlayarak yaptırıyor. Fabrikada gücü elinde tutan yönetici evde baba olarak kızına karşı gücünü kullanamıyor. Bu durum ileride kızın sürekli gücü elinde tutacakmış düşüncesi yaratıyor. Kız gerçek hayata başladığında gücü elinde tutamayınca travma yaşanıyor’’ dedi.

 

 

İNSANDA PROBLEMİ KABUL ETMEMEK GİBİ BİR SORUN VAR

 

 

İnsanda problemi kabul etmemek gibi bir sorun olduğunu dile getiren Akalan, çözüm bulunması için problemin kabul edilmesi gerektiğini kaydederek; ‘’ Hayatta neler oluyor, bilmek ve anlamak zorundayız’’ dedi.

 

 

KİŞİ BİR PROBLEMİ ÇÖZDÜĞÜNDE O İLİŞKİNİN HAKİMİ OLUR

 

 

Türköner; ‘’İnsanlar zannettikleri ile aslında olanın fakını kapattığı zaman dengeyi kurar. Yani insanlar anladığında ilişkinin dengesini kuracak ve problemler karşısında devrilmeyecek. İnsanlar, ya problem çözen ya da problem çıkaran taraf olur. Hayat problem çözen kişiyi yükseltir. Kişi bir problemi çözdüğünde o ilişkinin hakimi olur. İnsan ilişkinin içinde çözüm bulduğunda o ilişkiden keyif alır. Bu da insanın hakkıdır’’ dedi.    

 

 

Haber: Hilal ÇARIKÇI

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

 

 

 


0282 726 91 91
0282 747 65 10