Marmara Depremi Gerçeğine Bakış paneli yapıldı

Panelde açılış konuşmasını yapan Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Dairesi Başkanı Sevim Avcı Yener  "17 Ağustos 1999 maalesef kötü anılarla hatırladığımız bir yıl. 17 Ağustos ayrıca Kandilli Rasathanesi'nin de kuruluşunun 150'nci yılı. Bu nedenle Ağustos ayında depreme yönelik etkinliklerimize bugün burada başladık. Bu ay içerisinde yoğun bir şekilde projelerimize ve eğitimlerimize devam edeceğiz’’ dedi. 

EĞİTİMLERİ KENDİ PERSONELİMİZ İLE VERMEYE BAŞLADIK

Kandilli Rasathanesi ile 2014 yılından bu yana bir proje çerçevesinde çalışmaları yürüttüklerini kaydeden Yener; ‘’Afetlere hazırlık konusunda yoğun eğitim programlarımızı yapıyoruz. Biz Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi olarak kurulduğumuz zamandan bu yana ilk başlattığımız çalışmalar jeolojik, jeoteknik ve mikro bölgeleme çalışmalarının yapımıydı ve birçok ilçemizde bu verilerimiz yoktu. Peki, neden ihtiyaç duyduk' Doğal riskleri önceden tespit etmezken doğru planlama ve doğru binalar yapamayız. Bu sebeple biz önce zemin haritalarını hazırladık, bunların birçoğunu da tamamladık.  Kandilli Rasathanesi ile afetler konusunda eğitmenlerimizi kendimiz yetiştirdik. Bu konuda hocalarımız da bize destek oldular. Artık okullara, kamu kurum ve kuruluşlarına eğitimleri kendi personelimiz ile vermeye başladık’’ dedi. 

AMACIMIZ ERKEN UYARI İLE İLGİLİ ALARM SİSTEMLERİNİN KURULMASI

Tekirdağ Afet Gönüllüleri projesi kapsamında afet gönüllüleri oluşturulduğunu ve onların da eğitilip sertifika verildiğini kaydeden Yener; ‘’ Artık Tekirdağ'da da gönüllü sayısı giderek artıyor. Bu yapılan çalışmalar kapsamında deprem kayıtçıları yerleştirildi. Şuan verilerimiz online olarak hem Kandilli Rasathanesine hem de bizim kendi veri dokümanlarımıza ulaşıyor. Buradaki amacımız erken uyarı ile ilgili alarm sistemlerinin kurulması. Kandilli'nin bu konuda bir çalışması var. Şimdi Tekirdağ Büyükşehir Belediyesinde kendileri ile bu projeyi devam ettiriyoruz’’ dedi.  

SÜLEYMANPAŞA’DA KENTSEL DÖNÜŞÜM ALANLARIMIZI BELİRLEDİK

Afet toplanma alanlarının ve çadır kent alanlarının belirlenmesinde Türkiye'de ilk örneği olduklarını ifade eden Yener; ‘’ Çünkü her kurum kendi çapında bazı alanlar belirler, biz Tekirdağ'da ilk olarak AFAD ile birlikte tüm ilçelerimizde 258 adet afet toplanma alanı belirledik ve bunları tabelalandırma ve internet sayfasında da paylaşım kısımlarını düzenledik. Her ilçeye arama kurtarma konteynırlarını yerleştirdik. Böylece vatandaşlarımız ve gönüllülerimiz arama kurtarmada bizimle birlikte görev alabilecekler.  Kentsel Dönüşüm bizim daire başkanlığımız tarafından yürütülen bir proje. Bu kapsamda Süleymanpaşa ilçesinde kentsel dönüşüm alanlarımızı belirledik. İstanbul Teknik Üniversitesi ile ortak yürüttüğümüz bir projeydi. Belirlediğimiz 7 etaplı alanların bir tanesi olan Altınova'nın olduğu bölgede de dönüşüm çalışmalarına başladık. Tüm ilçelerimizde bu proje devam ediyor. Öncelikle Şarköy olmak üzere kıyı şeridinde risklerin daha yüksek olduğu bölgelerden başladık. Zemin, bina, etkileşim ve diğer tüm sentezleri ile birlikte planımız hazırlanıyor.  Kamu binalarımızda deprem deneme testlerimizi gerçekleştirdik. Güçlendirilmesi gerekenlerin güçlendirilmesi, yıkılması gerekenlerin yıkılması devam ediyor" dedi.

MAALESEF BU DEPREMİ BİZ BİR GÜN GÖRECEĞİZ

Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü ve Jeoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Haluk Özener de Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda meydana gelen küçük depremlerin, olası büyük Marmara depreminin etkisini azaltacağı, enerjisinin boşalacağı yönünde bir inanış olduğunu belirterek" Küçük küçük depremler olsun da, enerjisi gitsin. Ama bu pek mümkün değil. Meydana gelen bir 7'lik deprem, 32 tane 6'lık depreme, bir 6'lık deprem 32 tane 5'lik depreme, bir 5'lik deprem 32 tane 4'lük deprem demektir. Yani bir tane 7'lik depremin enerjisinin gitmesi için ortalama 32 bin tane 4'lük deprem olması gerekir. Sonuçta maalesef bu depremi biz bir gün göreceğiz" dedi.

1900 İLE 2017 ARASINDA 4'TEN BÜYÜK 10 BİN 503 DEPREM

Türkiye'de, 1900 ile 2017 arasında 4'ten büyük 10 bin 503 deprem olduğunu belirten Özener; "Neredeyse 3 günde bir deprem olmuş. 2017 yılında Türkiye'de 34 bin 134 deprem oldu. Günde neredeyse 100 tane deprem oldu. Kandilli olarak 7 gün 24 saat çalışan merkezimiz her gün yaklaşık 100 deprem kaydediyor. Meydana gelen depremlerden 288 tanesi 4'ten büyük deprem olarak meydana geldi. Diğerleri 4'ün altında. Yıl içinde aylara göre de deprem olasılığı değişiyor. Geçen yıl özellikle Ağustos ayında 7 bin 134 deprem meydana geldi. 1985 yılında Türkiye ve çevresinde 1057 deprem olmuş. Sonra depremler gittikçe artmış, 2016'da 13 bin olurken, 2017 yılında 34 bin deprem oldu. Gün geçtikçe dünyada deprem sayısı artıyor. Kandilli olarak 241 ölçüm aleti ile çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Marmara'da fay hatlarının geçtiği yerlere kurduğumuz istasyonlarla 0.2 büyüklüğündeki depremleri algılayabiliyoruz. Ne kadar çok ölçüm noktanız varsa o kadar çok depremi algılama şansınız yüksek oluyor. Depremin ne büyüklükte olabileceğini hesaplayabiliyoruz ama ne zaman olacağını bilemiyoruz. Bizim bildiğimiz nerede olacağı ve ne büyüklükte olacağı ama zamanını bilemiyoruz. Marmara'da 7'nin üzerinde deprem olabilir. Bu bir doğa olayı bunun önüne geçemeyiz" dedi. Marmara Depremi Gerçeğine Bakış paneli, yapılan konuşmaların ardından son buldu.

Haber: Şaban KARDEŞ