Doğu Türkistan Müslümanları unutulmadı

Türk Ocakları Çerkezköy Temsilciği tarafından "İnsanlığın sustuğu yer DOĞU TÜRKİSTAN" şiir dinletisi" programı düzenlendi. 

Çerkezköy 13.01.2019 15:31:00 0
Doğu Türkistan Müslümanları unutulmadı

Çerkezköy Belediyesi Binası Konferans Salonu’nda önceki gün saat 15:00’da düzenlenen şiir dinletisine Çerkezköy Ülkü Ocakları İlçe Başkanı Hakan Değirmenci, Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş, Türk Ocakları Lüleburgaz Temsilcisi Emrah Gültekin, Doğu Türkistan Derneği Eski Başkanı Hamit Han Göktürk ve eşi Yazar Nurala Göktürk, İyi Parti İlçe Başkanı Yasemin Altıner Seçkin, Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcileri ile birlikte vatandaşlar katıldı.

 

“BU YÜZYILIN EN ZALİM AYNI ZAMANDA EN SİSTEMLİ SOYKIRIMI”

 

Program öncesi Doğu Türkistan’da, son yıllarda gittikçe şiddetini arttıran insan hakları ihlalleri ve bu yüzyılın en zalim, aynı zamanda sistemli soykırım hakkında basın açıklaması yapan Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş, "Doğu Türkistan 1949'da Rusların yardım ve yataklığı sonucunda Çin Komünist Partisi yönetimince işgal edilmiştir. 1955'te Çin tarzı otonom bölgeleye çevrilen Doğu Türkistan sonu gelmez yasak zulüm ve işkencenin uygulandığı bir sömürge bölgesine dönüştürülmüştür. Türkistan ve Türk adlarının yasaklanmasıyla başlayan zulüm on yıl süren Kültür Devrimi dönemindeki akıl almaz, sistemli zulüm ve Çinlileştirme, Mao'nun ölümüyle kısmi olarak son bulmuştur. Daha sonra 1994'lerde günümüze dek Çin Yönetimi Uygur Türklerine yönelik en sistematik en acımasız eğitim, kültür, ekonomi ve sosyal politikaları uygulanmıştır. Bu uygulamalardan bazıları, İslamiyet'in kamusal ve özel alanlardan çıkartılması, din öğretiminin resmi ve özel olarak yasaklanması, Uygur Türkçesi'nin özerk bölgedeki resmi dil statüsünün iptal edilmesi ve Çincenin dayatılması, Çince konuşmayan ve yazamayanların işten çıkarılması. Doğu Türkistan sınırlarındaki evlenme çağına gelmiş, 16-12 yaşlarında Uygur kızlarının devlet zoruyla Çin'in doğusundaki sanayi bölgelerine köle işçi olarak götürülmesi. Yurt içine ve yurt dışına seyahatin zorlaştırılması" şeklinde konuştu.

 

“UYGUR TÜRKLERİ NEFES ALAMAZ HALE GELMİŞTİR”

 

Çin Komünist Parti yetkilisi tarafından bölgede uygulanan "Izgara Tarzı Toplum Yönetimi" stratejisi, bölgeyi tam bir polis ve şiddet devletine çevirdiğini dile getiren Candaş, " Uygur Türkleri nefes alamaz hale gelmiştir. Yasaklara uymayanlar, yeterli derecede uyumlu olmadığına kanaat getirenler, son on yıl içinde yurt dışına gidip gelenler, yurt dışı ile her hangi bir şekilde bağlantısı olanlar aile geçmişinde Çin karşıtı eylem veya söylemlerde bulunanlar Yeniden Eğitim Merkezleri denilen Çin tarzı Nazi Kamplarına gönderiliyor. Birleşmiş milletler ırk ayrımcılığının kaldırılması komisyonu başta olmak üzere en güvenilir kaynaklar, günümüzde Doğu Türkistan'daki Müslüman Uygur Türkü nüfusunun en az yüzde 10'unun kamplara kapatıldığını belirtmektedir" sözlerine yer verdi.

 

“TOPLUMU BU KONUDA DUYARLI DAVRANMAYA DAVET EDİYORUZ”

 

Özellikle genç erkekler öldürülmeye, tıbbi deneye tabi tutulma ve iç organlarının çalışması gibi vahşi cezalandırmalara maruz kaldıklarını dile getiren Candaş, "Tutuklular, İslam'ı reddetmeye, kendilerini ve sevdiklerini durmaksızın eleştirmeye, hakaret etmeye ve partiyi ve Çinliliği yüksek sesle övmeye zorlanıyor. İtaatsizlik edenlere ise saatlerce ayakta durma, tecrit etme, yemek vermeme, demirden elbise giydirme, kafasını buzlu suya sokma gibi işkenceler uygulanmaktadır. İnsan hakları örgütlerinin verilerine göre Nisan 2017'den beri kaybolan veya "Çin Nazi Kamplarında" tutulan tanınmış Uygur Türkü aydınlarından 231'inin bilgilerine ulaşılmıştır. Bunların içinde tutuklu iken ölen veya öldürülen bilim insanlarının olduğu da bildirilmiştir. Çin'in Doğu Türkistan'da uzun süredir terörizm ve dini aşırılık bahanesiyle devam ettirdiği bu ırkçı tutumundan insan hakları ve inanç hürriyeti kısıtlamalarından ve yeniden eğitim kampları adıyla açık hava hapishanesi şeklinde kurduğu çağdaş nazi işkence kamplarından bir an önce vazgeçmesi, yasa dışı bir şekilde göz altında tuttuğu bir milyondan fazla Müslüman Türk soydaşımızı serbest bırakma çağrısında bulunuyor başta Türkiye Cumhuriyeti'nin yöneticileri olmak üzere uluslararası toplumu bu konuda duyarlı davranmaya, konuyu gündeme getirmeye ve çözüm üretmeye davet ediyoruz" şeklinde konuştu.

 

“ŞAİRİN EN GÜZEL ŞİİRİ, DURUŞUDUR”

 

Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş’ın yaptığı basın açıklamasının ardından saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan program, Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Burak Candaş’ın açılış konuşmasını yapmasıyla devam etti. Türk Ocağı Kurucusu ve İlk Genel Başkanı Rahmetli Emin Yurdakul’un dizeleriyle sözlerine başlayan Türk Ocakları Çerkezköy Temsilcisi Murat Candaş, “Türk Ocakları Çerkezköy Temsilciliği olarak, Doğu Türkistan konusunda haykıran şairlerimizle biz de bu özgürlük mücadelesine destek vermek, uygulanan zulmü ve işkencelere tepki göstermek istedik. Sağolsunlar ki susmayan şairlerimiz sayesinde böyle bir program tertipledik. Onlar bizler için en güzel şiirlerini okuyacaklar. Rahmetli Bahattin Karakoç bir söyleşisinde; “ şairin en güzel şiiri duruşudur” diyordu. Bugün aramızda olarak, Doğu Türkistan’daki soydaşlarımıza akıl almaz baskılar, işkenceler, katliamlar uygulanan Çin’in zulmüne karşı duruş gösteren Şair ve Şairlerimizin huzurlarında saygıyla eğiliyorum. Aramızda Doğu Türkistan davasının bizzat içinden gelen Sayın Hamit Han Göktürk, değerli eşi yazar Sayın Nurala Göktürk gibi büyüklerimiz var. Bu nedenle sözlerimi bu konuyla alakalı şu sözlerle sonlandırmak istiyorum; Ne ABD, Ne Rusya Ne Çin, Her şey büyük Türk Milleti için, Yaşasın Bağımsız Doğu Türkistan, Ne Mutlu Türküm Diyene ” ifadelerine yer verdi.

 

ŞAİRLER ŞİİRLERİNİ OKUDU

 

Program Doğu Türkistan Derneği Eski Başkanı Hamit Han Göktürk’ün, Aşırılık ve Terörle Savaş Yasası, Irkı Soykırım adı altında yapılan toplama kampları, kamplardaki hayat şartları, Çin memurlarının Uygurların evine zorla yerleştirilmesi, Müslüman isimlerinin zorla değiştirilmesi, Türk kızlarının Çinlilerle zorla evlendirilmesi ve Doğu Türkistan'da meydana gelen son isyanlarını yaptığı sunumla anlatmasıyla devam etti. Hamit Han Göktürk'ün yaptığı sunumun ardından program şairler; Gülay Sormageç, Ertuğrul Kalafat, Sevim Yakıcı, Faruk Habiboğlu, Kevser Dostagüler, Durani Kocaga, Havva Keskin, Göksel Çakır, Recai Küllük tarafından Doğu Türkistan'ı anlatan şiirlerini okumasıyla sona erdi.

 

“NE OLUR YARDIM EDİN”

 

'İnsanlığın Sustuğu Yer DOĞU TÜRKİSTAN Şiir Dinletisi' programına katılan 80 yaşındaki Paşahan Kuçar, "Gelinim ve oğlum Doğu Türkistan' da ticaret yapıyordu. Türk malları ve Türk kıyafetlerini sattığı bir dükkanı vardı. Çin hükümeti oğlumun dükkanını kapattırıp Türkiye'ye geri gönderdi. Gelinim buraya gelmişti annesi Çin vatandaşıydı ve annesi hastalandığı için iki çocuğunu alıp tekrar Doğu Türkistan'a gitmek zorunda kaldı. Annesi torunlarımla birlikte Doğu Türkistan'a geri döndükten sonra hiç bir haber alamadık. Oğlumda şuanda Doğu Türkistan'a geri gidemiyor. Şuan neredeler ne oldu hiç bir şey bilmiyoruz. Çinliler götürdü mü bilemiyorum korkuyorum. Ben torunlarımı istiyorum. Ne olur yardım edin" dedi. Konu ile ilgili bilgilendirme yapan Hamit Han Göktürk, "Babasının çocuklarını alması için geri gitmesi gerekiyor Çin Konsolosluğu bunun için vize vermiyor. Torunlarımın 1 yıldır nerede oldukları belli değil. Doğu Türkistan'da yaşayan insanların diğer ülkelerle tamamen  bağlantıları kesilmiş durumda. Çin Cumhurbaşkanı diyor ki biz Doğu Türkistan'ı yerden göğe kadar çelik perdelerin içinde muhafaza edeceğiz dedi. Bir açık hava hapishanesi gibi" dedi.

 

Haber/ Hilal ÇARIKÇI


0282 726 91 91
0282 747 65 10