Kareli: İlaçlar bizi tedavi etmiyor ama bu cihazlar yüzde 80 tedavi ediyor

Çerkezköy Ticaret Sanayi Odası'nda Trakya Dimokritio Üniversitesi Doktora üyesi Msc. Dr. Argiro Kareli tarafından Biorezonans: Klasik Tıp ile Alternatif Tıp Arasında Bir Köprü adlı seminer verildi. Kareli, â€

Çerkezköy 15.12.2019 16:15:00 0
Kareli: İlaçlar bizi tedavi etmiyor ama bu cihazlar yüzde 80 tedavi ediyor

Dün saat 13.00’da ÇTSO Konferans Salonu’nda Biorezonans: Klasik Tıp ile Alternatif Tıp Arasında Bir Köprü konulu seminer verildi.

 

“BAĞIŞIKLIK SİSTEMİMİZİ ETKİLİYOR”

 

Trakya Dimokritio Üniversitesi Doktora üyesi Msc. Dr. Argiro Kareli, “Bugün sizlere Biorezonaans ve klasik tıbbın nasıl bir köprü oluşturduğundan bahsedeceğiz. Her zaman sorduğum bir soru vardır bilmiyorum bunu nasıl karşılarsınız? Biorezonans  hakkında bilgiye sahip misiniz ya da hakkında bir şey duydunuz mu? İlk kez duyduysanız o zaman başlayalım. Borezonans hakkında ve cihazlarımızdan bahsedeceğiz.  Hepimiz şuan hem fikiriz modern yaşamın bize getirdiği tempolu bir ritim var. Yanında  beraberinde getirdiği stres ve heyecan var. Dışarıdan aldığımız işlenmiş gıdalar, su şebekelerinin kullanılamaz hale veya uygun olmayan kullandığımız su, çevre kirliliği, etrafımızdaki cep telefonları ve onun benzeri cihazların yaydığı elektro manyetik ağların bize sağladığı zararlar, farklı kaynaklardan edindiğimiz parazitler, hayvanlarla olan temasımız ve günlük baz da kullandığımız ve maruz kaldığımız toksinlerden etkilendiğimize hepimiz hem fikiriz. Bütün bunlar ne yapıyorlar organizma sistemimizde frekans değişikliğine sebep oluyorlar aynı zaman bağışıklık sistemimizi etkiliyor.” dedi.

 

“İLAÇLAR SEMPTOMLARI BASTIRIYOR”

 

Kareli, “Özellikle parazitlerin altını çimek istiyoruz. Yapılan istatistikler üzerinde dünya çapında her yıl 14 bin insan parazitlerin sebebiyet verdiği hastalıklardan dolayı hayatlarını kaybetmektedirler. Bu da yüzde 25 oranına tekabül etmektedir. Bunlar ne yapıyorlar kronik hastalıklarına sebebiyet veriyorlar. Mesela neye sebebiyet verebilirler? Kronik baş ağrılarına, alerjiler, halsizlik eklem ağrıları, böbrek yetmezliği, mesane de taş, kum, kis, astım ve birçok benzeri hastalıklarına sebebiyet olabilir hastalar. Biz ne zaman doktora gidiyoruz? Ağrımız olduğunda, semptomlar baş gösterdiğinde o zaman doktora gidiyoruz. Ve ne  yapıyoruz çoğunlukla? İlaç alıyoruz. Peki ilaçlar ne yapıyor ilaçlar aslında semptomları bastırıyor ve bizi tedavi etmiyorlar. Çünkü onlarda vücudumuza yabancı durumdalar. Böylece biz burada klasik tıbbın çare bulamadığı bizimde onlara yardımcı olabileceğimiz hatta köprü oluşturabileceğimiz durumdan bahsedeceğiz.” diye konuştu.

 

YANGINI SÖNDÜRMEYE GİTTİĞİMİZDE ONU SÖNDÜRMÜŞ MÜ OLUYORUZ?

 

“İlaçlarla iyileştiğimizi düşünebiliriz ama aslında ne yapıyoruz, semptomları baskılıyoruz” diyen Kareli, “Hastalığımıza çare bulmamış oluyoruz. Ve sebebini bulmadığımız zamanda aslında hiçbir hastalığı iyileştiremiyoruz. Mesela size örnek olarak size ateşi ve yangını verebilirim. Onu söndürmeye gittiğimizde onu söndürmüş mü oluyoruz? Bunlar tabi bir sürü farklı şeylere sebebiyet veriyor. Aslında sağlık sigortalarına da zararı var.” ifadelerini kullandı.

 

ÖNLEM ALMAK TERAPİ ETMEKTEN DAHA İYİDİR

 

Kareli, “Mesela biz ne yapıyoruz? bir mikrobiyologa gidiyoruz. Biz çare bulmaya çalışıyoruz ama aslında çare bulmuyoruz. Aslında ne yapıyoruz ortopediye gidiyoruz dirseğiniz de dizinizde herhangi bir sorun olduğunda, göz doktoruna gidiyoruz gözümüzde bir sorun olduğunda ya da herhangi bir cerrahiye gidiyoruz, bu  konuda bir sorun yaşadığımızda bu durumda ne yapıyoruz bir insanı duygusal olarak ele almıyoruz. Herhangi  bir öksürük şikayeti var. Belki bu insan tansiyon ilaçları kullanıyor belki başka bir şey kullanıyor biz bilmiyoruz. Biz bunların hakkında bilgi sahibi değilken bu öksürüğün ana sebebi başka bir şey olabilir. Evet, ne demiştik doktora semptomlar baş gösterdiğinde gidiyoruz. Peki tıbbın babası Hipokrat ne  demiştir? Önlem almak terapi etmekten daha iyidir. Tanıyı yapmak gerekiyor.” dedi.

 

SAĞLIK TAM İYİLİK HALİDİR

 

Sağlık olma duru nedir? soruna cevap veren Kareli, “Sağlık sadece hastalık ve sakatlık olmayışı  değil, beden, ruh, mental ve sosyal yönden tam iyilik halidir. Sağlığınızı geliştirmek, günlük yaşantıda sağlığınızın daha kaliteli olması için yeni ve doğal bir bilimsel yöntemden bahsedeceğiz. Biorezonans hakkında konuşacağız. Ne yapıyor? Önlem alabiliyor, tedavi edebiliyor, tanı yapabiliyor, yenilenme yapıyor, kaliteli yaşam sağlıyor ve sağlık alanında bize çok yardımcı oluyor. Güzellik, uzun ömür, sigarayı kesebilme hakkında bize yardımcı oluyor.” diye konuştu.

 

HASTALANDIĞIMIZ DA BU FREKANSLAR DEĞİŞMEKTEDİR

 

Biorezonans nedir? Diye soran Kareli, “Herkes enerjiyi duymuştur. Her şey bir enerjiden ibarettir. Enerji hakkında herkes konuşmuştur. Bu nasıl oluyor bizim ölçtüğümüz frekanslarla oluyor. Her organ her eşya gördüğümüz her şeyin kendine has bir frekansı var. Ve bu sadece ona özel bir frekanstır. Hastalandığımız da bu frekanslar değişmektedir. Şimdi tam olarak tanımlarsak, bir objenin, bir uyarananın etkisi altında kalan ve onunla aynı frekansa maruz kaldığında devinilime zorlandığı bir tepkimedir  diyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

 

BİOREZONANSLA MİKROP, MANTAR AYRIŞMASINI SAĞLAYABİLİYORUZ

 

Kareli izlettirdiği kadının sesi önündeki bardağı kırdığı bir video gösterdi. Kareli, “Bardağın kendine has bir frekansı vardı ve kadının sesi ile etkileşime geçti. 500 küsur megabaslara ulaştığında ve onun sesi ile bardak zorlandı ve kırıldı. Mesala çok yüksek sesle camların  sallandığını pek çok kişi görmüştür. Bu canlı organlara  uygulandığında biorezonans  karşımıza çıkar. Hangi durumlarda uygulandığından da bahsedeceğiz. Mesala mantar, parazit, mikrop vücudumuza girdiğinde Biorezonansla onların ayrışmasını sağlayabiliyoruz. İkinci olarak da organların yeniden sağlıklı duruma geçişini sağlayabiliriz. Doğada bir sürü şeyin kendine has frekansları var.” dedi.

 

BÜTÜN ORGANLARIMIZIN KENDİNE HAS FREKANSI VARDIR

 

ABD, Almanlar, Rus bilim adamları her organın bir frekans  ölçümlerini yaptığını söyleyen Kareli, “Mide, ayak, kol ve bütün organlarımızın kendine has frekansı vardır. Tabi mikroorganizmalarda kendine has bir frekansa sahiptiler. Hepsi bunlar ölçülmüştür ve bunları kodlamışızdır. Farz edelim cep telefonu kimi aramak istersek onun frekansı çıkıyor. Mesela bir mikro organizma yoğunluğu arttırılmış ve sürekli bir şekilde kendisi ile aynı olan frekansı gönderdiğimizde çeperi yok oluyor ve sonucunda mikro organizma ölüyor sonucunda.” diye konuştu.

 

YÜZDE 80 ORANINDA BAŞARI SAĞLANIYOR

 

İlaçlarda insanları tedavi edebiliyor ama ilaçların bir sürü yan etkileri var” diyen Kareli, “Her virüsün kendine has bir frekansı var. Bu durumda ben hepatit C virüsünü yok etmek için sağlıkçılar da biliyor öldüremiyoruz aslında. Ben ne yapıyorum karaciğerin frekansını veriyorum ve Hepatit C virüsünü öldürüyor. Bu yöntem yüzde 80 oranında başarı sağlanıyor. Karaciğer etkilenmiyor neden karaciğerin farklı bir frekansı var ben Hepatit C frekansını gönderdim ona zarar vermedi. Ağrı kesiciyi düşünelim mesela aspirinin sağladığı pek çok rahatsızlıklar var. Böbrek yetmezliği alerjik hastalıklar yaşabiliriz. Biz normal biyolojik haline getiriyoruz.” ifadelerini kullandı.

 

HÜCRELERİMİZ ASLINDA 250 – 300 YIL YAŞAYABİLME ÖZELLİĞİNE SAHİP

 

Kareli, “Biz çok uygun bir ortamda yaşasaydık toksinlere maruz kalmasaydık çok sağlıklı bir ortamda yaşama sahip olacaktık. Hücrelerimiz aslında 250 – 300 yıl yaşayabilme özelliğine sahipler. Zaten biz alkali ortamda yaşasaydık hastalanmayacaktık. Kanser bile yaşamıyor bu ortamda. Bilim adamı da bahsetti bu duruma. Sağlıksız hücreler çimentolaşıyor. Oksijene ihtiyaç var hidrojene ihtiyaç var. Ve çimentolaşmaya geldiğinde artık ölüm meydana geliyor” diye konuştu.

 

YÜZÜMÜZ VÜCUDUMUZUN AYNASIDIR

 

Biorezonans’ın hamilelik içinde çok faydalı olduğunu belirten Kareli, “Biorezonans hamilelik öncesinde yardımcı olabilir. Yeni doğacak olan bebek için uygun bir ortam sağlayabilir. Aynı zamanda güzellik içinde kullanılabilir. Biliyorsunuz bayanlar güzel olmak ister bir cihazımız bulunuyor. Bu cihazımız normal botoks yapıyor. Sonunda yapacağız ve farklılığı ve değişimi göreceksiniz. Yüzümüz vücudumuzun aynasıdır. Her bölgeye tekabül eden bir organ var. sadece güzellik değil güzellik dışında terapi özelliğine de sahiptir.” diye konuştu.

 

TANI VE TERAPİ İÇİN RUSLAR BUNU HASTANEDE UYGULUYOR

 

“Biorezonansı aslında herkes Rusların bulduğunu zannediyor” diyen Kareli, “Amerikalı bir araştırmacı olan Dr. Royal Raymond  Rife bulmuştur. 31 bin kez çözünürlük ve 60 bin kez büyütme kabiliyetine sahip “Universal” isimli mikroskobu icat etmiştir. Bu mikroskop altında virüs, bakteri ve diğer mikroorganizmaları gözlemlemiştir. Kendi icat ettiği bir cihazla mikroskop altında radyoses dalgalarına maruz kalan mikroorganizmaların yok olduğunu göstermiştir. O zamanlarda o yıllarda metastatik kanserleri bulmuş kendisi icat etmiş aslında. 1937  yılı için çok büyük bir olaymış ve gazetelerde manşet olarak yer almış. Tabi herkes peşine düşmüş. Laboratuarını yakmışlar akabinde Ruslar kalanları ele geçirmişlerdir. Almanlarda bunun üzerinde araştırmalar yapmıştır. Tanı ve terapi için Ruslar bunu hastanede uygulamaktadır.” ifadelerini kullandı.

 

METABOLİZMAYI DÜZENLİYOR

 

Kareli, Almanların bunu sigortalarında uyguladığını ve cihazlar için 200 Euro ödediklerini belirtti. Cihazların özelliğinden bahseden  Kareli, “DEVİTA BRT, temizlenme ve detoksofikasyon özelliğine sahiptir. Gıdalara aşırı duyarlılık, zehirlenme, minfkamasyon, metabolizma bozukluklarının düzeltilmesinde kendini kanıtlamıştır. İyileştirici etkisi tüm vücut üzerindeki, avuç içleri ve ayak tabanları cildinde bulunan biyolojik olarak aktif noktalar, yani organların izdüşümü alanlarında gerçekleşiyor. Uyumsuz (Patolojik) titreşimleri ortadan kaldırma ve harmonik (fizyolojik) titreşimlerin gelişme yoluyla vücudun hızlı bir şekilde toparlanmasını destekler. Vücudun fizyolojik homoestazını koruyarak savunma güçlerini ve olumsuz çevresel etkilere karşı direncini arttırır.” şeklinde konuştu.

 

ETKİNLİĞİ VE ÇALIŞABİLİRLİĞİ ARTIRIR

 

Cihazların tanıtımına devam eden Kareli, “DEVITA RITM MINI, tüm organ ve sistemlerin işlevselliğini düzenler. Özel programlar, dolaşım, idrar boşaltım, kardiovasküller, boşaltım sistemlerinin ve diğer sitemlerin fonksiyonel iyileşmesine yöneliktir. Etkinliği ve çalışabilirliği artırır. Cihaz kan dolaşımını canlandırır, metabolizmayı düzeltir, ruh halini iyileştirir, sağlıklı derin uyumasını ve kolay uyanmasını sağlamaktadır. Hafıza ve konsantrasyonu iyileştirir, göz yorgunluğunu giderir. DeVita Ritm Mini Programları her yaşta uygulayabilir. Öğrenciler için idealdir” dedi.

 

POZİTİF RUH HALİNİN KORUNMASINI SAĞLAR

 

Kareli, “DeVita Energy, stresin zararlı biyoenerjisel etkisinin seviyesini azaltır. Stresle baş etme kabiliyetini arttırır. Bütün gün boyunca rahatlık duygusunun ve pozitif ruh halinin korunmasını sağlar. İnsanın biyo- alanını güçlendirerek beyaz eşya ve teknik cihazlar kaynaklı ışınımın etkisini azaltır. Vücudun otoregülasyon işlevini etkinleştirir. Cihaz, hava durumundaki değişiklilere karşı iyi gelir. Yaşama gücü verir.” diye konuştu.

 

EN UYGUN SAĞLIĞA KAVUŞMA ŞEMASINI TEKLİF EDER

 

Depuls Plus’ı anlatan Kareli, “Sağlık durumunu kalp ritmine tespit etmektedir. Deplus cihazı, sistem ve organların durumu, stres endeksi, biyolojik yaş durumunu değerlendirir. Deplus cihazı, test sonuçlarını baz alarak Devita komplekslerinin kullanımının dahil edildiği en uygun sağlığa kavuşma şemasını teklif eder.” ifadelerini kullandı.

 

Haber/Ogün DÜRÜMLÜ

 

 


0282 726 91 91
0282 747 65 10