Öztrak: Kral değil, kural istiyoruz!

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, MYK gündemine dair düzenlediği basın toplantısında, CHP Ekonomi Masası olarak yaptıkları ziyaretleri değerlendirdi.

Tekirdağ 19.01.2021 16:51:00 0
Öztrak: Kral değil, kural istiyoruz!

CHP'li Faik Öztrak, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, gazeteciler Orhan Uğuroğlu ve Afşin Hatipoğlu’na karşı yapılan eş zamanlı saldırılarla ilgili olarak, “Bunlar sıradan olaylar değildir. Demokrasiye darbedir, terördür. Saldırıları lanetliyoruz. Saray hükümetinin failleri bir an önce yakalayarak, yargıya teslim etmesini, yargının da hızla gereğini yapmasını bekliyoruz” diye konuştu. İşsizlik ve hayat pahalılığı arasında ezilen yurttaşların canlarına kıydıklarını ifade eden Öztrak, “Bu ülkenin insanları, saraya canıyla ihtarname çekiyor. Ama duyan yok. Milletin feryadı sarayın duvarlarını bir türlü aşamıyor” değerlendirmesinde bulundu.

 

"TEK ADAM VESAYET REJİMİ, DEVLETİMİZİ FELÇ ETTİ"

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Parti Sözcüsü ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, "Bugün Merkez Yönetim Kurulumuzun gündeminde 2018’de tek adam vesayet rejimine fiilen geçildikten sonra hızla derinleşen 'devlet krizi', 'ekonomik kriz' bunlara bir de geçtiğimiz yıl eklenen 'korona salgını' ile ülkemizin içine düşmüş olduğu 'ağır buhran' ve bunun yaratmakta olduğu 'toplumsal tahribat' vardı. Tek adam vesayet rejimi, devletimizi felç etti. Bundan 2 bin 300 yıl önce yaşamış büyük bir bilge, Aristo; 'Devlet, toplumun tam ve doyurucu bir yaşam sürmesi için vardır. Devletin amacı, yalnızca yaşamayı olanaklı kılmak değildir, yaşamaya değer bir yaşamı kurmaktır' diyor. Bu ucube şahsım vesayet rejiminde devlet, bırakın vatandaşlarımıza 'yaşamaya değer bir yaşam' kurmayı, vatandaşlarımızın yaşamını dahi koruyamıyor, korumuyor. Devlet krizinin zirve yaptığı son yıllarda, Türkiye’nin göbeğinde, başkentimizde, ana muhalefet partisi liderine linç girişiminde bulunuluyor. Mafya artıkları ve çeteler, siyasetçilere, gazetecilere olmadık tehditler savuruyor. Yetmiyor kalleş saldırılar düzenleyebiliyor. Hükümet bu terör saldırılarını sadece seyrediyor. Ufak ortağı ise bu saldırıların arkasındaki mafya bozuntularına sahip çıkıyor. Bıyık altından sırıtarak olan bitenden keyif alıyor" diye konuştu.

 

"SALDIRILAR ORGANİZE"

 

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, gazeteciler Orhan Uğuroğlu ve Afşin Hatipoğlu’na yönelik saldırıları da değerlendiren Öztrak, şöyle devam etti: "Aynı gün içinde gerçekleştirilen ve organize olduğu açıkça belli olan bu saldırıların amacı; demokrasimizin, basın özgürlüğünün ve bu ülkede siyasetin özgürce yapılmasının önünü kesmektir, terördür. Bu yaşadıklarımız sıradan olaylar değildir. Tekrar söylüyorum, demokrasiye darbedir, terördür. Bunlar vakayı adiyeden de değildir. Biz bu saldırıları lanetliyoruz. Saray hükümetinin failleri bir an önce yakalayarak, yargıya teslim etmesini, yargının da hızla gereğini yapmasını bekliyoruz. Böyle bu olayları getireceksiniz adi vaka gibi organize suç bile telakki etmeden adi suç gibi işlem yapacaksınız. Olmaz. Çok açık söylüyorum: Bu saldırıları cesaretlendiren, saray ortaklarının kirli siyasi dilidir. Saldırganlara ve tehdit savuranlara gösterilen hoşgörüdür. Hatta bunlardan öyle gözüküyor ki esirgenmeyen himayedir. Bu ülkenin ana muhalefet partisi lideri tehdit edilince, sinsice el ovuşturup, sessiz kalanlar, Cumhurbaşkanı zırhına sığınan AK Parti Genel Başkanına 'sözde' denince bir bardak suda fırtına kopardılar.

 

"MAFYA VE ÇETELER BAŞKENTTE; DEVLET NEREDE?"

 

Sayın Genel Başkanımıza, Çubuk’ta düzenlenen linç girişiminden sonra ne yapıldı? Yine çok yakın zamanda, bir mafya bozuntusunun tehditlerine karşı yargı ne yaptı? Siyaset kurumu ne yapıyor? Beylerden tehditlere karşı ortak bir tavır almalarını bıraktık, sarayın küçük ortağı, tehditleri savuran mafya artığını sahipleniyor. İşte bugün mafya artıkları ve çeteler, başkentte terör estiriyorsa, bu kadar pervasızca sahneye çıkabiliyorsa, bunun arkasında sarayın, bu olaylar karşısındaki meflûç tavrı, yurttaşların güvenliğini sağlama konusundaki yetersizliği vardır. Mafya ve çeteler başkentte, peki devlet nerede? Devletin polisi nerede? Yargısı nerede? Bu saldırıların tüm failleri ve azmettiricileri nerede? Öyle şüphelileri gözaltına alacaksınız, adi suçtan soruşturmaya tabi tutup bırakacaksınız, bu tiyatroları oynayacaksınız. Bu yetmez. Bu organize terör saldırılarının, en kısa sürede tüm yönleriyle aydınlatılmasını bekliyoruz."

 

"AŞI YARIŞINDA GERİDE KALDIK"

 

Koronavirüs aşılamalarına da değinen CHP'li Faik Öztrak, "Salgının yükü fedakâr sağlık çalışanlarımızın omuzlarında kaldı. Saray ise vaka sayısı hasta sayısı oyunlarıyla kendine vitrin yapmaya çabaladı. Yüzlerce sağlık çalışanımızı kaybettik. Bugün aşı süreci çok kötü yönetiliyor. Aşıda bütün dünya zamana karşı yarışıyor. Bazı ülkeler nüfusunun yüzde 20’sini aşıladılar bile. Ama biz bu yarışta maalesef çok geride kaldık. Önce aşıların 11 Aralık’ta geleceği söylendi. Ama bugün aşılama ancak 13 Ocak’ta başlayabildi. Bunun anlamı nedir diye baktığımızda 11 Aralık’tan bugüne kadar, 8 bin 20 yurttaşımızı kaybettik. Bu korkunç bir tablo. Hani bu ucube tek adam vesayet rejiminde; kararlar son derece hızlı alınacaktı? Maalesef 'şahsım vesayet rejiminde', her alanda olduğu gibi aşıda da tam bir fiyasko yaşandı. Tüm dünya hükümetleri aşılamadaki yarışı görerek, yurttaşlarına pek çok farklı kaynaktan aşı tedarik etmeye çalıştılar ettiler. Saray ise sadece Çin’den yani tek bir kaynaktan, o da topu topu 3 milyon doz aşı getirmiş gözüküyor. Yani gelen aşı sayısı sadece 1.5 milyon yurttaşımıza yetecek kadar. Maalesef ne yeterince aşı bağlantısı, ne de aşı çeşitlendirmesi yapılabilmiş. Neden yapılamamış para mı yoktu? Planlama mı yapılmadı? Gelen aşılar için kaç para verildi? Neden bu kadar bekletildi, kim için bunlar, hangi yandaş için bu aşılar bekletildi bunları bilmiyoruz. Ama ortada bir beceriksizlik, yani bir yandaş kayırma çabası olduğu açık. Alman aşısının gelip gelmeyeceği konusunda, hükümetin kafası hala karışık. Bakan 'Anlaşmayı yaptık' diyor. Erdoğan 'Nihai kararı henüz vermedik' diyor. Yani tam bir curcunadır gidiyor" ifadelerini kaydetti.

 

"40 MİLYON DOZ GELECEK DEDİLER, 3 MİLYON GELDİ"

 

Salgına karşı toplumsal bağışıklık kazanmak için nüfusun en az yüzde 60’ının aşılanması gerektiğini kaydeden Öztrak, "Yani, 4.5 milyon Suriyeli ile beraber, en az 105 milyon doz aşıya ihtiyacımız var. Peki, gelen ne kadar? Sadece 3 milyon doz garantili. Geriye kalan 102 milyon doz aşı ne zaman gelecek? Onu biz bilmiyoruz. Ama hükümet de bilmiyor. Oysa Sağlık Bakanı geçtiğimiz Aralık ayının başında, 'Aralık ayında 10 milyon, ama muhtemelen 20 milyon temin etmiş olacağız. Ocak ayında 20 milyon, Şubat ayında ise 10 milyon doz aşı temin etmiş olacağız' diyordu. Ocak ayının ortasını geçtik. Yaklaşık 40 milyon doz aşının şu ana kadar gelmiş olması gerekirken gelen aşı 3 milyon doz. Şahsım hükümetinin başı ayrı rakamlar üflüyor, bakan ayrı rakamlar üflüyor. Gelen çok sınırlı sayıda aşının ilk aşamada sağlık çalışanlarına, bakım evlerinde kalanlara, 85 yaş üzerinden başlayarak, 65 yaş ve üstü olanlara yapılacağı söylenmişti. Ama aşı konusunda herkesin gönlünü rahat tutacağı, bir aşılama takvimi ve uygulama hala ortada yok" diye konuştu.

 

Haber/Gülay YİĞİT SEZEN


0282 726 91 91
0282 747 65 10