CHP’liler Karaoğlan’ı andı

Cumhuriyet Halk Partisi Çerkezköy İlçe Örgütü, ölümünün beşinci yılında Cumhuriyet Halk Partisi 3. Genel Başkanı ve Demokratik Sol Parti eski Başkanı Bülent Ecevit’i andı.

 

Önceki gün saat 13.00’da Güneşler Otel’de düzenlenen anma programına CHP Eski Genel Başkanlarından Gazeteci yazar Altan Öymen, TBMM Eski Başkanvekillerinden Uluç Gürkan, CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü, CHP Çerkezköy İlçe Başkanı Vahap Akay, İl Genel Meclisi Başkan Vekili Sami İkizler, İl Genel Meclis Üyesi M.Zeki Gürcün, Karaağaç Belediye Eski Başkanlarından Onur Karahanlar, Çerkezköy Belediye Meclis Üyeleri Aktaş Güler, Faruk Bal, CHP Saray İlçe Başkanı Ali Osman Yaşar, Kapaklı Belediye Meclis Üyesi Nedim Yılancı, ilçe kadın kolları başkanı Ayfer Dönmez, ilçe ve belde yönetimleri ile partililer katıldı.

 

Bülent Ecevit’in siyaset hayatını anlatan slayt gösterisi ile başlayan programda, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmasını İlçe Başkanı Vahap Akay yaptı. Partinin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile başlayan partinin tarih sürecinde İsmet İnönü, Bülent Ecevit, Hikmet Çetin, Altan Öymen, Deniz Baykal, Kemal Kılıçdaroğlu ve emeği geçenlere teşekkür eden Akay, “Son 10 yılda hoşgörüden uzak, ileri demokrasi yalanı ile yaşayan Türkiye’nin tek umudu CHP’dir” dedi. Programda konuşan CHP Tekirdağ Milletvekili Emre Köprülü de Bülent Ecevit’i anma programının Çerkezköy ve Tekirdağ için gurur kaynağı olduğunu belirterek “Sosyal demokraside ortak söylem ortaya koyan lideri anmak Tekirdağ’ın ilçeleri arasında Çerkezköy’e nasip oldu. Türkiye’nin ihtiyacı olduğu lider profilini ve siyasi söylem birliğini yakalama adına Çerkezköy önemli görev üstleniyor” dedi.

 

Bülent Ecevit’in Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’nün koltuğuna oturduğunu ifade eden Köprülü “Bu koltuğu onlardan devralmak ve siyaset yapmak o dönem açısından daha zordu. Bülent Ecevit’in üzerine, koltuğu o iki liderden devralmak ağırlığı yüklendi. Ama Bülent Ecevit bu ağırlığı taşıdı, Türkiye’ye hissettirdi ve Türkiye’nin Karaoğlan’ı oldu” diye konuştu. CHP üyesi Erdal Darçın da bu yıl Bülent Ecevit’i anma etkinliğinin 3’üncüsünü düzenlediklerini ifade ederek katılan herkese teşekkür etti. İlçe Kadın Kolları Başkanı Ayfer Dönmez’in Bülent Ecevit’in yazdığı “Halk” isimli şiiri okuması ile devam eden programda gençlik kolları üyesi Eda Demir de yine Bülent Ecevit’in yazdığı”                “ şiirini seslendirdi. Şiirlerin okunmasının ardından CHP Eski Genel Başkanlarından gazeteci yazar Altan Öymen konuşma yaptı.

 

Bülent Ecevit’in çok önemli bir siyaset adamı olduğunu ifade eden Öymen, Ecevit ile taşınma serüvenini de anlattı. Ecevit’in nezaketinin Türk siyasetine de yansıdığını ifade eden Gazeteci yazar Öymen, “Bülent Ecevit, siyaset hayatına bir üslup getirdi, o üslup keşke hep devam etseydi. Bülent Ecevit, diğer siyasileri eleştirirken bile nezaketi elde bırakmıyordu. Herkese ‘sayın’ diye hitap ederdi. Sayın kelimesinin yerleşmesinde  ve kullanılmasında Ecevit’in öncülüğü önemlidir. Onun üslubunda kullanılan kelimelerin bazıları bugün yok. Bunu da hatırlamak lazım” diyerek, günümüzde bazı siyasilerin üsluplarına da gönderme yaptı.

 

Bülent Ecevit’in siyasete düzey kazandırdığını belirten Altan Öymen “Ecevit’in Türk diline de katkısı çoktur. Yabancı kelimeleri kullanmaz, Türkçelerini arar bulurdu” dedi. CHP 3. Genel Başkanı Bülent Ecevit’in siyasete başlamadan önce gazetede daha çok sanat alanıyla ilgilendiği söyleyen Öymen, Bülent Ecevit’in siyasete başlamasını da şu sözlerle anlattı: “1953 yılında Demokrat Parti iktidarı bir kanun çıkardı ve CHP’nin mallarına el koydu. Ulus Gazetesi’ne de el konuldu. Bunun büyük bir haksızlık olduğunu düşünen Ecevit, ertesi günü siyasete girmeye karar verdi, yaşamının sonuna kadar da siyasette kaldı. 1957 yılında milletvekili oldu, gazetedeki yazılarına devam etti. 1961 yılında partinin kurucu meclisine de seçildi. Daha sonra Çalışma Bakanı oldu”

 

Bülent Ecevit’in hep demokrasi yoluyla bir şeyler yapmaya çalıştığını belirten Gazeteci Altan Öymen, Bülent Ecevit’in sinema filmlerinde de sansürün kaldırılması için meclise bir kanun teklifi yaptığını ifade ederek Ecevit’in sanatsal yönüne de dikkat çekti. Ecevit’in Çalışma Bakanlığı döneminde işçilerle ilgili kanunların çıkmasını sağladığını söyleyen Öymen “1965 yılında CHP’de sosyal demokrasiye yönelme hareketi başladı. ‘ortanın solu’nu işitir işitmez diğer taraf bunu kullanmak için işe başladı. 1965 seçimi, o söze yapılan hücumlar içinde yapıldı. Seçim sonucunda CHP’nin oyu yüzde 36’dan yüzde 29’lara düştü. Bu mağlubiyet sayıldı ve CHP içinde iki kamplaşma oldu. Sosyal demokrasiye devam edenler arasında Bülent Ecevit de vardı” dedi.

 

1972 yılında İsmet İnönü’nün istifa etmesinin ardından Bülent Ecevit’in CHP Genel Başkanlığına seçildiğini ve 1973 seçimlerinde CHP’nin oyunun yüzde 36’ya, 1977 seçimlerinde de yüzde 41.4’e yükseldiğini söyleyen Altan Öymen, “1980’de 12 Eylül darbesinde yine demokrasi mücadelesi CHP’ye düştü ve Bülent Ecevit, kendisi hakkında açılan soruşturmalara binlerce sayfalık cevaplar yazarak üzerine düşeni yaptı” diye konuştu. Mecliste CHP ile DSP arasında hep fikri beraberlik olduğunu ve bu beraberliğin hiç ortadan kalkmadığını belirten Öymen, Bülent Ecevit’in CHP’nin 3.Genel Başkanı ve birçok defa bu ülkeye başbakanlık yapmış bir siyaset adamı olarak her zaman anılması, onun kazandırdıklarının devam etmesi gerektiğini ifade etti. Günümüzde iktidarın siyasi üslubunu da eleştiren Altan Öymen “Böyle bir üslup hiç hatırlamıyorum. Başbakanın amiyane şeyler söylemeyi adet haline getirmesi hiç yaşanmamıştı. Bülent Ecevit’in anılması üslup ve sosyal demokrasinin ilkeleri açısından da çok önemli. Atatürk’ün çağdaşlaşma hareketini daha güçlü hale getirmek için hep birlikte hatırlamalıyız” diye konuştu.

 

TBMM Eski Başkanvekillerinden Uluç Gürkan da Mustafa Kemal Atatürk’ün “Büyük ölülere matem gerekmez, fikirlerine bağlılık gerekir” sözünü hazırlatarak “Bülent Ecevit, Atatürk’ün bu sözünü gerçekten hak ediyor. Sadece anma değil, onları içselleştirme olarak değerlendirelim” dedi.Ecevit’in en önemli vurgusunun inanç değil, inancın cesareti olduğunu ifade eden Gürkan, “1980 sonrası Bülent Ecevit’e BBC’den bir soru geldi. Hazırlanan yeni, anayasada ‘Bir kişi toplam bir yıl hapis cezası alırsa bir daha milletvekili seçilemez’ maddesi vardı. Bülent Ecevit de toplam 11 aydan fazla hapis cezası almıştı. BBC neden bu maddeyi koyduğunu, bu riski neden göze aldığını sorduğunda Ecevit ‘dışarıda tutsak olmaktansa içeride özgür olurum’ cevabını verdi. Onun inancının cesareti Kasımpaşa kabadayılığı gibi değildi” ifadesini kullandı.

 

Katılımcılara fıkralar da anlatarak referandum öncesi AK Parti tarafından sunulan anayasa değişikliği maddelerini “cehennemin reklamı” olarak nitelendiren Gazeteci Yazar Uluç Gürkan, Bülent Ecevit’in günümüzde güncelleştirilmesi ve içselleştirilmesi gereken çok büyük kazanımlarının olduğunu belirtti. Ecevit’in on başbakanlığı döneminden de bahseden Gürkan “Bülent Ecevit son başbakanlığını 1999 yılında azınlık hükümeti olarak yaptı. Azınlık hükümetini mümkün kılan CHP ve DSP’nin dayanışma örneğiydi” dedi. Uluç Ecevit’in başbakanlığı döneminde terör ele başısı Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmek zorunda kalmasının, Türkiye’ni yönetenlerin siyasi iradeyi ortaya koyarak dünyada neye muhtadir olduğunun bir azınlık hükümeti eliyle en önemli göstergesi olduğunun en önemli göstergesi olduğunu ifade etti. 

 

Bülent Ecevit’in 1999-2002 yıllarında bir yandan terörü eylem yapamaz hale getirirken aynı zamanda dili, dini, ırkı, etnik kökeni ne olursa olsun insanları birbiriyle birleştiren bir ortam yarattığını belirten Gazeteci yazar Uluç Gürkan, 2002’de Kuzey Irak’ta Türk askerinin başına çuval geçirilmesi olayının rövanşının alınmasının öncelikli hedef olması gerektiğini vurguladı. Konuşmaların ardından İlçe Başkanı Vahap Akay tarafından Altan Öymen, Uluç Gürkan ve programın hazırlanmasında emeği olan CHP üyesi Erdal Darçın’a teşekkür plaketi verildi.

 

Programın ardından Altan Öymen ve Uluç Gürkan, otel önünde DSP’nin simgesi olan ak güvercin uçurdu.