“Kaosun ayak sesleri duyuluyor”

Yeni eğitim döneminin başlamasına günler kala 4+4+4 tartışmaları da tüm hızıyla sürerken, bu sisteme bir tepki de Cumhuriyet Halk Partisi Çerkezköy İlçe Teşkilatından geldi. Cumhuriyet Halk Partisi Ä

Çerkezköy 14.09.2012 00:01:00 0
“Kaosun ayak sesleri duyuluyor”

 Çerkezköy Haber - Cumhuriyet Halk Partisi Çerkezköy İlçe Eğitim Sekreterliği bir basın toplantısı düzenleyerek 4+4+4 sistemini eleştirdi.

 

“YANLIŞIN İLK ADIMI”

Önceki gün saat 18.00’da gerçekleşen basın toplantısına Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Eğitim Sekreteri Nejdet Öztürk, İlçe Kadın Kolları Başkanı Şayka Çalışkan ile ilçe yönetim kurulu üyeleri katıldı. “4+4+4” diye tanınan yeni eğitim yasasının uygulamasına bu öğretim yılında başlanacağını belirten İlçe Eğitim Sekreteri Nejdet Ertürk “Eğitimi kesintili ama zorunlu hale getiren 4+4+4, TBMM’de teklif halinde sunulduğu günden bu yana tartışmalar hiç son bulmadı. Bugün de tartışılmaya devam ediyor. Okul öncesi eğitimin zorunlu olmaktan çıkarılması yapılan yanlışın ilk adımı olmuştur. Çünkü eğitimin ilk basamağını oluşturan okul öncesi eğitim önemli ve her çocuk için gereklidir” dedi.
 

“YAŞANACAK KAOSUN AYAK SESLERİ DUYULMAKTADIR”

Okul öncesi eğitimin, eğitimciler için çocuğun yüksek öğrenme potansiyeline sahip olduğu en verimli dönem olarak görüldüğünü belirten Ertürk “Çünkü çocuklar ilköğretime hazırlanırken, paylaşmayı, dayanışmayı, sosyalleşmeyi ve birlikte çalışmayı bu dönemde öğrenirler.
Fiziksel ve zihinsel gelişimleri açısından okul öncesi çağda olması gereken 60-72 aylık çocukların zorla ilkokula gönderilmesi, ileride telafisi mümkün olmayan olumsuzluklar ortaya çıkaracaktır. Okulların açılmasına sayılı günler kalmasına rağmen yasa, eğitimdeki sorunlarımızı çözmek yerine, şimdiden kendisi sorun yumağı olmuştur. Adeta eğitimde yaşanacak kaosun ayak sesleri duyulmaktadır” diye konuştu.
 

“ÖĞRENCİ SAYISI İKİ KATINA ÇIKACAKTIR”

4+4+4 uygulamasıyla 60-71 ay arası çocukların ilkokula başlamasının gündeme gelmesinin, başta eğitim bilimciler olmak üzere, tüm ailelerin itirazları ile karşılandığını söyleyen Ertürk “Ancak Milli Eğitim Bakanlığının, konuya çözüm bulmak yerine, bu yaş grubundaki çocukların ailelerinden; çocukları için beden ve zihin gelişimi açısından okula hazır olup olmadığı hakkında hastanelerden rapor alınmasını istemesi ayrı bir yanlışlıktır. 1. sınıfa başlayacak çocukların sayısının iki katına çıkması, sınıf mevcutlarını ortalama iki katına çıkaracaktır. Bu durum özellikle okul öncesi çağda olmasına rağmen, ilkokula yeni başlayacak olan öğrenciler ve öğretmenler için eğitim-öğretim sürecinin sağlıklı yürütülmesini büyük ölçüde engelleyecektir. Türkiye’de okulların yıllardır fiziki altyapı sorunları olduğu bilinmektedir. Her eğitim-öğretim yılında yaşanan fiziki altyapı ve donanım sorunlarına çözüm bulunamamışken, okul yöneticilerinin 60-66 aylık çocukların boylarına uygun sıra, sandalye, tuvalet, lavabo ve oyun alanları bulmak gibi yeni ek sorunlarla karşılaşması kaçınılmaz bir durumdur” dedi.
 

“ÖĞRETMENLERİN EĞİTİM ALMALARI ŞARTTIR”

Dört yıllık birinci kademe sonrasında “mesleğe yönlendirme” adı altında çocukların çıraklık veya staj uygulamaları çerçevesinde doğrudan ve erken çağda işgücü içine çekilmesinin, çocuk işçiliğinin yaygınlaşmasına ve özellikle kız çocuklarının okullaşma oranının düşmesine hizmet edeceğini belirten Ertürk “ Öğretmenlerin 60 aylık çocukların eğitimi için deneyimleri ve donanımları yoktur. Bu alanda eğitim almaları şarttır. Okullarda seçmeli dersleri alan öğrenci sayısı belli değildir. Öğrencilerin istekleri belli olduktan sonra bu dersler için öğretmen görevlendirilmesi yapılacaktır. Bu durum okullarda bazı derslerin şimdiden boş geçeceğinin işaretidir” açıklamasını yaptı.
 

“BU EĞİTİM SİSTEMİ MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Yeni eğitim sistemine göre bu derslerin müfredat programları ve ders kitaplarının öğretim yılına tam olarak yetiştirilip yetiştirilemeyeceği konusunun da belirsizliğini koruduğunu söyleyen Ertürk “Yangından mal kaçırır gibi akşamdan hazırlanıp sabah yürürlüğe konulan bu eğitim sistemi ile Türkiye’nin sorunlarını çözüp, geleceğe umutla bakan bireyler yetiştirmek mümkün değildir. Yapılması gereken toplumla inatlaşmadan, ben yaptım oldu anlayışından vazgeçilerek, uzmanların, eğitimcilerin, eğitim sendikalarının, sivil toplum kuruluşlarının ve tüm paydaşların görüşlerinin alınarak toplumu çağdaş ve uygar dünyanın onurlu bir üyesi yapacak adımların atılmasıdır. Genel eğitim düzeyini ve okullaşma oranını yükseltmek için zorunlu eğitimin süresini arttırmak makul görünebilir. Ancak eğitimin içeriği düzeltilmeden eğitimin süresini uzatarak eğitimde kaliteyi yakalamak olası değildir” diye konuştu.
 
 

Haber / Faik Onur KAYA                         

 

0282 726 91 91
0282 747 65 10