TÖRENLE ANILDI
İstiklal Marşı’nın kabulü ve İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy’u anma dolayısıyla bir program düzenlendi. Saygı duruşu ve akabinde İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan program Halit Narin Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Tarih Öğretmeni Fadime Şahin’in günün anlam ve önemine ilişkin yaptığı konuşma ile devam etti. Milletlerin hayatında geleceklerine yön veren önemli olaylar ve şahsiyetlerin olduğunu belirten Şahin “Genç nesillerin iyi yetişmesi, geleceğe güvenle bakabilmeleri ve milli şuuru ayakta tutabilmek için bunları hatırlamak gerekir. Ne mutlu bizlere ki İstiklal Marşımızın TBMM tarafından kabul edilişinin 92.yıldönümünü kutlamak ve bağımsızlığımızın simgesi olan milli marşımızın şairi, Cumhuriyet dönemi fikir ve sanat öncülerinden Mehmet Akif Ersoy gibi pak bir ruhu, temiz bir vicdanı yad etmek, onun yüksek ideallerini paylaşmak için buradayız” diye konuştu.
“İMPARATORLUK ÖLDÜ, AMA DOĞAN ÇOCUK YAŞADI”
Altıyüzlük yıllık koskoca imparatorluğun yirminci asrın başında adeta doğum sancısında ölen bir ana gibi çöküverdiğini söyleyen Şahin “Fakat doğan çocuk yaşayacaktı. Çünkü İstanbul simsiyah bulutlarla kaplı dururken Anadolu’da fecir aydınlığı halinde milli mücadelenin ilk kımıldanışı çoktan başlamıştı. Çok değil birkaç yıl önce Çanakkale’de büyük bir cesaret örneği göstermiş olan Mehmetçik şimdilerde silahsız, aç ve bitkin bir haldeydi. Ancak hiçbir vatanseverin bu zillete katlanması düşünülemezdi. Nitekim de çok geçmeden Anadolu’da açılan milli mücadele bayrağı altına ilk koşanlardan biri de şair Mehmet Akif Ersoy’du. Bir bahar gününün seri bir akşamüzeri Ankara’ya varan Mehmet Akif Ersoy hiç vakit kaybetmeden doğruca bir ulusun kaderinin tayin edildiği büyük Millet Meclisi’nin yolunu tuttu” dedi.
“MİLLİ MÜCADELE RUHUNU İFADE ETMESİ GEREKİYORDU”
Acı ve ızdırap dolu bu çetin günlerde Mehmet Akif Ersoy’un canından çok sevdiği Türk Ulusu’nun her zaman yanında olduğunu ifade eden Şahin “Mehmet Akif Ersoy Ankara’ya varır varmaz ise vatanın bağımsızlığı için kolları sıvadı. İlk iş olarak vatanın bağımsızlığı adına halkı cihada, milli mücadele sancağı altında birleşmeye çağırdı. Bu uğurda Anadolu’yu adım adım dolaşan şair gittiği her vatan bucağında: “Bu vatan kaybedilirse gidecek yer kalmaz” diyerek halka milli mücadeleyi anlatarak yüreklere iman ve ümit aşılamaktaydı. İşte tam da o günlerde Batı cephesi komutanı İsmet Paşa cephedeki Mehmetçiği şevke getirip coşturacak milli marş yazılması fikrini Maarif Vekaletine açar. Paşanın bu düşüncesi Maarif vekaletince yerinde bulunarak bunun için bir yarışma tertip edilir ve kazanan para verileceği açıklanır. Tek şart yazılacak marşın milli mücadele ruhunu ifade edebilecek güç ve kudrette olmasıdır” dedi.
“KAZANIRSA ÖDÜLÜNÜ ORDUYA VERECEKTİ”
O günlerde bu kutsal vazifeyi ifa etmek adına çok sayıda şairin kaleme sarıldığını belirten Şahin “Yazdıkları şiirleri Maarif Vekaletine sunarlar ki, bu şiirlerin sayısı yedi yüzü aşkındır. Ama ne var ki gönderilen şiirlerden hiçbiri İstiklal ve Milli mücadele ruhunu yansıtacak kudrete sahip değildir. Böyle büyük bir göç ve kudreti barındıracak bir şiiri ancak imanıyla, yaşantısıyla Anadolu’nun çektiği ızdırabı hissedebilecek, onun için yanıp kavrulan bir kişi yazabilirdi. O kişi hiç şüphesiz ki milli mücadeleye gönül vermiş, ulusun derdiyle dertlenmiş Mehmet Akif’ten başkası değildi. Böyle bir kişinin milli mücadelenin destanını yazmakta güçlük çekmesi zaten düşünülemezdi. Göğsündeki sonsuz iman, bitip tükenmek bilmeyen vatan aşkı ve hürriyete olan sonsuz inancıyla bu marşı sadece ve sadece o yazabilirdi. Öyle ki onun “ Korkma, Cehennem olsa gelen göğsümüzde söndürürüz. Bu yol ki hak yoludur, dönme bilmeyiz. Yürürüz” dizeleri beklenen marşın çok öncelerden müjdeleyicisidir. Ancak Mehmet Akif Ersoy yarışmaya katılmadı. Nedeni sorulduğunda ise “Milli marş para ile yazılmaz” cevabını verdi. Arkadaşlarının ısrarı üzerine ve kazanırsa ödülünü kahraman orduya vereceği şartı ile yarışmaya katıldı” dedi.
“MÜCADELE RUHUNU YANSITMAKTADIR”
Mehmet Akif Ersoy’un milli mücadelenin ruhuna tercüman olan o büyük eşsiz şiirini gece gündüz gözünü bir an dahi kırpmadan kaleme aldığını ifade eden Şahin “Öyle bir şiir ortaya çıkmış ki bu şiir, bir ulusun var olup olmama noktasına ihtiyaç duyduğu sonsuz gücü ve her türlü değeri taşımaktadır. Büyük Türk ulusunun tarihinin yılmayan mücadele ruhunu yansıtmaktadır. O marş öyle bir şiirdir ki, şairi bile ölüm döşeğinden: “ Bu İstiklal Marşını kimse yazamaz, ben dahi yazamam. Allah bu millete bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diye haykırmıştır. Bu şiir istiklalin ta kendisidir” ifadesini kullandı.
ORATORYO GÖSTERİSİ YAPILDI
Günün anlam ve önemine ilişkin yapılan konuşmanın ardından Mehmet Akif Ersoy’u anlatan slayt gösterisi sunuldu. Ardından ise İbrahim Piren “ İstiklal Şairine”, Hilal Bozkurt “ İstiklal Marşına” ve Hüseyincan Erbüken “Bayrak” isimli şiirleri okudu. Şiirlerin okunmasının ardından Halit Narin Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerinin hazırladığı “Kurtuluşa giden yol” oratoryosu sahnelendi. Öğrenciler İstiklal Marşı’nın kaleme alınması ve mecliste kabul edilmesi sürecini anlatırken, protokol üyeleri ve davetliler programın sonunda öğrencileri ayakta alkışladılar. Oratoryo gösterisinin ardından program sona erdi.
KATILIM YOĞUNDU
Dün saat 14.00’da Halk Eğitim Merkezi Salonu’nda düzenlenen programa Çerkezköy Kaymakamı Ayhan Bayhan, Çerkezköy Belediye Başkanı Ali Ertem, Kızılpınar Belediye Başkanı Faruk Korkmaz, Veliköy Belediye Başkanı Hanifi Belindir, Kapaklı Belediye Başkan Yardımcısı Adem Sekman, AK Parti İlçe Başkanı Alaettin Demirbağ, CHP İlçe Başkanı Metin Dönmez, MHP İlçe Başkanı Mustafa Ordu, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Hamdi Zenginal, Şube Müdürü Hüseyin Erdoğan, İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Rüştü Eryılmaz, İlçe Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Kayaoğlu, İl Genel Meclis Üyesi Zeki Gürcün, İlçe Müftüsü Bayram Şahin, Çerkezköy Orman İşletme Şefi Ekrem Ferhatoğlu, Gençlik Hizmetleri ve Spor İlçe Müdürü Murat Aysal, Okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve veliler katıldı.
Haber / Faik Onur KAYA
