“Aşılı çocuk sağlıklı çocuk”

Bu kapsamda, Suriye ile komşuluğu olan 6 il (Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak)  ile Adana ili olmak üzere 7 ilde yaşayan 5 yaş altı tüm çocukların aşılanacağını ifade eden yetkililer “Tekirdağ’da ise diğer illerde olduğu gibi 0-59 ay yaş grubu Suriyeli ve diğer yabancı uyruklu (Afgan, Somalili vb.) çocukların bulundukları bölgeler tespit edilmiş, bu yerlerdeki 5 yaş altı kendi çocuklarımız da dâhil aşılanacaktır. Ayrıca Müdürlüğümüz tarafından yapılan değerlendirmede riskli görülen bölgelerde de 5 yaş altı vatandaşlarımız da aşılanacaktır” dedi.

 

Çocuk felci hastalığın (poliomiyelit), çocuk felci virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir ennfeksiyon hastalığı olduğunu ifade eden yetkililer “Üç farklı tipi olan çocuk felci virüsü, ağız yoluyla vücuda girer, boğazda ve bağırsaklarda çoğalarak, vücudun diğer bölgelerine yayılır. Başlangıç belirtileri ateş, baş ağrısı, halsizlik, kusma, boyunda sertlik, kol ve bacaklarda ağrıdır. Yaklaşık her 200 vakadan bir tanesinde, hastalık etkeni olan virüs omuriliğe geçerek, orada kasların hareketlerini sağlayan sinir hücrelerini tahrip eder. Bu tahribat kalıcı olup, sinir hücrelerinin yerini yeni hücreler alamadığı için, etkilenen kaslar artık çalışamazlar ve hastalık hayat boyu sürecek felçlere neden olur. Felçli vakaların %5-10’unda solunum kaslarında felç gelişerek ölüme yol açabilir” bilgisini verdi. .

 

Hastalığın en sık 5 yaşından küçük çocuklarda görüldüğünü, ancak daha büyük çocukların da hastalığa yakalanabildiğini dile getiren yetkililer “Vakalar, erişkinlerde seyrek olarak görülmekle birlikte, nadiren ortaya çıkabilir. Virüs, özellikle hijyen koşullarının kötü olduğu bölgelerde bir çocuktan, diğer çocuğa dışkı ile kirlenmiş besin ve sular ile bulaşır. Hastalık etkeni virüsün uzun süreli taşıyıcısı yoktur, hayvanlar da hastalık etkenini taşımazlar.

 

Çocuk felci hastalığının tedavisini olmadığını vurgulayan yetkililer “Çocuk felci virüsü ile enfekte çocukların yüzde 95’inden fazlasında belirti görülmez. Belirtili vakalarda üst solunum yolu enfeksiyonu, mide-bağırsak sistemi bozukluğu ve grip benzeri bulgular ortaya çıkar. % 1’inden azında genellikle bacaklarda felç ortaya çıkar. Ancak, felçlerin ortaya çıktığı çocuklarda bu felçler tedavi ile düzelmez ve hayat boyu devam eder.

 

Çocuk felci hastalığına karşı aşının ilk kez 1955 yılında geliştirildiğini kaydeden yetkililer “Çocuk felci hastalığına karşı iki tip aşı vardır. Biri inaktif aşı olup enjeksiyon yolu ile uygulanır. Diğer aşı ise zayıflatılmış virüs aşısı olup ağızdan damla şeklinde uygulanmaktadır. Çocuk felci aşısı çok güvenli ve etkili bir aşıdır. Ülkemizde 1963 yılından bu yana uygulanmaktadır. Çocuk Felci Aşı Günleri’nde uygulama ağızdan çocuk felci aşısı ile yapılacaktır. Bu aşı her üç tip virüse karşı da bağışıklık sağlar” dedi.

 

Tüm çocukların, yaşamlarının ilk yılında çocuk felci hastalığına karşı rutin aşılama hizmetleri ile aşılanması gerektiğini söyleyen yetkililer “Bu aşılar; beşli karma aşısı içinde yer alan çocuk felci aşısı ile 2. ayını doldurduğunda başlayarak ikişer ay ara ile (2., 4. ve 6. aylarda) toplam 3 doz olacak şekilde tamamlanır. Daha sonra hatırlatma dozu denilen aşılar çocuk 1.5 yaşında iken ve ilkokul birinci sınıfta yapılır. İlaveten ağızdan çocuk felci aşısı da 6. ve 18.ayda uygulanmaktadır” diye konuştu.

 

Ateş, ishal, öksürme gibi hafif rahatsızlıklar ve çocuğunuzun hastaneye yatmasını gerektirmeyecek diğer hastalıkların çocuk felci aşısını olmaya engel olmadığını vurgulayan yetkililer “Çocuk felci aşısı yapıldıktan sonra, çocuğun beslenmesinin sınırlanmasına gerek yoktur. Anne sütü rahatlıkla verilebilir. Ciddi hastalık veya bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda (bağışıklık sistemini baskılayan tedaviler, bağışıklık yetmezliği hastalıkları, kan kanseri, lenf bezi kanserleri, diğer kanserler) sağlık personelinin bilgilendirilmesi gerekmektedir” dedi. Ülkemizde 1963 yılında başlatılan aşılama çalışmaları ile vaka sayılarının giderek azaldığını, özellikle 1985 Aşı Kampanyası’nın ardından çocuk felci vaka sayısında büyük bir düşüş gözlendiğini kaydeden yetkililer “Rutin çocukluk dönemi aşılama çalışmalarında yüksek aşılama hızlarına ulaşılması ve pek çok kereler yapılan geniş çaplı destek aşılama çalışmaları ile en son vakamız Kasım 1998 tarihinde bildirilmiştir. Yaklaşık on beş yıldır ülkemizde yeni vaka görülmemiştir. Ülkemizin de içinde bulunduğu Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölgesi 21 Haziran 2002 tarihinde “Çocuk Felcinden Arınmış Bölge” olarak ilan edilmiştir. Ancak dünyada halen polio virüs dolaşımının devam ettiği ülkeler bulunmaktadır. Bu durum vahşi polio virüs dünyadan tamamen yok edilene kadar aşılama çalışmalarının devam ettirilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır” dedi.