Gıdaların üretimi ve çeşitliliği arttı

Ülkemizde Avrupa Birliği’nin 2081/1992 sayılı Tüzüğü’nden esinlenerek 1995 yılında 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin kabul edildiğini ifade eden Yaman, “Bu Kararnameyle etkin ve özel bir koruma sağlanmıştır. Coğrafi işaretlerin diğer sınai mülkiyet haklarından üstünlüğü tek bir üreticiyi değil, belirli şartlar altında üretim yapan kişilerin tümünü birden korumasıdır” dedi. Coğrafi işaretin “Eşyaların üzerinde kullanılan bir işaret olup, ürünün belli bir coğrafi bölgeden kaynaklandığını tanımlayan ve ürünün kalitesi, ünü veya diğer karakteristik özelliklerinin belirli bir coğrafi bölgeden kaynaklandığını işaret eden bir hak” olduğunu ifade eden Yaman “Coğrafi işaretlerin kullanımı tarım ürünleri ya da alkollü içkilerle sınırlı olmamaktadır. Aynı zamanda coğrafi işaretler bir ürünün, ürünün kaynaklandığı yerde bulunan özel üretim becerileri ve gelenekleri gibi insani faktörler nedeniyle oluşan özel niteliklerini de vurgulayabilir. Belirtilen menşe yeri bir köy, kasaba, şehir veya bölge olabilir. Ülkemizde coğrafi işaretlerin tescilleri Türk Patent Enstitüsü (TPE) tarafından yapılmaktadır. Coğrafi işaret tescilleri, başvurulan ülkede geçerli olup, her ülkede geçerli mevzuata göre başvuru yapılabilir. Ülkemizde halen 169 üründe coğrafi tescil belgesi bulunmaktadır. AB Tüzüğü’ne göre korumadan faydalanabilecek gıda ürünleri; biralar, bitki özlerinden yapılan içecekler, ekmek, hamur işleri, kekler, şekerlemeler, tatlılar ve diğer fırıncılık ürünleri, doğal zamk ve reçineler, hardal macunu, makarna. Tarım ürünleri grubu ise; kuru ot-saman, uçucu yağlar, mantar, çiçekler ve süs bitkileri, yün, saz, sepetçi söğüdü, keten lifi olarak sayılabilir. Ayrıca canlı hayvanlar, et ve süt ham madde olarak kabul edilerek, bu ham maddelerden elde edilebilecek salam, sosis ve peynir gibi ürünler de korumadan yararlanabilmektedir” dedi.