Kılıçdaroğlu: Bu olayı kapattırmayacağız

Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçtiğimiz hafta Çorlu'da meydana gelen tren kazasında hayatını kaybeden vatandaşların ailelerini ve yaralıları ziyaret etmek için öncek

Tekirdağ 18.07.2018 17:33:00 0
Kılıçdaroğlu: Bu olayı kapattırmayacağız

Tekirdağ'da 24 kişinin yaşamını yitirdiği tren faiasının yaşandığı bölgeye giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Meteoroloji'nin uyarı yapmasına rağmen Devlet Demir Yolları'nın gerekli önlemleri almadığını söyledi. 

 

 

PARTİLİLER KARŞILADI

 

 

Önceki akşam karayoluyla Marmaraereğlisine gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunu CHP Tekirdağ milletvekilleri İlhami Özcan Aygun, Candan Yüceer, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, Marmara Ereğlisi Belediye Başkanı İbrahim Uyan, CHP'nin Tekirdağ, Edirne ve Kırklareli il başkanları ile partililer karşıladı. Partililerle selamlaşan Kılıçdaroğlu, vatandaşlarla da sohbet edip, hatıra fotoğrafları çektirdi. Kılıçdaroğlu, daha sonra partililerle birlikte basına kapalı yemekte bir araya geldi.

 


YARALILARI ZİYARET ETTİ

 

 

Geceyi Çorlu’da geçiren Kılıçdaroğlu sabah Çorlu’da 24 kişinin hayatını kaybettiği tren kazasında yaralanan ve Çorlu Devlet Hastanesi'nde tedavileri süren yaralılar ile yakınlarını kaybeden aileleri ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, önce beraberinde milletvekilleri ve belediye başkanları, il başkanları ile Çorlu Devlet Hastanesi'nde tedavileri süren 4 yaralıyı ziyaret edip, geçmiş olsun dileklerini iletti. Kılıçdaroğlu, daha sonra kazada 2 kızı ve 2 torunun kaybeden Remzi Güvenç'in Vakıflar Mahallesi'ndeki evinde ziyaret etti. Aileye başsağlığında bulunan Kılıçdaroğlu, "Büyük geçmiş olsun, tabi çok üzgünüz" dedi. Kazada kızı 14 yaşındaki kızı Bihter  Bilgin'i kaybeden Zehra Bilgin,  "Bu bir cinayet, doğal afet olamaza. Bunun başka bir tarifi yok, olamaz da" dedi. Kılıçdaroğlu ise, "Biz bu davayı sonuna kadar takip edeceğiz, peşini bırakmayacağız" dedi. Kılıçdaroğlu, kazada eşi Derya ve 5 aylık kızı Beren'i kaybeden ve büyük üzüntü yaşayan Melih Kurtuluş'u teselli etmeye çalıştı. Kılıçdaroğlu, daha sonra kazanın hemen ardından seferber olarak olay yerine traktörleriyle giderek, kazazedelere ilk yardımı yapan Sarılar Mahallesi'ne geçti.

 

 

“ÜZERİNDE DURULMASI GEREKİYOR”

 

 

Köylülerle bir araya gelen Kılıçdaroğlu, açıklamalarda bulundu. Kılıçdaroğlu, "8 Temmuz 2018 tarihinde Çorlu'da bir tren kazası olayı yaşadık. 24 vatandaşımız hayatını kaybetti, 341 vatandaşımız da yaralandı. Neresinden bakılırsa bakılsın üzerinde durulması, araştırılması gereken bir olay. Yetkililer hemen kazanın sebebi konusunda şöyle bir açıklama yaptılar; 'aşırı yağışa, yani doğal afete bağlı bir kaza' olarak topluma bilgi verdiler. Bu kadar derin bir acının yaşandığı bir ortamda, süratli bir şekilde, aynı zamanda bölge milletvekili olan, Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak'ın başkanlığında bir heyeti süratli bir şekilde görevlendirdik. Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ milletvekilleri bölgeye geldiler ve süratli bir şekilde görgü tanıklarıyla, sivil toplum örgütleriyle, sendikalarla, uzman kişilerle konuştular. Olayın bütün boyutlarını araştırmak için özel bir çalışma yaptılar. Çalışmalar bir rapora bağlandı" dedi.

 

 

'GEREĞİNİN YAPILMADIĞINI BİLİYORUZ'

 


Kılıçdaroğlu “ İki konuya değineceğim. Birincisi şu; aşırı yağış bekleniyordu. 'Aşırı yağış olacaktır, dolayısıyla bölgede önlem alınması gerekiyor' diye bir düşünde Devlet Demiryolları'na iletildi mi? Yani aşırı yağış olacağını bildiği halde bir idare gerekli önlemleri aldı mı? 30 Mayıs 2018 tarihinde Devlet Demiryolları Birinci Bölge Müdürlüğü'nün yazısı şöyle diyor; 'Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alınan bilgilere göre, bölgemiz mıntıkasında önümüzdeki günlerde ve yaz dönemi içinde aşırı yağışlar olabilir.' Gayet açık. Bilgiyi nereden alıyor? Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nden alıyor. Neler yapılması gerektiğini de şöyle açıklıyor Devlet Demiryolları; 'Meydana gelen yağışlar hasar ve zarara sebep olabilir. Meteoroloji'den hava durumunu takip edin. Yarma ve dolguları, akma ve heyelan tehlikesine karşı kontrol altında tutun. Kritik hava durumlarında nöbetçi bırakın. Yol durumunu takip edin. Doğal afet olursa kazaya sebep olmadan önleyin. Bu gibi olağanüstü durumlarda gerekli görülen yerlerde yaya kontrollerini artırın.' Bir afetin geleceğini, gelmeden önce hangi önlemlerin alınması gerektiği burada açık ve net ifade edilmiş. Bunun gereği yapıldı mı? Bunun gereğinin yapılmadığını hepimiz biliyoruz çünkü 24 kişi hayatını kaybetti, 341 vatandaşımız da yaralandı" ifadelerini kullandı.

 


'METEOROLOJİ GEREKLİ UYARIYI YAPMIŞ'

 


Kılıçdaoğrlu "İkinci önemli nokta; hatta gerekli bakım ve kontrol çalışmaları yapıldı mı? Yine size önemli bir bilgi vereceğim. Devlet Demiryolları Birinci Bölge Müdürlüğü, Çorlu Cumhuriyet Savcılığı'na bir yazı yazıyor. Diyor ki, '13 Nisan 2018'de yol makineleriyle yolda kontrol yaptık'. Aynı yazıda bir mahal listesi de var ve mahal listesiyle ilgili olarak o yazıda şu ifadeler yer alıyor; bakımı yapılması planlanan menfezler gösteriliyor mahal listesinde. Peki kazanın vuku bulduğu yerdeki menfez için bir planlama var mı? Yazı aynen şöyle; 'Kazanın vuku bulduğu menfezde bakım öngörülmemiştir. Listede bulunmamaktadır'. Meteoroloji uyarıyor, Birinci Bölge Müdürlüğü uyarıyor; menfezlerin kontrol edilmesi lazım. Bir mahal listesi var, kontrol edilecek menfezler orada yazılı. Kazanın olduğu yerdeki menfez için 'Biz onu kontrol etmedik, mahal listesinin dışında' deniliyor. Tehlike biliniyor. Meteoroloji gerekli uyarıyı yapmış. Devlet Demiryolları da gerekli yazışmayı yapmış. Bütün bunların tamamı dosyada yer kalmış. Gereği yapılmamış” dedi.

 

 

“YAS İLAN ETMEDİLER”

 

 

Facia ile ilgili kimsenin sorumluluk üstlenmediğini öne süren Kılıçdaroğlu “Hiç kimse sorumluluğunu yerine getirmiyor çünkü hiç kimse bir başka kişiye karşı sorumlu deği. Sorumlu olarak hissettikleri bir kişi var, o da sarayda oturuyor. Acı olan şu; bir kazanın olduğunu kamu görevlileri değil, vatandaşlar bildiriyor. İktidar yetkilileri kazanın nerede olduğunu dahi bilmiyorlar. Türkiye bu olaya konsantre olmuşken, bu acıyı hep beraber yaşarken şöyle bir talep vatandaş tarafından yükseldi. En azından ulusal bir yas ilan edebiliriz. Bunu dahi yapmadılar. Suudi kralı öldü yas ilan ettiler; 24 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 341 vatandaşımız yaralı ama yas  ilan etmediler. Niçin? Yas ilan edilmesini bir kişi istemiyor. Çünkü onun o gün bayramı var. Raporumuzu hazırladık. Bu konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde araştırılması lazım. Bu parlamentonun bir vicdanı varsa eğer, bu parlamento gerçekten de görevini yapacaksa bir araştırma komisyonunun kurulması ve bütün bu olayları masaya yatırması lazım. Parlamentoda kurulacak araştırma komisyonuna bütün siyasi partiler katılmalı ve bu olayı araştırmalılar. Pamukova faciasını asla unutmuyoruz. O facianın sorumlusu 2 makinist olarak ilan edildi ve olay tamamen kapatıldı ama bu olayı kapattırmayacağız. Vatandaşlarımız da bu araştırma önergesini verdiğimizde lütfen parlamentoyu izlesinler. Kimler araştırılmasını istiyor, kimler araştırılmasına karşı çıkıyor bunu izlesinler."

 

 

ÖZTRAK, TREN KAZASI İNCELEME RAPORUNU AÇIKLADI 

 


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun ardından Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, Çorlu'da meydana gelen tren kazasına ilişkin hazırladıkları raporu açıkladı. Öztrak, "Resmi beyanları inceleme altına aldık. Konuyla ilgili odaların, sendikaların yazdığı raporlara baktık. Çeşitli uzmanlarla görüştük ve en son kaza raporuna da ulaştık. Bir hafta içerisinde 'Çorlu Tren Kazası İnceleme Raporu'nu hazırladık. İlgililere sorarsak şunu söyleyeceklerdir; 'Adli ve idari soruşturma devam ediyor. Eksiklikler varsa ortaya çıkacak' diyeceklerdir. Ama ilgililerin bunun dışında yaptıkları en önemli açıklama kazanın gerekçesinin doğal afet olduğu şeklinde gerçekleşti. 'Aşırı yağış' denildi. Aşırı yağış konusunda Devlet Demir Yolları'nın bilgi sahibi olduğu ve bu konuyla ilgili olarak da kendi ilgililerini uyardığı açıkça ortada" dedi.

 

 

“O HALDE HANGİ HATALARI BELİRLEDİNİZ”

 


Kazanın yaşandığı gün bölgede yağış olduğunu söyleyen Öztrak “ Yetkililer de bu yağış nedeniyle rayın altındaki toprağın boşaldığını ifade ediyorlar. Şunu sormak gerekiyor; Bu yağış, bugüne kadar bu bölgede hiç gerçekleşmemiş bir yağış mıydı? Meteoroloji Mühendisleri Odası'na göre bu sorunun cevabı, hayır. Kazanın bugüne kadar tek sebebi olan yağışın benzerlerinin bölgede daha önce de gerçekleştiğini ifade ediyorlar. Oysa demiryolu ve yol yapımlarında bir yaklaşım var. 100 yıllık debilere göre hesaplama yapıyorsunuz. Şimdi karayolları 500 yıllık debilere geçmiş durumda. Dolayısıyla, yağışın bir gerekçe olmayacağı açıkça ortaya çıkıyor. İkinci soru, gerekli bakım ve yenileme çalışmaları yapıldı mı? Yapıldıysa araziye meteorolojik şartlara uygun teknik analizler yapıldı mı ? Yapılan çalışmalarda bu analizler gözetildi mi? İş teslim alınırken gerekli kontroller yapıldı mı? Uzmanlar, bu konuda ciddi sıkıntıların olduğunu söylüyorlar. Bu sorular sadece olay yeri için geçerli değil, hattın tamamı için geçerli. Bu nedenle hatta yeni kazaların yaşanması riski olduğunun da altını çiziyorlar. Bundan önceki Ulaştırma Bakanı diyor ki; 'Yıllık kontroller daha nisan ayında yapıldı. Kazayla ilgili soruşturma dosyasında da bunu doğrular bir bilgi var. Demiryollarının Birinci Bölge Müdürlüğü Çorlu Savcılığı'na bir yazı gönderiyor. Deniyor ki, 'Nisan ayının 13'ünde yol muayene makinesiyle yolda kontrol yaptık'. O halde hangi hataları belirlediniz? "

 


'KAZANIN GERÇEKLEŞTİĞİ YERDE SON BAKIMI KİM YAPTI?'

 


Öztrak “ Yolda bakımı yapılması gereken menfezleri gösteriyor burası. 'Kazanın vuku bulduğu menfezde bakım öngörülmemiştir. Listede bulunmamaktır' deniliyor. Demek ki o rayların havada durduğu menfezde bakım ihtiyacı yokmuş. Menfez o ihalelerin içinde yok. Kazanın gerçekleştiği yerde en son o bakımı kim yaptı? Kim denetledi? Bu alanda Demiryolları'nda faaliyet gösteren sendikacılar, özellikle tren yollarında bakım ve onarım işlerinin son zamanda özel kesime bırakıldığını ve yapılan işlerin kalitesinde çok ciddi sorunların olduğunu söylüyorlar. Diğer taraftan buradaki yaptığımız görüşmelerde görgü tanıkları şunu söylediler; 'Tren kazasından önce bu bölgede hattın etrafında biz düdük sesleri duyardık, dolaşan bekçileri görürdük. Kazanın olmasından çok önce düdük sesleri kesildi' diyorlar. Sendikacıların ifadesiyle burada yol bekçileri var. Bu yol bekçileri yağmur yağarsa nereyi kontrol etmek gerektiğini avuçlarının içi gibi biliyorlar. Ray bekçileri son dönemde büyük oranda emekli edilmiş ve yerine yenisi alınmamış. Milletvekili arkadaşlarımızın yaptığı tespite göre bin 200 tane yol bekçisi kadrosu var. Bugün bu sayı 39'a inmiş" diye konuştu.

 

 

O HAKİM DEĞİLDİR, SARAYIN HAKİMİDİR

 


Partililer ile birlikte Muratlı İnanlı mahallesine geçen Kılıçdaroğlu burada vatandaşlarla kahve toplantısı gerçekleştirdi. Hakkında açılan davalarla ilgili basın toplantısı da düzenleyen Kılıçdaroğlu “ Değerli basın mensupları, Tekirdağ’daki temaslarımızı ve ziyaretlerimizi sonlandırdık. Tren kazasıyla ilgili çok önemli bir raporu kamuoyuna açıkladığımızı düşünüyorum. Parlamentoda umarım bütün siyasal partilerin katkısıyla, katılımıyla bir araştırma komisyonu kurarız ve Devlet Demiryollarının içinde bulunduğu tabloyu biraz daha net halk öğrenmiş olur. Bundan sonra Edirne’ye ve diğer hayatını kaybeden vatandaşlarımızın bulunduğu bölgelere gideceğiz, Uzunköprü’ye gideceğiz ve onlara da hem taziye ziyaretlerinde bulunacağız, başsağlığı dileklerimizi ileteceğiz onlara.

 


Bugün bir mahkeme Man adası belgeleriyle ilgili olarak benim hakkımda yüksek bir tazminat yükümlüğü getirmiş. O hakime sormak isterim, açık ve net söylüyorum “kardeşim sen hakim değilsin, sen sarayın hakimisin” Hakim olsaydın şu soruyu sorardın sen, derdin ki “1 sterlinlik şirkete 18 milyon dolarlık malı niye sattınız kardeşim?” Bunu Kılıçdaroğlu söyledi, “Nedir bu hangi şirketi sattınız siz?” Bu soruyu soramaz. Sorarsa Yargıtay’a üye olamaz, sorarsa başka yerlere atanamaz. O hakim değildir, sarayın hakimidir. Ama o hakim şunu çok iyi bilsin, benim adım Kemal Kılıçdaroğlu, ben öyle o tür davalara pabuç bırakmam, sonuna kadar mücadele ederim. Sonuna kadar mücadele etmek demek tüyü bitmemiş yetimin hakkını korumak demektir. Benim görevlerimden birisi de budur, hatta en önemli görevim budur. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını mahkeme kararlarına rağmen koruyacağım ve o davaların tamamını kazanacağım. Tamamını kazandığım zaman göreceklerdir bir üst mahkemenin veya diğer mahkemelerin lehime verdiği kararları o hakimin suratına çarpacağım ben, beni korkutacağını mı sanıyor?” dedi.

 

 

SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİM, BU BENİM NAMUS BORCUMDUR

 


Kılıçdaroğlu “ Üçüncü nokta, efendim Tayyipler alemiyle ilgili karikatürü twitter hesabımdan yayınladım, hakkımda soruşturma açılmış. Aziz Nesinlik bir olay, hakkımda soruşturma açıldı. Neymiş? Cumhurbaşkanına hakaretmiş. Ne hakareti kardeşim, ne hakareti? Savcı savcı değil, Erdoğan bildiğimiz Erdoğan, onun talimatıyla davalar açılıyor, onun talimatıyla sözde biz mahkum olacağız. Mahkum etmezseniz namertsiniz siz. Ben şuna karar verdim, bu ülkeye demokrasi gelinceye kadar bedeli ne olursa olsun mücadele etmeye kararlıyım. Tek başıma bile kalsam, mücadele etmeye kararlıyım. İster Erdoğan, ister bütün tayfası gelsin mücadeleyi yapacağım, sonuna kadar mücadele edeceğim. Bu benim namus borcumdur” dedi.

 

 

Haber/Şaban KARDEŞ

 


0282 726 91 91
0282 747 65 10