Herkesin geleceği ile ilgili endişesi var

Yayında ülkenin durumunun sorulması üzerine Türkkan, “Yaşadığımız bu coğrafyada iyi olmak çok kolay bir hadise değil. Türkiye bulunduğu jeopolitik durumu itibari ile dış etkilere çok açık bir ülke.  Kendi dinamiklerimizle beraber dışarıdan da çok çabuk etkilenebiliyoruz. Türkiye’yi gerçek anlamda hem iç siyasette hem ekonomide hem de içeride bir rejim değişikliği ile beraber yeni sistemde ciddi sıkıntıları olan bir ülke olarak görüyorum” dedi.

3 GÜNDÜR TRAKYA’DAYIZ

İyilik Kervanı programı kapsamında 3 gündür Trakya’da olduklarını söyleyen Türkkan “Bunun 3 tane amacı vardı. Bir tanesi yerel seçimler öncesinde vatandaşın nabzını tutmak, bir diğeri Türkiye’yi 3 aydır adeta kasıp kavuran ekonomik krizin vatandaştaki etkilerini görmek, yerinde tespit etmek” dedi.

KRİZİN TAM ETKİLERİNİ YAŞAMIŞ DEĞİLLER

Çerkezköy’deki temasları ile ilgili izlenimlerini paylaşan Türkkan “Ben şunu gördüm. Çerkezköy’de sanayi kuruluşlarının önemli bir kısmı ihracata yönelik üretim yapıyor. İhracata yönelik üretim yaptıkları için bu konuda henüz etkilerini çok hissedememişler. Durumun farkındalar, bir krizin ciddi anlamda onlara doğru yaklaştığını görüyorlar, ama henüz bunun tam etkilerini yaşamış değiller. İthalata bağlı üretim yapmak konusunda en şanslı sanayi kolları burada, ortalaması yüzde 76’ymış. Türkiye’de ihracat yapan önemli sanayi kuruluşlarının yüzde 91 ithalat bağımlılığı var. Burasının yüzde 76 olması önemli. Yani sadece ihracat yapıyoruz, bize döviz geliyor diyenler aslında 100 liranın en az 76 lirasını ithalat yapmak zorundalar” dedi.

“BU İŞÇİLERİ SOKAĞA BIRAKACAK”

Türkiye’de önemli bir hastaneler zincirinin geçen hafta yaptığı toplantıda ameliyatların ertelenmesi talebinin iletildiğini söyleyen Türkkan, “Ameliyat ipliği temininde ciddi sıkıntı yaşıyorlar. Türkiye bu noktadayken bu krizin boyutunu çok fazla detaylandırmaya gerek yok. Krizin boyutu belli. Sade vatandaş, ücreti hiç artmayan emekli, çalışan işçi bundan ne kadar etkileniyor, bunu tespit etmek çok önemli. Elektrik artıyor, su artıyor, dolar artıyor, Euro artıyor. Artmayan 2 şey var. Emekli maaşı ile asgari ücret. Bunlar bu kriz karşısında en çok etkilenecek olan kesim. Bu kesim farklı bir sıkıntıyla karşı karşıya kalacak. O da şu, üretmekten artık vazgeçen, üretmekten yorulan, üreterek zarar eden birçok  işletme yavaş yavaş kapılarını kapatacak ve bu işçileri sokağa bırakacak” dedi.

“RİSKTE OLAN KESİM ÖZEL SEKTÖR”

“Türkiye bu kriz dönemini nasıl atlatacak, sorun nereden başladı, dolardaki gecelik iniş çıkışları nasıl yorumluyorsunuz” sorularını da yanıtlayan Türkkan “2001 krizi finans kriziydi. Bankalar etkilendi. Bu krizin etki altına aldığı kesim şirketler, vatandaş. Türkiye ilk defa bir krize girerken devletin dış borcu, özel sektörün dış borcunun altında. Riskte olan kesim özel sektör. Özel sektörün karşı karşıya kaldığı döviz borçları ödeyememesiyle daha da büyüyecektir” dedi.

VATANDAŞ KRİZİN AĞIRLIĞINI DAHA FAZLA HİSSETMEYE BAŞLAYACAK

Önümüzdeki süreçte bankaların kendini kurtarmak için özel sektöre verdiği borçların üzerine gitmeye başlayacağını dile getiren Türkkan “Çalışma barışı bozulur. İşten çıkan vatandaş işyerine öfkelenir. Şirket kıdem tazminatını dahi ödeyemeyecek duruma gelebilir. Yılbaşından itibaren krizin ağırlığını vatandaş daha fazla hissetmeye başlayacak” dedi.

“TÜRKİYE YANGIN YERİ”

Türkkan “Türkiye yangın yeri. Herkesin geleceği ile ilgili endişesi var. Asgari ücretli nasıl geçineceğim diye biraz daha zorlanıyor. Tabloya bir bakıyorsunuz  500 milyon dolara özel VIP uçak alan bir cumhurbaşkanı var. Hediye olduğu söyleniyor. Ama 500 milyon dolarlık hediye olmaz. 500 milyon dolarlık hediye veren bir adamın sizden ne beklediğine de bir bakmak lazım. Sabah kalktığında kızında Ferrari bir araba gören baba bunun kimin hediyesi olduğunu sorar, bir arkadaşının hediyesi olduğunu öğrenince de neye karşılık diye merak eder. Türkiye de merak ediyor şuanda. 500 milyon dolarlık hediye verildiği zaman mutlaka bir karşılığı olur” dedi.

“ANKETLE HALKA GÖTERECEĞİZ”

İYİ Parti’nin gündeminde sadece millet ile ittifak olduğunu dile getiren Türkkan, partinin kendi adayları ile seçime gideceğini kaydetti. Yerel partilerde iyi partinin stratejisi ile ilgili de konuşan Türkkan “Adayın tek kriteri var. Halkta karşılığı olabilecek, halka dokunabilecek bir aday olabilmeli. Bunu tespit ederken teşkilatlarımıza danışacağız. Aday adaylarını anketle halka götüreceğiz. O ankette öne çıkan ismi de mutlaka ve mutlaka aday olarak göstereceğiz” dedi.

“REJİMİN ADI TEK ADAM REJİMİ”

Yeni sistemde cumhurbaşkanının çok yetkili fakat sorumsuz olduğunu dile getiren Türkkan “Yeni düzenin işleyişiyle alakalı aksaklıklarla ilgili soru önergesi verdiğinizde yeni yasa diyor ki ‘siz cumhurbaşkanına soru soramazsınız’. Kime sorayım, cumhurbaşkanı yardımcısına. Cumhurbaşkanı yardımcısının yetkisi var mı, yok. Bu sistem demokrasi ile izah edilebilecek bir sistem değil. 24 ve 27. Dönem arasında fark var. Mecliste konuşma süreleri yarı yarıya indirilmiş. Komisyonlarda kanunlar tartışılacak, mecliste sadece oylama yapılacak, konuşma vermemeyi düşünüyorlar. Bu rejimin adı tek adam rejimi. Millet demokratik tepkisini ortaya koymalı” dedi.

“ÖNERGE VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

Fetö ile mücadele konusunda da konuşan Türkkan “Meclis açılış açılmaz ilk verdiğimiz araştırma önergesi fetö’nün araştırılmasına ilişkin oldu. İtiraz eden parti Adalet ve Kalkınma Partisi oldu. Şimdi geldiğimiz noktada biz bir tek şey kaldı elimizde, fetö’nün siyasi ayağını araştırmaya yönelik bu araştırma önergelerimizi farklı şekillerde yeni dönemde de vermeye devam edeceğiz. Fetö diye bir çukur var, o çukurun içine gerçek fetö’cüleri atmak yerine muhalif olan kim varsa onları da atmaya başladılar” dedi.

Haber/Faik Onur KAYA