"Arkeolojik Buluntular Işığında Çağlar Boyu Okçuluk"

Namık Kemal Üniversitesi Okçuluk Topluluğu tarafından "Arkeolojik Buluntular Işığında Çağlar Boyu Okçuluk" konulu konferans düzenlendi. Okçuluk kültürünün bilinmeyen yönleri hakkında

Tekirdağ 10.05.2019 17:08:00 0

Namık Kemal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansa  NKÜ Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Evren Cabi ve Dr. Öğr. Üyesi Tevfik Sütçü, akademisyenler ile  çok sayıda öğrenci katıldı.

 

OKÇULUK TOPLULUĞUNUN ÇALIŞMALARI ÜZERİNDE DURDU

 

Okçuluk topluluğunun çalışmaları üzerinde duran Okçuluk Topluluğu Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Tevfik Sütçü, topluluğun 2014 yılında kurulduğuna dikkat çekerek “Üniversitemizin bize veriş olduğu fırsatları ve imkanları kullanarak o günden bugüne kadar çeşitli faaliyetler yaptık. Yaklaşık 500 civarında öğrencimizi Geleneksel Türk okçuluğunu tanıttık, tanıştırdık. Bu öğrencilerimizin bir kısmı Türkiye ortalamasının çok üzerinde bu işin içine girmiş oldular. Takımlar kurarak müsabakalara katıldık. 2018 yılında Türkiye çapında 27 takımın katıldığı bir müsabakada takımımız ikincilik ödülü getirdi. Bu ödül bizleri mutlu ederek çalışmalarımızı daha da ileriye götürdü. Sadece ödül ya da sportif bir faaliyet olarak bakmadık bu çalışmalara. Zaman zaman Üniversitemizin kültürel etkinliklerinde sergiler açtık, gösteriler düzenledik. Bu yılın sonuna kadar 3 müsabakaya katılmayı planlıyoruz” dedi.

 

“OK” VE “YAY” İNSANLIĞIN ORTAK MİRASI

 

 “Ok” ve “yay”ın insanlığı bu günlere taşıyan önemli gereçlerden olduğunu kaydederek insanlığın ortak mirası olduğunu söyleyen Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşe Atik ise “Çin’de Okçuluk av, savaş, ruhsal gelişim, akıl ve beden sağlığına yarayan bir araç olduğunu kaydederek Zhou Hanedanlığı zamanında 6 soylu sanat olan matematik, kaligrafi, edebiyat, binicilik ve müzik ile aynı kategoride yer almıştır. Japonlarda okçuluk sanatına “Kyudo” denildiğini ve geleneksel eğitimlerde önemli bir yer kazanarak toplumda saygın bir noktada bulunmuş, Mısırda ise ilk hanedanlığın (M.Ö. 3200-2950) 5. kralı olduğu düşünülen kralın lahitinde iki yay ve dokuz ok bulunmuştur” şeklinde konuştu.

 

ÇİÇEK TAKDİM EDİLDİ

 

Prof. Dr. Neşe Atik “Okçulukta çok başarılı olmayan Romalılardan sonra Anadolu topraklarında Doğu Romalılar/Bizanslılar da aynı şekilde başarısızdı. Doğu Romalılar zamanında yaklaşık M.S. 4. yüzyıldan itibaren Orta Asya’da Türk Okçuluğunun temelleri atılmaya başlandı ve özellikle Göktürkler zamanında Okçuluk büyük önem ve başarı kazandı.  Göktürk Kağanlığı (552-581) 6. yüzyılın ortasında Asya’nın doğusunda Çin devletinin batısında Sasani ve İran devletinin sınırladığı bozkırlarında, doğuda Avarlar, batıda Ak Hunlar ile yapılan mücadeleler sonucunda ortaya çıktı. Ok Göktürklerin ana silahları arasında olduğu kabul edilmektedir. Demirden olan bu ok uçlarının pek çoğu hem savaşta hem de avcılıkta kullanılmıştır. 8. yüzyılda Göktürkler ’in önemli ok tipleri arasında üç kanatlı oklar dışında iki kanatlı ve yassı ok uçları öne çıkar. Üç kanatlı okların çoğunun kanatlarında birer delik yer almaktadır, bu oklar daha çok mesafeli atışlar için üretilmiştir. Ayrıca Göktürk oklarının yaklaşık üçte birinin kemik bilyalı yani ıslıklı olduğu bilinmektedir. Anadolu’da Doğu Romalılar zamanında unutulan okçuluğun Selçuklular ile birlikte hem av hem de savaş silahı olarak büyük önem kazandığını ve Osmanlı zamanında da önemini sürdürdüğünü kaydetti.” dedi. Program günün anısına konuşmacı Prof. Dr. Neşe Atik’e çiçek takdimi ile son buldu.

 

Haber: Mayil SEYMEN


0282 726 91 91
0282 747 65 10