Öztrak: AVM'lerin açılış kararı bilimsel değil siyasi

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, gündeme dair yaptığı açıklamada 11 Mayıs tarihinde açılacak AVM'ler hakkında eleştirilerini dile getirerek,

8.05.2020 17:51:00 0
Öztrak: AVM

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak dün Parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi.

 

“YENİDEN 2 BİNLİ RAKAMLARIN ÜSTÜNE ÇIKTIK”

 

Salgın sürecindeki başarıda sağlık çalışanlarının gayreti ve toplumun kurallara uyum konusundaki özeni ve dikkatinin çok büyük katkısı olduğunu ifade eden Milletvekili Öztrak, “Gelen öncü veriler kaygılarımızda ve uyarılarımızda haklı olduğumuzu gösterdi. Salgınla mücadelede ikinci raunda iyi başlamadık. Beş gün aranın ardından günlük hasta sayısı 6 Mayıs’ta yeniden 2 binli rakamların üzerine çıktı. Dün de bunun etrafında çok az aşağı düşüşle bunun etrafında seyrediyor.” dedi.

 

“SORUMLU BİR ÇIKIŞ STRATEJİSİ İZLENMELİ”  

 

Hükümetin, salgından çıkışta ikinci bir dalgaya neden olmamak için “sorumlu bir çıkış stratejisi” izlemek zorunda olduğuna dikkat çeken Öztrak, Bunun için “bilimsel gerçeklere riayet, uyma” ve “karar sürecinde saydamlık” gerekmektedir. Biz, Bilim Kurulu’nun yeni uzmanlık ve yetkinliklerle takviye edilmesi gerektiğini söylemiştik. Bilim Kurulu, çıkış stratejisini artık sektör bazında belirlemelidir. Hatta il bazında belirlemelidir. Ancak son açıklamalara göre, bu konuda bir başıbozukluk var.” dedi.

 

TFF’NİN 12 HAZİRAN KARARINI ELEŞTİRDİ

 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, Türkiye Futbol Federasyonu’nun 12 Haziran’da ligleri yeniden başlatmasında, Bakanlığın ya da Bilim Kurulu’nun herhangi bir öneri veya katkısı olmadığını ifade etmesi hakkındaki açıklamasına yönelik de açıklama yapan Öztrak, “Türkiye Futbol Federasyonu kendi özgür iradesiyle ligleri başlatma kararı alıyormuş. Sorumluluk federasyondaymış. Türkiye Futbol Federasyonu devlet içinde ayrı bir devlet de bizim mi haberimiz yok? Eğer salgından çıkış böyle yönetilecekse, isteyen istediği gibi kendi özgür iradesine göre hareket edecekse bu Bilim Kurulu neden var, Sağlık Bakanlığı neden var, Bakan olarak siz neden varsınız? Yarın restoran, eğlence mekânları ve kafe sahipleri “kendi özgür iradeleriyle” işe başlamak isterse ne diyeceksiniz?” sorularını yöneltti.

 

"AVM KARARI BİLİMSEL DEĞİL SİYASİ"

 

11 Mayıs tarihinde açılacak AVM’ler hakkında da eleştirilerini dile getiren Öztrak, bu kararın bilimsel olmadığını savunarak siyasi olduğunu söyledi. Öztrak sözlerine şöyle devam etti: “Diğer bir garabet de saray hükümetinin salgından çıkış stratejileri kapsamında, AVM’lerin 11 Mayıs tarihinde açılacağını açıklaması oldu. Bu kararın ardından çok sayıda Bilim Kurulu Üyesi AVM’lerin çok erken açıldığını ifade ettiler. Sağlık Bakanı’nın “bunları biz kapatmadık ki, biz açalım” gibi muğlak ifadelerinden, kararın Bilim Kurulu’nun saray hükümetine yaptığı tavsiyeler arasında olmadığı ortaya çıktı. Daha önce basına yansıyan dedikoduların doğru olduğunu ve AVM’lerin açılması kararının “bilimsel” değil; “siyasi” olduğunu anladık. Nitekim, bugün bir Bilim Kurulu Üyesinin açıklamaları basına yansıdı. “Bazı adımların bizler tarafından atıldığı sanılmasın” diyen Bilim Kurulu Üyesi, aslında bu kararların nasıl alındığı konusunda milletimizi de aydınlatmış oldu. AVM’ler siyasi rant uğruna açılmaktadır.

 “SÜREÇTE SAYDAMLIK OLMALI”

Süreçte dikkat edilmesi gereken en önemli hususun saydamlık olduğunu vurgulayan Öztrak, 4 Mayıs’ta açıklanan kararlardan önce yapılan toplantıda, Bilim Kurulu’nun, hükümete neler önerdiği, nasıl bir tedbir listesi hazırladığının mutlaka açıklanması gerektiğinin altını çizdi. “Vatandaşın canını ilgilendiren bu kararların hangisi Bilim Kurulu’nun önerisidir, hangisi saray hükümetinindir bilmeliyiz.” diyen Öztrak sözlerine şöyle devam etti: “Hangi kararlarına Saray hükümeti uymamıştır bunları görmeliyiz. Bundan sonra Bilim Kurulu toplantılarında konuşulanlar düzenli olarak kamuoyuyla paylaşılmalıdır. Bilim Kurulu’nun hazırladığı tedbir listelerinin, kapalı zarf içinde saraya gönderilmesinden vazgeçilmelidir. Hele hele “Biz bazı seçenekleri Sayın Cumhurbaşkanımıza arz ettik, kendileri takdir buyuracaklar” gibi ifadeler, salgından çıkış sürecinde ekonominin toparlanması, tencerelerin yeniden kaynaması içinde ihtiyacımız olan güveni sağlayamaz.”

 

“NİSAN AYINDA EN AZ 103 İŞÇİ KORONADAN ÖLDÜ”

 

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin tespitlerine göre, sadece Nisan ayında, en az 103 işçinin Covid-19 virüsü nedeniyle yaşamını yitirdiğinide gündeme getiren Öztrak, “Korona maalesef işçilerimiz için ölümcül bir meslek hastalığına dönüşmektedir. Bu hastalığın iş cinayetlerine dönüşmemesi için tedbirler mutlaka sıkılaştırılmalıdır. Emekçilerimizin sağlığı için iş yerlerinde, sosyal mesafe ve hijyen başta olmak üzere, gereken tedbirler alınmalıdır. Salgından çıkış sürecinde atılması gereken diğer bir adım, başta yüz maskesi olmak üzere, koruyucu malzemeye erişimin kolaylaştırılmasıdır.” dedi.

 

“BİN TL VERDİLER 730 TL MASKE GİDERİ ÇIKARDILAR”

 

Polis ekiplerinin Taksim Meydanı’nda maske takmayan vatandaşlara ceza kesmeye devam ettiğini dile getiren Öztrak, bu konuda şunları söyle: “Şimdi maske satacaklar bir de tavan fiyat getirmişler: 1 TL. Bir aileye yılda bir defaya mahsus olmak üzere bin TL para verdiler. Ailenin iki bireyi her gün dışarı çıkmak zorunda kalsa, ailenin yıllık maske gideri 730 TL eder. Bin TL’den kalan geriye 270 TL kalır. Bu 270 lirayla millet karnını mı doyuracak, kirasını mı ödeyecek, elektrik faturasını mı verecek? Bizim belediyelerimiz bedava maske dağıtmayı becerdi, ama saray hükümeti beceremedi. Çıplak gerçek bu. Ama bir şey daha yaptılar, belediyelerimizin maske dağıtmasını da engellemeye kalktılar.”

 

“UÇAN EKONOMİ DEĞİL, DOLAR KURU OLDU”

 

“Doların değeri 7 lira 27 kuruşu gördü” diyen Öztrak bu artışı tüm zamanların rekoru olarak değerlendirdi. Hükümetin “Başkanlık sistemi ekonomimizi uçuracak” sözlerini hatırlatan Öztrak, “Uçan ekonomi değil ama maalesef dolar oldu. Erdoğan seçimlerden önce ne diyordu, “24 Haziran’da bu kardeşinize yetkiyi verin, ondan sonra şunla bunla nasıl uğraşılır görün.” Gerçekten de gördük. Erdoğan’ın damadını Hazine ve Maliye Bakanı yaptığı 10 Temmuz 2018’de 1 doların değeri 4 lira 53 kuruştu. Dün itibariyle 7 lira 27 kuruşu gördük. Damat iş başına getirildiğinde, en büyük banknot olan 200 lira ile 44 dolar alabiliyorduk. Şimdi aynı banknot ancak 28 dolar ediyor. Maşallah çok iyi uğraştılar paramızı pul ettiler. Yine damat iş başına geldiğinde asgari ücret 354 dolardı. Şimdi 322 dolara düştü. Milletin hem geliri hem de parasının satın alma gücü dolar karşısında güngörmüş kar gibi eriyor.” dedi.

 

“İŞSİZLİK VE YOKSULLUK TSUNAMİSİ YAKLAŞIYOR”

 

Bu salgınla beraber çok büyük bir işsizlik ve yoksulluk tsunamisinin yaklaştığına dikkat çekerek açıklamasını sürdüren Öztrak, “Nisan sonu itibariyle kısa çalışma ödeneğine 291 bin firma 3,2 milyon çalışanı için başvurmuş. Akademisyenler yaptıkları çalışmalarda mevcut işsizlerin üzerine bu yıl 3-3,5 milyon civarında işsizin eklenebileceğini söylüyorlar. Bu resmi işsizlik oranının yüzde 25’lere çıkması demek… Özellikle gençlerimizde işsizlik oranlarının çok daha yüksek seviyelere ulaşacağı anlaşılıyor. Bu yıl üniversiteden mezun olacak gençlerimiz, büyük ihtimalle işgücü piyasasına bile giremeyecek. Bu sene genç işsizliğinin yüzde 40’lara ulaşabileceğini öngören çalışmalar var. Yine yapılan bu çalışmalar krizin en çok düşük gelirli, lise ve lise altı eğitim seviyesine sahip, kayıt dışı çalışan kesimleri etkileyeceğini gösteriyor. Bu da kriz sonrasında yoksulluk ve toplumsal eşitsizliğin çok daha ağırlaşacağı anlamına geliyor.” şeklinde konuştu.

 

“MİLLETİN GELECEĞİNİ KARARTMAKTAN VAZGEÇİN”

 

Öztrak eleştirilerinde şu ifadelere de yer verdi: “Ancak bu şekilde kriz sonrasında, dünyada üretim üslerinin yer değiştirmesi sürecinde büyük fırsatları ülkemiz yakalayabilir. Eğer bunu beceremeyecekseniz, bunu da yapamayacaksanız, artık milletin geleceğini karartmaktan vazgeçin, bu işi bırakıp gidin.”

 

“YKS TARİHİ TEMMUZ SONU OLMALI”

 

Açıklamasının sonunda Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, gençlerin ve ailelerin haklı taleplerini yeniden gündeme getirerek “Bir ileri, bir geri değiştirilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı tarihi, 25-26 Temmuz olarak kalmalıdır önceden açıklandığı gibi. Gençlerimiz zaten zor bir dönemden geçerken, yeni travmalara, yeni belirsizlere neden olunmamalıdır. Bu kararın Bilim Kurulu’nda ya da YÖK’te alınmadığı belli olmuştur. Saray labirentlerinde hangi gerekçeyle alındığı meşkuk bu karardan, bu yanlıştan biran evvel dönülmelidir.” dedi.

 

Haber/Duygu KÖSEOĞLU


0282 726 91 91
0282 747 65 10