Öztrak: Memleketin bereketi kaçtı

CHP Sözcüsü ve CHP Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. CHP Sözcüsü Öztrak, Erdoğan'ın şahıs rejiminin en bü

Tekirdağ 7.02.2021 14:34:00 0
Öztrak: Memleketin bereketi kaçtı

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, bugün Genel Merkez’de düzenlediği basın toplantısında,  “Bir süredir takip ettiğiniz gibi, siyasi partiler arasında ziyaret trafiği hızlanmış vaziyette. Dün biz, Saadet Partisi’ne bir ziyaret gerçekleştirmiştik. Bugün de Halkların Demokratik Partisi yöneticileri, Genel Merkezimize bir ziyaret gerçekleştirdiler. Diğer partilerin de birbirleriyle görüşmeleri sürüyor. Bugünkü ziyarette, ülkemizin içinde bulunduğu buhranı, demokrasi ve hukuk devletindeki hızlı aşınmayı, artan işsizliği, açlığı ve milletin boşalan tenceresini görüşme imkanını bulduk. Buhranla birlikte milletin sırtındaki yük giderek artıyor. Bu çerçevede, milletin sesini duyan, ona kulak veren partiler, bu buhrandan çıkışın nasıl olacağı konusunda fikir alışverişinde bulunuyorlar. Burada bir hususun altını da çizmek istiyorum: CHP bu ülkenin birliğinin, bütünlüğünün sigortasıdır. Bu çerçevede, tüm partilerle görüşebilen parti Cumhuriyet Halk Partisi’dir. Bu, demokrasimizin geleceği için büyük bir imkândır.

 

MİLLETTEN GERÇEKLERİ SAKLADILAR

 

Devletin akılla, istişare ve ilimli yönetilmediği iddiasında bulunan Öztrak, “Vasıfsız, liyakatsiz kadrolar elinde, kuru inatla, nefret diliyle ülkemizin ufku karartılıyor. Bir yanda salgın, diğer yanda ekonomik kriz, buna bir de devlet krizi eklenince, ülkemizde ciddi bir buhran yaşanıyor. “Vaka” dediler, “hasta” dediler. Salgında milletten gerçekleri sakladılar. Şimdi aynısını aşıda da yapıyorlar. “Ocak sonuna kadar 40 milyon, Şubat sonuna kadar 50 milyon doz aşı gelecek” vaadinde bulunmuşlardı. Geldi mi? Hayır. Ocak ayı bitti. Gele gele 13 milyon doz aşı geldi. Yine Ocak sonuna kadar 1,5 milyon doz Alman aşısı gelecekti. O da ortalarda yok. Sağlık Bakanı, “Günde 1 milyon 100 bin kişiyi aşılayacağız” demişti. Bugüne kadar aşılaya aşılaya günde ortalama 114 bin yurttaşımızı aşılayabildiler. Hani Erdoğan’ın şahsım rejiminde her iş hızlı olacaktı? 22 günde aşılanan yurttaşlarımızın sayısı 2,5 milyon. “İki günde yapacağız” diye söz verdikleri aşıyı, 22 günde ancak yapabilmişler. Neden? Çok açık söyleyeyim, bu konuda bunun sorumlu, sağlık personelimiz değil. Çünkü bizim koruyucu hekimlik alanında sağlık personelimizin başarısı tüm dünyada tescilli. Sorumlu yeterli aşı tedarikini yapamayan Saray, şimdi elde yeterli aşı ve ciddi bir aşı planlaması olmadığı içinde işlerin ağırdan alındığı anlaşılıyor” dedi.

 

AK PARTİ KONGRELERİNDE SOSYAL MESAFE YOK

 

Öztrak, “İsrail, nüfusunun yüzde 60’ını, Birleşik Arap Emirlikleri yüzde 36’sını, İngiltere yüzde 16’sını, ABD’de yüzde 10’unu aşıladı. Bizde ise Saray sosyetesinin Allah’a çok şükür yüzde 100’ü aşılandı ama milletin sadece yüzde 3’ü aşılanabildi. Tüm dünya zamana karşı yarışıyor. Virüsün mutasyona uğraması, yani kılık değiştirmesi ihtimaline karşı aşıların hızla yapılması lazım... Aşılama bitene kadar da, sosyal mesafe tedbirlerine harfiyen uymak gerekiyor. Ama sosyal mesafe gözetmeden doldurulmuş kapalı salonlarda, AK Parti İl Kongreleri yapılıyor. Bugün de 7 ilde AK Parti Kadın Kolları Kongreleri vardı. Yine salonlarda hiçbir sosyal mesafe yoktu. Restoranlar, lokantalar, eğlence mekânları kapalı. Esnaflarımız kan ağlıyor. Restoranda, kafede, kahvehanede bulaşan virüs, her ne hikmetse şarkılı, türkülü AK Parti Kongrelerinde bulaşmıyor. Anlaşılan, sırra kadem basan Alman aşıları, milletimizden önce AK Parti teşkilatıyla buluşmuş gibi gözüküyor. Erdoğan’ın kongrelere uzaktan bağlantıyla katılıp, kendisini korumaya alıyor, salonları “sosyal mesafesiz” dolduran partililerine de teşekkür ediyor. Ama bizim İl Başkanlarımız bir restoranda kazara bir toplantı yapsa, “Salgın kuralları ihlal edildi” deyip, hem iş yerine hem de arkadaşlarımıza cezalar yağdırılıyor. 65 yaş üstü yurttaşlarımız evlerde kaç aydır hapis. Çocuklar belirlenen saatlerin dışında anne babasıyla dışarı çıksa, idari para cezası yiyor. Ama AK Parti, vur patlasın, çal oynasın kongre yapıyor. Böyle bir lakaytlıkla, böyle bir gayrı ciddilikle salgınla nasıl mücadele edilir bilemiyorum. Edilemiyor da zaten. Günlük vaka sayıları yeniden 7 binli seviyelerin üstüne çıktı. Bunda AK Parti kongrelerinin ne kadar katkısı var bunu bilmek lazım. Açıkça soruyoruz; kongrelerin yapıldığı illerde hasta sayıları bu kongrelerden sonra ne kadar arttı? Bunu millete açıklayın. Hasta sayısındaki her bir artışın vebali kongreler nedeniyle Erdoğan’ın üstündedir. Milletimizin sağlığını sadece salgın tehdit etmiyor. Milletimizin sağlığını, canını işsizlik, yoksulluk, fukaralık da tehdit ediyor. Esnaflarımız cinnet getirme noktasında. Cumhuriyet Halk Partisi olarak Türkiye’nin dört bir yanında, milletimizin yanındayız. Bu hafta milletvekili arkadaşlarımız, Afyonkarahisar ve Uşak illerimizdeydi. Esnaf ve zanaatkârlarımız başta olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin dertlerini dinlediler, dertleriyle dertlendiler. Arkadaşlarımız Uşak’ta esnaf ziyareti yaparken, anahtarcılıkla uğraşan bir esnafımız, yaşadığı ekonomik sorunlar nedeniyle yaşamına kıydı. Arkadaşlarımız orada olmasaydı, bu intihar da, diğerleri gibi saklanacaktı, görmezden gelinecekti” dedi.

 

GÖRMÜYORLAR, DUYMUYORLAR, KALPLERİ MÜHÜRLÜ

 

Öztrak, “Sarayı buradan bir kez daha uyarıyoruz. Esnaf artık dayanamıyor. Kapıya dayanan icra tebligatlarına, esnaflarımız artık canıyla karşılık vermeye başladı. Saraya esnaflarımız canıyla ihtarname çekiyor. Bu feryadı duyun. Bu çaresizliği görün. Ama Sarayın kulakları var; duymaz, gözleri var; görmez. Çünkü kalpleri mühürlü… Kalplerinin mühürlendiğini, Erdoğan’ın çıkardığı şu karar diyor. Şimdi burada kendisinin imzası var. Bu kararla, alayiş valayişle kamuoyuna duyurdular esnafın kredi borçlarını altı ay erteliyorlarmış. Peki nasıl erteliyor? Faiziyle erteliyor. Hem de yeni yüksek faizlerle erteliyor. Yetmezmiş gibi… Kredi borçlarının taksit sayısı da değiştirilmiyor. Ertelenen borç, sözleşmedeki vadenin üzerine yayılarak tahsil edilecek. Bu da yetmez… Borç erteleme işlemlerinden doğacak olan, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi de esnaftan tahsil ediliyor. Bari vergiyi almayın. Ama “Esnaftan ne koparırsak, o kâr” zihniyetiyle hareket eden bir yönetim var. Esnaflarımız tabi elbette istemez. Ama Allah korusun bir kişiyi işten çıkartmak zorunda kalırsa, esnafın borcu da erteleme kapsamından çıkarılıyor. Biz, “Bu kredi borcunun üzerine bir çizik atın” dinlemediler. Bizi dinlemediler. Peki bari esnafı dinleyin. Bu borcu faizsiz erteleyin. Kalan vadenin sonuna ekleyerek taksit dönemini uzatın. Ama Erdoğan’ın şahsım rejimi esnaflarımızın da bu sesini duymadı. Şimdi ilgili banka yetkilileri esnafları mahcup bir şekilde arayıp, “Bu şartlarda borcunuzu yeniden yapılandırmaya, ertelemeye razı mısınız?” diye soruyorlar. Diğer taraftan da Esnaf Odaları Başkanlarımızı, “Bu konuda menfi konuşursanız, odanızın sınıfını düşürürüz” ha diye tehdit ediyorlar. Ayıptır, yazıktır. Bu esnaf size 40 yıl vergi ödedi, pek çoğu size oy verdi. Ama siz esnaflara 40 gün bakamadınız.

 

 SİYASİ HIRSIZLIKTIR

 

 TÜİK’in makyajlı verilerinin bile saklandığını kaydeden Öztrak, “TÜİK son enflasyon sepetini açıkladı. Millet et yiyemez hale gelmiş. Ekmek ve makarnaya yükleniyor. Yeni sepette “dana etinin” ağırlığı TÜİK düşmüş. Ekmekle ve makarnanın ağırlığını ise arttırmış. Millet ete hasret kaldı. Eti gramla alır hale geldi. Bunu aylardır söylüyoruz. Şimdi TÜİK de diyor. Kış aylarındayız. Kışın en çok tüketilen ürünlerin fiyatları alıp başını gitti. Son bir yılda portakalın fiyatı yüzde 67, yumurtanın fiyatı yüzde 67, mercimeğin fiyatı yüzde 59, ayçiçek yağı fiyatı yüzde 54, pırasanın fiyatı yüzde 53, mısırözü yağının fiyatı yüzde 53 artmış. Bunlar da TÜİK’in makyajlı rakamlarına göre. Mutfaktaki yangının gerçek boyutu bunların çok çok üstünde. TÜİK’in açıkladığı enflasyon yüzde 15. Vatandaşın sokakta, mutfakta yaşadığı enflasyon yüzde 30-35. Memura ve memur emeklilerine 2021’in ilk yarısı için verilen zam ne kadar? Yüzde 3. Ocak’ta enflasyon ne kadar? TÜİK’in rakamlarına göre yüzde 1,68, Bağımsız Enflasyon Araştırma Grubu’na göre yüzde 2,99. TÜİK’e göre 100 liralık maaş zammının 56 lirası, Enflasyon Araştırma Grubu’na göre ise maaş zammının tamamı Ocak ayında uçup gitmiş. Peki bu memur, bu emekli önümüzdeki beş ayda ne yapacak? Kesesinden yiyecek. İşte bunun adı gasptır. Bunun adı, hırsızlıktır. Enflasyon dünyadaki en sinsi hırsızdır. Milletten gerçek enflasyonu saklamak, enflasyon rakamlarını karartmak ise, taammüden siyasi hırsızlıktır.

 

ARTIK ÜLKEMİZDE “AİLE GENCİ” SORUNU VAR

 

Öztrak, “Maalesef artık ülkemizde “Aile Genci” diye bir sorunumuz var. 37 üyeli Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı içinde, bu konuda en kötü durumdaki ülke Türkiye… OECD’de “aile gençlerinin oranı” yüzde 13, Türkiye’de ise yüzde 29. Gençlerine iyi bir eğitim veremeyen, iyi iş imkânları sunamayan bir ülke, geleceğe güvenle bakamaz. “Türkiye’nin en önemli beka sorunu” işte budur. Ama Erdoğan’ın Şahsım Rejimi, bıraktık gençlerimize iyi eğitim ve iş imkânı sunmayı, iyi eğitim alan az sayıdaki gençlerimizi bile “terörist” ilan etme noktasına kadar gidiyor. Gençlerimizi düşmanlaştırıyor. Yani bunu nasıl yapılabiliyor, hangi hakla yapılıyor anlamak mümkün değil. Boğaziçi Üniversitesi, Türkiye’nin göz bebeği bir devlet üniversitesi. Boğaziçi Türkiye’de her öğrencinin, her ailenin hayalini süsleyen bir bilim yuvasıdır. Türkiye’nin her yerinden, her sosyal katmandan öğrenci, bu okula iyi bir eğitim almak için geliyor. Boğaziçi Üniversitesindeki öğrencilerimiz, bu ülkenin bilimine, teknolojisine, üretimine katkı vermek için çalışıyorlar, çabalıyorlar. Dünyadaki diğer gençlerle yarışabilmek, en iyi yaşam standartlarına ulaşmak istiyorlar. Boğaziçi’ne öğrenciler atamayla gelmiyor. Alın teriyle, büyük çabalarla geliyor. Bu öğrenciler; Boğaziçi’ne girmeye sadakatleriyle değil, kendilerinin açıkça ifade ettiği gibi; zehir gibi zekâlarıyla, emekleriyle hak kazanıyorlar. İşte bu nedenle, akla, bilime, hukuka değil, Saray’dan gelecek talimata göre hareket eden, “Kayyum” istemiyorlar. Diplomalarının üzerinde, hakkında akademik hırsızlık iddiaları olan birinin, imzası olsun istemiyorlar. Kayyumun, son yıllarda gerileyen akademik başarıyı, daha da geriye düşüreceğini düşünüyorlar. Boğaziçililerin bu talepleri meşru mu? Son derece meşru… Bu meşru taleplerini barışçıl bir şekilde, demokratik haklarını kullanarak dile getiriyorlar. Ama öğrencilerin haklı taleplerini dinlemek yerine, türlü provokasyonlara girişerek, öğrencilerin meşru eylemlerini itibarsızlaştırmaya çalışmak anlaşılır gibi değil. Yapılan atama yanlış. Yanlıştan dönmek erdemdir. Bu erdemi ya Erdoğan gösterecek, ya da atanan kayyum” diye konuştu.

 

KOCA ÜLKE GÜLMEYİ UNUTTU, KEDER “KADER” OLDU

 

Öztrak, “Erdoğan’ın şahsım rejiminin en büyük siyasi hırsızlığı ise; milletin gülüşünün çalınmasıdır. 83 milyonu aşan koca bir ülke artık gülmeyi unuttu. Karamsarlık, keder, kasvet kader oldu. Memleketimizin bereketi kaçtı. Devletin adalet direği çöktü. Enkazın altında hep beraber kaldık. Aşımız gitti adalet direğinin çökmesi nedeniyle, işimiz gitti. Çünkü can ve mal güvenliği olmayınca kimse yatırım yapmak istemiyor. Milletin seçtiği Enis Berberoğlu’nun milletvekilliği o da çalındı. Milli irade gasbedildi. Bunu biz demiyoruz. Anayasa Mahkemesi diyor. Hem de bir defa değil, iki defa söylüyor. Oy çokluğuyla değil, oy birliğiyle bu kararı veriyor. Yaşanan bu sorun, Sadece Cumhuriyet Halk Partisi’nin sorunu değildir. Bu sorun demokrasimizin sorunudur. İhlal edilen millet iradesidir. İhlal edilen Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin hukukudur. İhlal edilen temel hak ve hürriyetlerdir. Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararı, tarihe mal olmuş bir karardır. Ne diyor Anayasa Mahkemesi? “Hukuk devleti retorikten, yani sadece sözden ibaret değildir” diyor. Başka ne diyor? “Kamu gücünü kullanan organların, mahkemelerin ve bireylerin hukuka uygun davranmadıkları bir ülkede, hukuk devletinin varlığından söz edilemez” diyor. Hangimiz bu tespitlere itiraz edebiliriz? Anayasa Mahkemesi hukuka sahip çıkma çağrısına muhatap da gösteriyor: Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne Hâkimler Savcılar Kurulu’na ve kamu gücü kullanan diğer kurumlara görevlerini hatırlatmak ihtiyacını duyuyor. “Bu işi sadece bana bırakmayın” diyor. Neden bunu yapıyor. Çünkü Anayasamıza göre; Anayasa Mahkemesi kararları bağlayıcı, bunun herhangi bir istisnası da yok” diye konuştu.

 

Haber/Cengizhan KÜPELİOĞLU

 

 


0282 726 91 91
0282 747 65 10