Öztrak: Ortalığa salınan pis kokular dayanılır gibi değil

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, partisinin Merkez Yönetim Kurulu toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu. Faik Ã??

Tekirdağ 11.05.2021 13:45:00 0
Öztrak: Ortalığa salınan pis kokular dayanılır gibi değil

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak bugün Genel Merkez’de MYK gündemine dair açıklamalarda bulundu.

 

 KUDÜS’TE YAŞANANLAR ULUSLARARASI HUKUKA VE İNSAN HAKLARINA AYKIRI

 

Öztrak, “ Maalesef bayram öncesi, Kudüs’ten çok üzücü görüntüler geliyor. İsrail polisinin Mescid-i Aksa’da ibadet eden Filistinli kardeşlerimize tam da bayram öncesi yapmış olduğu saldırılar İslam âleminin ve vicdanı olan herkesin yüreğini dağladı. Kudüs, üç semavi din için de kutsal bir kadim şehirdir. Bu şehirde yıllardır yaşayan Filistinli kardeşlerimiz evlerinden, topraklarından edilmek isteniyor. İsrail’in bu insanlık dışı girişimi asla kabul edilebilir değildir. Uluslararası hukuka da insan haklarına da aykırı bir provokasyondur. Bu davranışları kınıyor, bir an evvel son bulmasını bekliyoruz.

 

 MİLLETİN PAYINA HEP FEDAKARLIK DÜŞÜYOR

 

Öztrak, “ Ucube vesayet rejiminin başladığı, 2018 Haziran ayından bu yana Erdoğan Şahsım Hükümeti ülkeyi yönetiyor. Daha doğrusu yönetemiyor. Üç yıldır milletimizin durumu gün günden kötüye gidiyor. Yasaklar, yolsuzluklar ve her gün artan yoksulluk, milletimizin boğazına yapıştı, sıkıyor. Üç yıldır, Saray ve şürekâsı, “İtibardan tasarruf olmaz” diyerek, “Tatlı hayat” sürerken, milletimizin payına hep fedakârlık düşüyor. Yapılan hataların faturası da hep halkımıza çıkıyor. Ülkede huzur, milletin sofrasında bereket, ağızlarda tat, tuz kalmadı. Bir de üstüne üstlük bir türlü yönetemedikleri salgın geldi. İnsanımız canıyla cüzdanı arasına sıkıştırıldı. Milletimizin geliri güneş görmüş kar gibi eriyor. 2017 yılında 859 milyar dolar olan gelirimiz, 2020’de 717 milyar dolara düştü. Erdoğan Şahsım Hükümeti, üç yılda milli gelirimizi 142 milyar dolar eritti. Erdoğan Şahsım Hükümeti, çalışan yurttaşlarımızın işini de ellerinden aldı. Son iki yılda, 2019 ve 2020 yıllarında yani, bırakın millete yeni iş imkânları sunmayı, 1 milyon 926 bin yurttaşımız çalıştığı işini kaybetti. Mart ayı işsizlik rakamları bugün açıklandı. Gerçek işsizlerimizin sayısı, sadece son bir yılda, 1 milyon 517 bin kişi arttı. İşsizler ordumuzun sayısı, dünya üzerindeki 100 ülkenin nüfusundan daha fazla” dedi.,

 

ÇARŞI PAZAR KARIŞIK

 

Çarşı pazarın yangın yeri olduğunu kaydeden Öztrak, “ Geliri düşen, işinden olan insanlarımız, enflasyona da ezdiriliyor. Hayat pahalılığı, çarşıda, pazarda vatandaşlarımızı isyan ettiriyor. TÜİK’in resmi rakamlarıyla, son bir yılda, hepimizin mutfaklarında kullandığı ayçiçek ve mısırözü yağı yüzde 54 ve yüzde 51, tavuk eti yüzde 45, domates yüzde 44 zam görmüş. Pazarda tezgâhlara, markette raflara yaklaşılamaz oldu. Çarşıda, pazarda artan fiyatların, çiftçilerimize, üreticilerimize bir faydası var mı? Ne gezer… Tezgâhta milletin cebini yakan meyve-sebze, tarlada da para etmiyor. Alın teriyle, emekle yetiştirilen tonlarca ürün, bu son kapanmadaki yanlış kararlarla çöpe gitti. Sonra bu hafta sonu semt pazarları açıldı. Ama hesaplı meyve sebze almayı uman vatandaş, pazar tezgâhlarında da umduğunu bulamadı. Antalya’da tarlada 20 kuruşa düşen, çiftçinin isyan edip yerlere döktüğü salatalık, pazarda 4 liraya, bezelye 7 liraya, taze fasulye 10 liraya tezgâha çıktı. Bu çiftçinin suçu değil, pazarcının suçu da değil… Bunun sorumlusu, ülkeyi yönetemeyen metal yorgunu Erdoğan Şahsım Hükümeti… Çiftçi, pazarcı esnafı, vatandaş derdini kime anlatacak? Televizyon televizyon gezip, seçilmişlere laf yetiştirmekten, önüne konan genelgeleri okumaya vakit bulamayan, kapanmayla ilgili düzenlemeleri yap-boz tahtasına çeviren atama İçişleri Bakanı’na mı? Ya da “Çiftçi dediğin, çok çalışır, az kazanır” diyen, artık partilileri tarafından bile istifası istenen Tarım Bakanına mı? Ayağına bu memleketin toprağı değmesin diye, tarlaya galoşla giren, Türkiye’de kalmasının millet için “En kötü ihtimal” olduğunu kendisinin bile idrak ettiği, Saray’ın kibirlisine mi? Saray milletten koptu. Vatandaşın halini görmüyor, sesini duymuyor. Ama milletten fedakârlık bekliyor. Bu millet daha neyin fedakârlığını yapacak? IBAN numarası gönderdiniz, bağış istediniz sesi çıkmadı verdi. Yetmedi. Uluslararası Para Fonu verilerine göre; akran ülkeler içerisinde, vatandaşlarına en az destek veren, üç hükümetten birisi siz oldunuz vatandaşın sesi çıkmadı. Yetmedi. Siz lebalep kongre yaparken, milletin dükkânını kapattınız yine ses çıkmadı”açıklamasında bulundu.

 

 REZERVLERİ DİBİ DELİK KOVAYA BOŞALTTILAR

 

Öztrak, “ Yetmedi. Döviz kasası boşalınca, millet için değil, turist için aşı yaptınız, turist için milleti eve kapattınız, o da yetmedi… Merkez Bankası’nın kasasını boşalttınız. Merkez Bankası’na kanunla verilmiş, “Kasasındaki dövizleri, siyasetten bağımsız bir şekilde yönetme” yetkisini, kanunsuz bir şekilde, protokolle Hazine’nin başındaki damadın eline verdiniz. Milletin atadan deden kalan varlıklarını satarak, alın teriyle ürettiklerini ihraç ederek biriktirilen rezervleri, önce Merkez Bankası’nın kapısının arkasından buharlaştırdınız. Sonra damada bağlı kamu bankaları eliyle bir güzel sattırdınız. Patinaj yapan ekonomiyi, 2019 yerel seçimlerinde, millete iyi göstermek için, milletin 128 milyar dolarını satmaya başladınız. Bunlar da yetmedi. Kerameti kendinden menkul “Enflasyon sebep, faiz sonuç” teorinizi ispat etmek için, dibi delik kovaya bu rezervleri boşalttınız. Milletin dövizlerini har vurup harman savurdunuz” diye konuştu.  

 

PEKCAN HAKKINDA TBMM SORUŞTURMA ÖNERGESİ BAYRAMDAN SONRA VERİLECEK

 

Öztrak, “ Yoksulluk, yasaklar ve yolsuzlukla mücadele” vadederek gelen Erdoğan, bugün ülkeyi yolsuzlukların ve usulsüzlüklerin cennetine çevirmiştir. Erdoğan ailesinin adını kullanarak, gümrükte iş çevirmeye kalkan kişi, Ticaret Bakanı yapılıyor. Kümes tilkiye emanet ediliyor. Önce kendi firmasının dezenfektanlarını, kendi bakanlığına satıyor. Kendisi de bunu kabul ediyor. Hatta kendini savunmak için “Ucuza sattım” diyor, sonra pahalıya sattığı ortaya çıkıyor. Yetmiyor, şirketi için kıyak vergi indirimleri yapıldığı ortaya çıkıyor. Yetmiyor, şirketinin bayiliğini de baş danışmanına yaptırdığı ortaya çıkıyor… Görevden alınan bakan, elini kolunu sallayarak gezmeye devam ediyor. Parti Grubumuz, bu konuda bir Meclis Soruşturması açılması için gereken önergeyi bayramdan sonra verecek. Vereceğimiz önergeyi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının yarısından bir fazlasının desteklemesi gerekiyor. Bu önergeye atılmayacak her bir imza, milletin vicdanını kanatır. Bu milletvekilleri için büyük bir ahlaki sınavdır. Ve bu sınavın sonunda, kim ak koyun, kim kara koyun ortaya çıkacaktır. Bu soruşturma, eski Bakan Pekcan için de bir fırsattır. Eski Bakan, ekşi yemediğinden eminse, kendisi de aklanmak için bu soruşturmanın açılmasını istemelidir. Milletimizin aklındaki soru işaretleri ancak bu şekilde giderilebilir. Skandallar bununla da sınırlı değil. AK Parti Genel Merkezi’ndeki ofis boylar bile, milyonluk arabalarda burunların pudra şekeri çekiyorsa, milletimiz de, “Bizim bin bir fedakârlıkla okuttuğumuz evlatlarımız, asgari ücretle iş bulamazken, bu gençler, bu milyonları nereden buluyor?” diye elbette soracaktır. “Ofis boy bunu yapıyorsa, ofisin sahipleri neler yapıyor?” diye elbette soracaktır” dedi.

 

CUMHURİYET SAVCISI KILINI KIPIRTATMIYOR

 

Sedat Peker olayına da değinen Öztrak, “ Ama memlekette gün geçmiyor ki, yeni bir kirli çamaşır ortalığa dökülmesin. Bir skandal hazmedilmeden, diğeri patlıyor. Hafta sonu, yurt dışına kaçmış bir suç örgütü yöneticisinin açıklamalarıyla, Mafya-Siyaset-Emniyet hattında döşenmiş kanalizasyon boruları, bir kez daha patladı. Ortalığa salınan pis kokular, dayanılır gibi değil. Bundan 8 yıl önce ne demişti Erdoğan? “Artık bu ülkede çeteler dönemi bitmiştir. Mafya dönemi bitmiştir. Cunta dönemi geri gelmemek üzere kapanmıştır, bitmiştir”. Ne demiş atalarımız? Büyük lokma ye, ama büyük söz söyleme… Görüyoruz neyin bittiğini neyin başladığını… Birkaç yıl öncesine kadar, Erdoğan ile aynı fotoğraf karelerine giren, seçimlerde AK Parti lehine mitingler yapmasına izin verilen, kendisine koruma olarak Türk polisinin tahsis edildiği bir suç örgütü başı, şimdi konuşmaya başladı. “En güçlü ortaklık suç ortaklığıdır.” Çünkü suç ortakları birbirine göbeklerinden bağlıdır. Birbirlerine mecburdurlar. Bu nedenle de kolay kolay konuşmazlar. Ama şimdi bu şahıs konuşuyor. Mafya konuşuyor, hükümetse susuyor. İddialar da öyle böyle değil. Fetöcü yaftasıyla insanların içeri attırılıp, Bodrum’daki marinalarına çökülmesine, Kolombiya’dan gelen kokainlerden, bir gazetecinin öldürülmesine kadar pek çok korkunç olay dile getiriliyor. Bu itiraflara bakılırsa, ülke, Kurtlar Vadisi’ne dönmüş. Bu ülkede CİMER’e başvuru var diye, Belediye Başkanlarımız hakkında derhal inceleme başlatılıyor. Ama bu korkunç itiraflar için, tek bir Cumhuriyet Savcısı kılını kıpırdatmıyor” açıklamasında bulundu.

 

CUMHUR İTTİFAKI CÜRÜM İTTİFAKI OLMUŞ

 

Öztrak, “ Bu korkunç iddialar, herhangi bir demokratik hukuk devletinde olsa, iktidarlar harekete geçer, Savcılar soruşturma başlatır, gazeteler, televizyonlar günlerce haber yapardı. Ama Türkiye’de bunların hiçbiri olmuyor. Bu da açıkça gösteriyor ki, Cumhur ittifakı sadece AK Parti ve MHP’den oluşmuyor. Mafya da bu ittifakın ortağı ve aparatı… Cumhur İttifakı, Cürüm İttifakı olmuş. Tüm bunlar ortadayken, “Atama İçişleri Bakanı”, hiç utanmadan, sıkılmadan Sayın Genel Başkanımıza hakaret etmeye cüret ediyor. Suç örgütünün başı, Rize’de AK Parti için miting yaparken, makbuldü. Akademisyenlerin kanlarıyla banyo yapacağım derken, yerli ve milliydi. Kendisine koruma olarak Türk polisi verilirken, muteberdi. Şimdi itiraflara başlayınca mı, suç örgütü yöneticisi olduğunu anladınız Sayın Bakan? Hayırdır, Mafya-Siyaset-Emniyet hattında patlayan kanalizasyon boruları, sizde neden bu kadar panik yarattı? Bu hezeyanınız, bu heyecanınız neden? Bu mafya babasına, “Nisan ayında ülkede birçok şey değişecek” deyip, kendisine ülkeye dönüş sözü veren devlet yetkilisi kim? Bunun derhal milletimize açıklanması lazım. Yolsuzluklarla, yasaklarla, yoksullukla mücadele edeceklerini, bunları bitireceklerini vadederek milletin oyunu alan Erdoğan, millete verdiği bu sözleri tutamamıştır. Bugün ülkemiz, her zamankinden fazla yolsuzluklara, yasaklara ve yoksulluğa batmıştır. Bu yönetim, yanlış politikalarıyla, içeride ve dışarıda kendine duyulan güveni sıfırlamıştır. Ama yoksulluk, yasaklar ve yolsuzluklar hiçbir zaman bu ülkenin kaderi değildir. Biliyoruz, 19 yılın sonunda AK Parti iktidarının sonunda tablo iç karartıcıdır. Ama umutsuz olmamalıyız. Çünkü biz, büyük bir yıkımın ve yenilginin ardından, Emperyalizmi savaş meydanlarında mağlup eden, yokluklar içindeyken bile ayağa kalkabilen bir milletin fertleriyiz. Çünkü biz, Kurtuluş Savaşı’nın başkomutanı, Cumhuriyeti kuran, ülkemizi çağdaş medeni âlemin saygın bir üyesi yapan büyük bir önderin, büyük bir liderin Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu partiyiz. O büyük önderin dediği gibi; “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır.” Biz hiçbir zaman umudumuzu yitirmiyoruz” dedi.

 

Haber/Cengizhan KÜPELİOĞLU


0282 726 91 91
0282 747 65 10