Çerkezköy'de Şanlı Zaferin 99.yıldönümü coşkuyla kutlandı

30 Ağustos Zafer Bayramı'nın 99. Yıl dönümü, tüm yurtta olduğu gibi Çerkezköy'de de coşkuyla kutlandı. Çelenk sunumu ve tebrikat töreni ile başlayan kutlamalar saat 10.00'da Hükü

Çerkezköy 30.08.2021 13:29:00 0
Çerkezköy

Kutlamalar Hükümet Konağı önünde çelenk sunumu ile başladı. Atatürk Anıtı önünde düzenlenen çelenk sunma törenine Çerkezköy Kaymakamı Atilla Selami Abban, 3. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Osman Akyıldız, Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay, Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Mehmet Özer, Çerkezköy İlçe Jandarma Komutanı Serkan Engin, Çerkezköy İlçe Emniyet Müdürü Ferhat Akın, siyasi parti temsilcileri, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri, askeri erkan, gaziler, şehit aileleri ve vatandaşlar katıldı.

 

 

TEBRİKLERİ KABUL ETTİLER

 

Çerkezköy Kaymakamlığı, Garnizon Komutanlığı ve Çerkezköy Belediye Başkanlığı çelenklerinin Atatürk Anıtı’na sunulmasının ardından program saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile devam etti. Çelenk sunma programının ardından tebrikat töreni düzenlendi.  Çerkezköy Kaymakamı Atilla Selami Abban, 3. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Osman Akyıldız, Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay ve Cumhuriyet Başsavcısı Vekili Mehmet Özer ile birlikte tebrikleri kabul etti. Tebrikat törenini ardından program saat 10.00’da Hükümet Caddesi’ne kurulan tören alanında devam etti. Çerkezköy Kaymakamı Atilla Selami Abban, 3. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Osman Akyıldız, Çerkezköy Belediye Başkanı Vahap Akay’ın halkın ve askeri birliklerin bayramını kutlamasıyla başlayan tören saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile devam etti. Törende günün anlam ve önemine ilişkin konuşmayı ise Çerkezköy 3’üncü Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda görevli Piyade Yüzbaşı Burak Kabakçı yaptı.

 

 

“EŞİNE TARİHTE AZ RASTLANIR BİR ZAFER KAZANMIŞTIR”

 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasına temel teşkil eden, 30 Ağustos 1922’de kazanılan büyük zaferin 99. yılını ulusça kutlamanın haklı gurur ve heyecanını yaşadıklarını söyleyen Yüzbaşı Kabakçı, “Asil Türk milleti, karaman Türk ordusuyla birlikte varlığına ve vatanına kastedenlere karşı 99 yıl önce bugün kahramanlık ve şeref dolu tarihinden aldığı kudretiyle yeniden dirilerek topyekun bir varoluş mücadelesi sonucunda eşine tarihte az rastlanır bir zafer kazanmıştır. Aziz yurduna ve bağımsızlığına kasteden işgal kuvvetleri karşısında Türk ordusunun ortaya koyduğu eşsiz bir eser olan bu zaferin her safhası tek tek düşünülmüş, hazırlanmış ve yönetilmiştir” dedi.

 

 

“YA İSTİKLAL YA ÖLÜM”

 

1900’lü yılların başında büyük devletler arasındaki meydana gelen çıkar çatışmaları, dünyada gelişen fikir akımları, sanayileşme gibi gelişmeler sonucunda birinci dünya savaşı sonunda müttefiklerin aldığı ağır yenilgiler sonucu Mondros Mütarekesi’nin imzalandığını anımsatan Yüzbaşı Kabakçı, “İmzalanan anlaşma ile bin yıldır üzerinde kan dökerek can vererek yurt edindiğimiz Anadolu toprakları o dönemin büyük devlet ve onların maşaları tarafından işgal edilmiş, ayrıca tarihimize kara bir leke olarak geçen Sevr Antlaşması da ulusumuza dayatılmıştır. İşgal güçleri girdikleri her yerde adeta tarihi kinlerini kusarcasına kadınımıza, yaşlımıza, çocuklarımıza dünyada eşine az rastlanır işkence, zulüm ve hakaretlerde bulunmuşlardır. İşte böylesine umutsuz görünen, üzerimizde kara bulutların dolaştığı bir ortamda Mustafa Kemal Paşa ve onun dava arkadaşları bağımsızlık meşalesini yakarak “ya istiklal ya ölüm” parolasıyla aydınlığa giden yolu aralamışlardır” diye konuştu.

 

“DÜŞMAN İZMİR’DE DENİZE DÖKÜLDÜ”

 

Bu bağımsızlık ve aydınlık mücadelesinin ilk hedefinin ‘son neferine kadar düşmanı güzel ve kutsal vatanımızdan atmak’ şeklinde belirlendiğini dile getiren Yüzbaşı Kabakçı, “Özellikle Sakarya Meydan Muharebesi de hedefimize ulaşmaya muktedir olduğumuzu, milletimizin istiklali uğruna kanının son damlasına kadar mücadeleye devam edeceğini ispatlamıştır. Artık dünyanın en kahraman, en savaşçı milletine düşen görev düşmana son darbeyi vurmak olmuştur. Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığı altında, Türk kuvvetleri düşmana beklemediği bir yerden taarruza geçerek stratejik sahada düşmanı aldatmayı başardı. Avrupalıların 5-6 ayda geçilmez dediği Afyon mevzilerini 3 günde geçerek 30 Ağustos’a gelindiğinde düşman kuvvetlerinin önemli bir bölümünü imha etti. Bu büyük zafer ile düşmana son darbe de vuruldu. Ardından icra edilen takip harekatıyla da 9 Eylül’de düşman İzmir’de denize döküldü” dedi.

 

“GENÇ TÜRK CUMHURİYETİ’NİN TEMELİ BURADA TAÇLANDIRILDI”

 

Dünya tarihçilerinin Büyük Taarruz için “Türkler Mohaç Meydan Muharebesi’nden yüz yıllar sonra yine parlak bir imha muharebesi kazandılar” ifadelerini kullandığını söyleyen Kabakçı, “Bu muharebelerde Türk ordusu çok kısa bir sürede kendisinden üstün düşman kuvvetlerinin büyük bir bölümünü imha ve esir etmiştir. Askeri açıdan bir diğer önemli husus da günün şartlarında bir ordunun 10 günde 500 km’lik mesafeyi yaya olarak ve savaşarak kat etmesidir. 30 Ağustos’un gerçek anlam ve önemini büyük zaferin ikinci yıl dönümünde Dumlupınar’ın Çal Tepesinde yapılan törende Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün verdiği söylevde görürüz: “Hiç şüphe etmemelidir ki yeni Türk devletinin, genç Türk Cumhuriyeti’nin temeli burada taçlandırıldı. Bu sahada akan Türk kanları, bu semada uçan şehit ruhları, devlet ve cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır.” Harpler yalnız karşı karşıya gelen iki ordunun çarpışması değildir. Meydan Muharebesi, milletlerin bütün varlığı ile ilim ve fen alanlarındaki yükselmeleriyle, ahlaklarıyla, kültürleriyle, kısaca bütün maddi manevi kudret ve faziletleriyle çarpıştığı bir imtihan meydanıdır. İşte kazanılan zaferi muhteşem kılan unsur, harbin, kadın, çocuk, yaşlı demeden milletçe, topyekun bir savaş olarak icra edilmiş olmasıdır” dedi. Türk Ulusunun bu meydandan Ulu Önder’in liderliğinde alnının akıyla çıkmayı başardığını belirten Kabakçı, “Türk tarihine altın harflerle yazılan bu zaferin günümüze kadar yansıyan çok önemli siyasi ve askeri sonuçları olmuştur ve bu sonuçların günümüze de yansıdığı görülmektedir. Bu zaferle Türk Ulusunun son neferine kadar yok edilmedikçe Türk’ün istiklalinin elinden alınamayacağı, Türkler’in yalnız askeriyle değil; milletiyle topyekun olarak savaştıkları bir kere daha ispatlanmıştır” ifadelerini kullandı.

 

 

“ATATÜRK İLKELERİ REHBER OLMAYA DEVAM EDECEKTİR”

 

30 Ağustos’un Türk ordusuyla “Silahlı Kuvvetler Günü” olarak armağan edildiğini belirten  Kabakçı, “Türk Silahlı Kuvvetleri ülkemizin huzur ve bekasını sağlamak, bölgemizde ve dünyada sürekli barışın tesisine katkı sağlamak için tarihinden ve milletinden aldığı güçle, modern harp silah ve teçhizatlarıyla; azimli ve kararlı komuta kademesiyle, dostlarının ve ülkemizin güvencesi, düşmanlarımızın korkulu rüyası olmaya devam etmektedir. Dünyanın sayılı askeri güçlerinden birisi olan silahlı kuvvetlerimiz her zaman, her yerde ve her şartta verilecek görevleri ifaya hazırdır.  Milli egemenlik, milli şuur ve tam bağımsızlık esasına dayanan Atatürk İlkeleri bugüne kadar olduğu gibi gelecekte de Türk Silahlı Kuvvetlerimize rehber olmaya devam edecektir” dedi.

 

 

GEÇİT TÖRENİYLE SONA ERDİ

 

Yüzbaşı Kabakçı, Cumhuriyetimizin kutucusu Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun dava arkadaşları ile aziz şehitlerimizi de rahmetle andı. Yüzbaşı Kabakçı’nın günün anlam ve önemine ilişkin konuşmasının ardından tören Hacı Fahri Zümbül Anadolu Lisesi Öğrencisi Atakan Durukan’ın şiiri ve Çerkezköy Halk Eğitimi Merkezi Halk Oyunları ekibinin gösterileri ile devam etti. Kutlama programı askeri geçiş töreniyle sona ererken, Çerkezköylüler geçit töreni sırasında ellerinde ay yıldızlı bayrağımızda Mehmetçikleri ve sancağı selamladı.

 

Haber / Şaban KARDEŞ

 


0282 726 91 91
0282 747 65 10