Yüce Allah’a (cc) sonsuzca şükürler olsun ki, ben fakiri de İslam dinine mensup etmekle şereflendirmiş ve Hz. Muhammed’e (sav) ümmet olma onurunu yaşatmıştır.
Geçen yıl, Çerkezköy’de bir ilke imza atmıştık. İlk diyorum, çünkü Türkiye’de bu güne kadar yapılmış bir iş değildi. Çerkezköy Belediyesi, ilçe Müftülüğü ve Hacı Bektaş Veli Derneği olarak ortak bir Kutlu Doğum Haftası programı düzenlemiş, bu program ile Çerkezköy ve civarında yaşayan Alevi ve Sünni inanca mensup binlerce canımızı “Muhammed-i aşk” etrafında kenetlendirmiştik…
Tabi bu birliktelikten memnun olanlar da olmuştu, az da olsa bu birliktelikten rahatsız olanlar da olmuştu! Çünkü farklı mezheplerin, farklı İslam-i düşüncelerin bir araya gelmesinden hoşlanmayan tiplerin varlığı sizlerce de malumdur. Alevi ile Sünni bir araya gelse birbirlerini tanısalar, birilerinin kirli oyunları bozulacaktır. Bir araya gelmeyelim diye kendini yırtanların çabası da bundan mütevekkil olsa gerek. Bu arabozucular hem Alevilerin hem de Sünnilerin içinde mevcuttur! Yüce Allah’tan (cc) bu fikri bozukların ıslah edilmesini niyaz ederim.
Ama her şeye rağmen, geçen yılki etkinlik hedefine ulaşmış, hem Alevilerin hem de Sünnilerin birçok aksi düşünce duvarları yıkılmış, fikirleri değişmişti. Tabiri caizse, o gece Çerkezköy; Trakya’nın Medine’si olmuştu.
Bu yılda yine Çerkezköy Müftülüğümüzle ortak Kutlu Doğum Haftası programı yapmayı kendi kendimize planlarken, bırakın program yapmayı, programın duyurusunu gazete sayfasından görüp şok yaşadım. Meğerse bu yılki program çoktan hazırlanmışta haberimiz yokmuş! İlçede Alevileri temsil eden kurum olarak bizler, etkinlik programına dâhil edilmemiştik. Hani geçen yıl birbirimize söz vermiştik, 2013 yılında da beraber program yapacaktık?
Şimdi sitem etmenin tam zamanı, Çerkezköy Müftülüğümüz hiç kusura bakmasın, bunları söylemeden edemeyeceğim. Çünkü Çerkezköy’de Alevi ve Sünni kardeşliği için en fazla çaba sarf edenlerden biri olarak bu yapılanlar zoruma gidiyor.
Hepimiz Müslümanız; Hz. Muhammed (sav) sadece Sünnilerin veya sadece Alevilerin değil Alevisi Sünnisi ile hepimizin Peygamberi.
Yani hem sizin hem de benim Peygamberim, ama bir şey daha var; sizin sadece Peygamberiniz, benim ise hem Peygamberim hem de soy itibariyle kanını taşıdığım “Öz Dedem.” Neden mi; çünkü ben Ehli Beyt ailesine mensup bir Seyyid’im. Hz. Muhammed’in (sav) kırk ikinci kuşak torunuyum.
Şimdi size bir soru sorayım; sizin öz dedenizin doğumunu kutlasalar, ama sizi bu kutlama programının hazırlığına dâhil etmeseler, size sadece misafir muamelesi yapsalar siz ne düşünürsünüz? Dedesini sevip, torununu bir kenarda bırakmak nedenli vicdanidir?
Bu soru burada bitti. Vicdanı olanlar, ellerini vicdan üzerine koyup kendilerine bir cevap versinler; ben susuyorum, vicdanınız konuşsun!
